Bir filmden çok azı, silahtan çok fazlası!
- GİRİŞ14.09.2012 09:34
- GÜNCELLEME14.09.2012 09:34
Ve yine aynı filmi düşünün ki, böylesine değersizken küresel ölçekte sorunlar çıkarsın, sorunlara yol açsın…
ABD’de çekilen ve İslam’a, Peygamberimize hakaretler barındıran ‘Müslümanların Masumiyeti’ isimli filmden söz ediyorum.
İnternette 14 dakikalık bir tanıtım videosu (veya özeti diyelim) var. Onu izlemek bile yetiyor. Ne denli amatörce ve daha da önemlisi sinsice hazırlanmış bir çalışma olduğu anlaşılıyor.
Öncelikle teknik bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum.
‘Greenbox’ dediğimiz ‘bindirme’ yöntemiyle çoğunluğu çöl fonunda geçen sıranda bir ‘kapalı mekan’ işi.
Oyunculuklar rezalet, dekorlar sıradan, senaryo namına herhangi bir endişe olmadığı ortada.
Aslına bakarsanız bu saçmalığı sinemasal açıdan değerlendirmeye almak başlı başına hata. Bu bakımdan, yazdıklarımı sadece tespit olarak alın.
Filmde Hz. Muhammed (SAV), ilkel, vahşi ve -alışıldık klişe ile- kadın düşkünü olarak gösteriliyor.
İçeriğinden bahsetmeyeceğim elbette.
Sadece, yazdıklarıma temel olması bakımından biraz bahsetmek istedim.
Teknik olarak filmde dikkat edilecek husus, sonradan eklendiği aşikar olan ‘dublaj’ ifadeler.
Dublaj zaten ‘sonradan seslendirme’ demek de, bahsettiğim dublaj, hepsinden sonra, aralara serpiştirilmiş bazı ifadeler.
‘İslami terörizm’ ve ‘Muhammed’ ifadelerinin, diyaloglara özellikle sonradan yerleştirildiği çok belli.
Anladığım kadarıyla film ‘sesli çekilmiş’. Dublaj ise özellikle eklemlenmiş.
‘İzlamik terörizm’ ve ‘Mohammed’ sözleri, açıkçası, sırıtır bir şekilde ‘eklenmiş’ olarak duyuluyor.
Filmin oyuncularının, “Bizim oynadığımız film bu değildi. Bizim senaryomuz bu değil” savunması bu bakımdan doğru gibi geliyor. Lakin filmin bütününe bakınca, açıkça bir ‘karalama maksadı’ belli oluyor. Oyuncuların bunun anlamaması çok zor. Biz yine de hüsn-ü zan yapıp bu kısmı geçelim.
Gerçekten kayda değer bir film olsa ve uzun uzun üzerinde dursaydık keşke.
İnsanın içini acıtan nokta da bu ki, böylesine rezalet bir iş küresel etki oluşturuyor.
En alçakça maksat olan ‘kutsala hakaret’ niyeti açık olan böylesi bir saçmalığın, bu denli ciddiye alınıp, toplumsal hareketlenme sağlaması yazık.
Evet, Müslüman, kutsalına sahip çıkar. İnancına ve Peygamberi’ne hakaret ettirmez. Tepkisini ortaya koyar.
Lakin soru şu; bu tepki nasıl olmalı?
Bu başlı başına bir konu olmakla beraber şu kadarını söylemeliyim ki; Müslüman bir sokulduğu delikten aynı yılana sokulmaz!
Nedir bu kışkırtmalara gelmemiz, küresel planlara alet olmamız!
Daha ne kadar birilerinin değirmenine su taşıyacağız!
Sokaklara çıkalım, protesto edelim, eylemin dibine vuralım.
Fakat binaları ateşe vermek, adam öldürmek değil yöntem.
Siz gerçekten bu kalleş sisteme tepki göstermek istiyorsanız, o sistemi ayakta tutan çarkları yerle bir etmelisiniz.
Hadi kalkın ve bütün ABD mallarını protesto edin.
Almayın, harcamayın, yemeyin-içmeyin…
Bunu yapın ve kimsenin burnu bile kanamadan nasıl diz çöküp yalvarıyorlar görün.
Bütün olarak, bütüne karşı durmadıkça, parça olarak paramparça ‘oyuna gelmeye’ devam ederiz.
Ve işte bir filmden çok çok az olan saçma sapan bir iş, silahtan fazla etki ederek ‘biz’i böyle zor duruma düşürür.
Kimin bizi nasıl nitelendirdiği, kimin bana nasıl bakacağı ve menfaatler vs umurumda olmaz.
‘Oyuna gelmemek’ ve soğuk kanlı bir şekilde oyuna esas duruşla karşılık vermek şiarımız olmalı…
Şimdi oturalım bu çok bildik filmi izlemeye devam edelim…
Abdulhamit Güler - Haber 7
abdulhamitguler@gmail.com
twitter: @_hayirlisi_
http://www.facebook.com/ahg13
Yorumlar2