Trump Ağustos’ta Başkan olmayı bekliyor!

  • GİRİŞ06.06.2021 10:13
  • GÜNCELLEME06.06.2021 10:13

ABD’de Başkanlık seçimlerinin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen Trumpçı Cumhuriyetçiler seçimlerin çalındığına inanmaya devam ediyorlar. Seçimlerde hile yapıldığının ortaya çıkacağı ve Trump’ın Ağustos’ta Başkanlık görevine döneceğine dair komplo teorileri bu aralar çok konuşuluyor. Trumpçıların yaydığı söylentilere göre ABD Yüksek Mahkemesi’nin oy birliğiyle vereceği bir karar sonucunda Başkanlık Trump’a iade edilecek. Trump’ın bu komplo teorisine inandığı ve bu yönde propaganda yapılması için birçok kişiyi görevlendirdiği de söyleniyor.

“New York Times”ın “Beyaz Saray” muhabiri Maggie Haberman Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda Trump’ın yakın çevresine Ağustos’ta Başkanlık görevine dönmeyi beklediğini söylediğini duyurdu. Amerikan muhafazâkârlığının önemli isimlerinden yazar Charles Cooke da “National Review” dergisindeki “Maggie Haberman haklı” başlıklı yazısında kaynaklarının bu söylentiyi doğruladığını belirtti. Cooke’un verdiği bilgiye göreyse Trump seçim kaybeden senatörlerden David Perdue ve Martha McSally’nin de göreve döneceğini düşünüyor imiş.

Trump’a oy veren 74 milyon seçmenin çok önemli bir bölümü Trump’ın “seçimi çaldılar” iddiasını savunuyor. Sıkı Trumpçılar da seçim sonuçlarını meşru kabul eden Cumhuriyetçiler’e savaş açtılar. Temsilciler Meclisi’ndeki Trumpçı vekillerse Trump karşıtı kanadın önde gelen isimlerinden Liz Cheney’i “Cumhuriyetçi Konferans Başkanlığı” görevinden indirdiler. Cheney’in devrilmesi Trump’ın parti üzerindeki nüfuzunu sağlama aldığının göstergesiydi.

Trump 2024’te aday olmasa bile, Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan adayını belirleme gücüne sahip. Trump döneminde ABD’nin müttefikleriyle ilişkisi bir hayli yara almıştı. ‘Liberal Avrupa’ veya ‘Küresel Avrupa’ Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’yi dönüştürmesinden rahatsız. Demokratlar Temsilciler Meclisi ve Senato’da çok dar farkla çoğunluktalar. Bu aritmetiğin 2022’deki seçimlerde değişme ihtimali var. Bu ihtimal, Joe Biden’ın Avrupa’yı Çin(ve Rusya) karşıtı bir blokta ABD ile birlikte saf tutmaya çağıran dış politikasını zora sokabilir. İç savaş havasındaki seçmen kutuplaşması ve Trump’ın gücünü korumaya devam etmesi sebebiyle ‘Liberal Avrupa’ bütün yumurtaları Amerikan sepetine koymakta tereddütler yaşayabilir.

Washington’da tartışılan bir diğer konuysa bazı Trumpçılar’ın “askerî darbe” çağrıştıran söylemleri. Trump’ın ilk Ulusal Güvenlik Danışmanı emekli general Michael Flynn yaptığı bir konuşmada Myanmar’da gerçekleşen askerî darbeye atıflarda bulundu. Myanmar’da Kasım ayında yapılan seçimlerde ordunun desteklediği parti ağır yenilgi almıştı. 1 Şubat’ta Myanmar ordusu seçimlerde hile yapıldığı gerekçesiyle darbe yapmıştı. Flynn’in benzer bir durumun ABD’de yaşanması gerektiğine dair bazı yorumlarda bulunması askerî darbe çağrısı olarak algılandı. Hemen hatırlatalım istihbarat subayı olarak Irak ve Afganistan’da kritik görevler yapan Flynn 2012’de “Savunma İstihbarat Ajansı(DIA)” Direktörlüğü’ne getirilmişti. Flynn Demokrat karşıtı radikal eğilimleri sebebiyle 2014’te görevden alınarak emekli edilmişti.

Trump’ın son aylarında Pentagon’da baş danışmanlık görevinin yanısıra “West Point Askeri Akademisi Danışma Kurulu” üyeliği getirilen emekli Albay Douglas Macgregor da askerlerin siyasî liderliği ele almaları gerektiğini savunan bir yazı kaleme aldı. Sıkı Trumpçı çizgideki “American Greatnees” sitesinde 15 Mayıs’ta yayınlanan yazının başlığı “Fransa’nın Askerleri ve Küreselleşme: Demokratik Fransa’da askeri darbe gerçekten mümkün mü? Fransa egemen bir ulus olarak kalmak istiyorsa, cevap evet olabilir. Bu Amerika için ne anlama geliyor?” idi. Macgregor’a göre çok sayıda eski askerin Cumhurbaşkanı Macron’a ültimatom niteliğinde bir mektup kaleme almaları çok doğru bir hareket idi. Macgregor ABD’de de benzer bir harekete ihtiyaç olduğunu vurguluyordu. Yine Trump’ın eski danışmanlarından Sebastian Gorka da 2 Haziran’da aynı sitede yayınladığı yazısında Trump’ın 2024’te Başkan seçilmesi halinde’ Derin Devlet’e, Liberaller’e, Silikon Vadisi’ne, Twitter, Facebook, Google başta olmak üzere sosyal medya şirketlerine karşı çok sert oynaması gerektiğini savunuyordu.

Özetle söylemek gerekirse ABD’de siyaset giderek daha da kutuplaşıyor. Biden’ın ABD Kongresi’ndeki ana akım ılımlı Cumhuriyetçilerle çalışma hevesi de kırılmış gözüküyor.
Yeni Şafak

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat