Kutsal kitap ve ifade özgürlüğü

  • GİRİŞ30.01.2023 12:09
  • GÜNCELLEME30.01.2023 12:09

Ben bir Müslüman olarak, Yahudiliğin ve Hristiyanlığın kutsal metinlerini oluşturan kitapların koleksiyonu sayılan “Kitab-ı Mukaddes’e saygı duyar, yakılmasına karşı çıkarım. İster eski, isterse Yeni Ahit olsun, Hristiyanlarca kutsal atfedilen kitaptır. Kutsalı yakmak, kutsal olana küfretmek ifade özgürlüğü kapsamına giremez, girmemeli. 

Malumunuz Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Danimarkalı ırkçı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan tarafından Kur’an-ı Kerim yakıldı.

Tüm dünya şimdi kutsal kitap yakma eylemini ifade özgürlüğü çeperine girdirmenin derdine düştü. Batı dünyası sessiz. Aynı mekânda veya başka bir Büyükelçilikte; yakılan, Kur’an değil de İncil veya başka bir dinin kutsal kitabı olsaydı tepki nasıl olurdu? Nitekim haklı olarak Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan açıklamada “Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan aşağılık saldırıyı en güçlü şekilde lanetliyoruz. Müslümanları hedef gösteren ve kutsal değerlerimize hakaret eden bu İslam düşmanı provokatif eyleme ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Çünkü bu bir nefret suçudur” denildi. 

Kutsalı dışlayan ve kutsal kitap yakmayı ifade özgürlüğü sayanlar, ifade özgürlüğünü kutsallaştırdıklarının farkındalar mı? İfade özgürlüğünün sınırları olmalı. Çeperi genişletir, ülkelere göre ifade özgürlüğü tanımlaması yapmaya kalkışırsanız, bunun altından kalkamazsınız. Ben ırkçılığın her türüne karşıyım. Çin takvimine göre yılbaşını kutlamaya çalışanlara karşı bir katliam düzenlenmesi de son derece yanlış, ırkçı bir eylemdir. İfrat ve tefrite karşı olmamız gerekiyor. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.

Tabi bu İslamofobi ne ilk ne de son olacak.

Daha önce de Kuzey Avrupa ülkelerinde Müslümanların kutsal kitabına ya da peygamberimizin hedef alındığına şahit olduk. Tüm ülkeleri ve uluslararası kuruluşları İslam düşmanlığına karşı dayanışma halinde somut tedbirler almaya davet eden Dışişleri Bakanlığı, İsveç Savunma Bakanı’nın Türkiye’ye yapacağı ziyareti iptal etti. Ben şahsen uluslararası küresel camianın Kur’an’a sahip çıkacağını ve bu çirkin hadiseyi telin edeceklerini beklemiyorum. Kutsal kitap yakmak, nefret suçu ve ırkçılıktır, asla düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamına dahil edilemez.

Yüce Rabbimiz Kelamullah’ın En’am 108’inde şöyle buyurur: “(Müşrik ve münkirlerin) Allah’tan başka yalvarıp-yakardıklarına (taptıklarına) sövmeyin; ki sonra onlar da haddi aşarak cahilce (ve küstah şekilde) Allah’a sövmesinler! İşte böyle, Biz her ümmete (niyetlerine ve liyakatlerine göre) yaptıklarını süslü (çekici) gösterdik, ardından nihayet onların son varışları Rablerinedir.”

Liberal düşünce veya modernliğe göre; kendileri için iyi ve doğru kabul ettikleri değerlerin bir başkasına zarar vermediği sürece bu doğrultuda özgürce eylemde bulunmayı düşünce özgürlüğü kabul ediyorlar. Modern Batılı zihin arızalı ve ötekini anlamaktan acizdir. Ruh dünyalarının metaforları körelmiş. Gözleri var gerçekleri görmüyor, kulakları var işitmiyorlar. Onlar bizim düşünce özgürlüğünü içselleştirememiş olduğumuzu sana dursunlar. Ben Batı dünyasının, yaşayarak gözlemleyip ve sonrasında İslamofobi kanaate evrildiklerini düşünmüyorum. Her canlı İslam fıtratı üzerine yaratılmıştır. Dolayısıyla Batı›nın anadan doğma İslamofobi olduğunu da iddia etmiyorum. Birbirini anlama kaygısı olmayan zihniyetlerin çatışması kaçınılmazdır. Bir arada yaşama kültürü olmayan insanlar, çıkarları gereği birbirini yok etmeye çalışır. Savaşları tetikleyen de budur.

Seçimler ve NATO konusunda İsveç’e dikkat etmek gerekiyor. Türkiye’nin seçimlerine direkt müdahale düşünceleri yoksa bile, İsveç’in Türkiye’ye yönelik NATO hesabı olabilir. NATO konusunda Erdoğan, açık ve net konuşuyor. Dolayısıyla İsveç ve arkasındaki güçler faturayı bize kesmek isteyeceklerdir. Bu mesele NATO’dan bağımsız düşünülemez.

İsveç’in NATO üyeliğini zorlaştıracak bir kriz ortamını bizzat İsveç›in kendisi oluşturuyor. İsveç bu kafa ile NATO’nun önemli üyesi Türkiye ile nasıl müzakere edecek? Irkçı bir eylemin kamu gücüyle korunmuş olması, ona meşruiyet kazandırmaz. PYD/YPG konusunda da haklıydık. Teröre destek veren bir ülke, elbette İslamofobi eylemlere de onay verecektir. Bu durumda Türkiye, İsveç’in NATO’ya dahil edilmesi konusunda destek vermez ise, hem hukuki olarak hem de diğer açılardan haklı olacaktır. İsveç bunun sonuçlarına katlanmalıdır.

Kutsala olan inanç kotlarında zayıflama başladı. Batı’dan önce kendimize, durduğumuz zemine bir bakalım. Geleneksel değerlerin içini boşalttık. Bizler de her geçen gün sekülerleşme yolunda hızla ilerliyoruz. Şu, kaynağından uzaklaştıkça kirlenir. Kutsala olan duruş ve bakışımızı kontrol edelim.

Altılı Masa’ya bir tavsiyem olacak. Hani sizler otoriterleşme ve tek adamlığa karşısınız ya. Bu yüzden de 6 lider kontrolünde bir yönetim şekli kurgunuz var. Zaten Cumhurbaşkanı adayı çıkarsanız bile bu aday sembolik, geçici ve ara dönem adayı olacak. Cumhurbaşkanı yardımcıları diye ifade ettiğiniz diğer parti liderleri de en az Cumhurbaşkanı kadar yetkili olacaksa, o halde ne diye aylardır kendinize zulmediyorsunuz? Madem İyi Parti CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmıyor, siz de 6 adayla seçime gidin. Yani her parti kendi liderini Cumhurbaşkanı adayı olarak göstersin, kazandığınızda beraber yönetin. Böylece tek adam rejimi ve otoriterleşmeye son vermiş olursunuz. Altılı başladınız, sokağın sesine kulak vererek altılı olarak devam ediniz. Toplum, şartlar ve dünya değişiyor. Güçlü lider figürüne Altılı Masa’nın ihtiyacı yoktur. “Yeter, söz milletin!” sloganına gerek yok. Demode olmuş şeylerden uzak durun. İlla bir slogan istiyorsanız, “yeter, söz Altılı Masa’nındır” diyebilirsiniz.

Yeni Akit

Yorumlar3

  • Hasan Pala 1 yıl önce Şikayet Et
    Ne diyelim,modern dünya böyle işte. Biz görevimizi yapmakla mükellefiz,selsm saygılar efdndim
    Cevapla
  • Müslüman 1 yıl önce Şikayet Et
    Hem laikliğe yemin edeceksin hemde müslümanım diyeceksin allahın kanunlarını uygulamayacaksin hıristiyan kanunlarını uygulayacaksin gavur kuranı yakınca sadace kinayacaksin buna acizlik denir hala işgal altındayız özgürlüğümüzü kazanamadik
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bahadır Kale 1 yıl önce Şikayet Et
    Müslümanların kutsal kitabı kur'an-ı kerim'e yapılan saldırı şiddetle kınıyorum bu kur'an-ı Kerim'i yakanı da Allah'ın laneti onun üzerine olsun
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat