Savaş

  • GİRİŞ20.10.2011 06:07
  • GÜNCELLEME20.10.2011 06:07

Bir kere olayın adını doğru ve dürüst koymamız gerekir.


“Dağlarda sıkışmadığını”
kanıtlamak isteyen PKK’nın dün sekiz ayrı noktadan gerçekleştirip 24 askeri öldürdüğü saldırı bir terör eylemi değil.

Ankara, Bitlis, Batman, Siirt birer terör eylemiydi ama Çukurca baskınları terör değil savaş.

PKK’nın amacını, niyetini sorgulamadan önce bu büyük facia nasıl oldu onu sorgulamak gerekir.

PKK sekiz noktaya birden hücum ediyor, büyük zayiat verdiriyor ve az bir kayıpla geri çekiliyor.

Bugün haberlerimizde göreceksiniz, bu saldırı için üç gün boyunca katırlarla bölgeye ağır silahlar taşımışlar.

Bu, nasıl oluyor da onca Heron’a, insansız hava araçlarına, uydulara, bilmemnelere rağmen fark edilemiyor?

Böyle büyük bir saldırının ciddi bir planlama aşamasından geçmiş olması lazım, nasıl oluyor da istihbarat bunu haber alamıyor?

Ciddi bir askerî zaaf olduğu çok açık ve çok kesin.

PKK’yı lanetlemek, kızmak, öfkelenmek çok kolay ama bunun nedenlerinin de araştırılması, o 24 çocuğun ölüme nasıl teslim edildiğinin ortaya çıkarılması gerekir.

Çok büyük bir kayıp bu.

Ve, savaşın bundan sonraki gidişatını da derinden etkileyecek.

Bundan sonra büyük bir askerî başarı sağlayamasa bile PKK bu saldırıyla amacına ulaşmış görülüyor.

Savaş şiddetlenecek.

PKK da bunu istiyor çoktandır.

Buradaki PKK’yla ilgili soru çok basit, neden bunu istiyor?

Herhalde Kürt halkını da savaşa dâhil edebilmek, bir iç savaş çıkartabilmek için.

Peki, niye?

Demokrasi için mi, Kürt halkının hakları için mi?

Doğrusu ya, Kürt Arap demeden kendi halkını katleden, Kürtlerin vatandaşlığını bile zor bela tanıyan Suriye’nin diktatörüyle böyle ballı börekli olup, diktatöre karşı çıktı diye Suriyeli Kürt liderleri bile suçlayan bir örgütün, demokrasi ve Kürt hakları konusunda çok “hassas” olduğuna inanmak kolay değil.

Suriye’de hiç demokrasi ve Kürt sorunu yok ama Türkiye’de “iç savaş” çıkarılmasını gerektirecek kadar büyük bir demokrasi ve Kürt sorunu var, öyle mi?

Bunu söyleyenin samimiyetine ben inanmam, isteyen inansın.

Özerklik, anadilde eğitim, Apo’nun serbest kalması konularının da masada olduğu bir müzakere aşamasında “hükümet yeterince içten davranmadı” deyip iç savaş arayacaksın ama Kürtlere vatandaşlığını bile vermeyen, Kürt liderleri katleden Suriye’nin diktatörüyle hiç sorunun olmayacak.

Bu çelişkiyi açıklayabilecek kimse var mı?

Bence PKK “silahlı güçleriyle yönetebileceği” ve iktidarı da demokrasiyle değil silahla alabileceği bir toprak parçası istiyor.

Bunu kendi gücüyle alamayacağını biliyor, savaşı şiddetlendirip Kürt halkını da savaşa dâhil ederek bunu elde edebileceğini umuyor.

Böyle bir şeyin olup olmayacağına karar verecek olan Kürt halkıdır, PKK’nın yöneteceği bağımsız bir toprakta yaşamak isteyip istemediğine ancak Kürt halkı karar verir.

Karşılaştığımız bu tabloyu PKK’yla çözmek çok mümkün gözükmüyor, doğrudan Kürt halkına gitmek lazım.

Bence, terör yasasını süratle değiştirip, “ayrılıkçı partiyi” de serbest bırakmak gerekiyor, Kürtler “bağımsızlık” konusundaki fikirlerini özgürce söyleyemedikleri sürece bu “belirsizlik” sürer ve PKK bundan yararlanır.

Serbest bırakın “ayrılıkçı” fikirleri ve örgütlenmeyi.

Kürtler ayrılmak istiyorsa zaten onları silahla tutacak bir güç yeryüzünde yok, eğer ayrılmak istemiyorlarsa da onlar adına savaştığını söyleyen PKK’nın elindeki bütün bahaneler biter, gerçeği hep birlikte görürüz.

Dünyada silahlı mücadelenin, yerini siyasi mücadeleye bıraktığı bir çağda çocuklarımız ölüp duruyor, yirmi dört genci daha toprağa vereceğiz.

Bu çocuklar bu “belirsizliğin” ve bu belirsizlikten yararlananların kurbanı oluyor.

Türkiye’yi ve Kürtleri özgürleştirin, bu ülkenin insanlarının her türlü isteklerini söylemesini serbest bırakın.

Çocukları kurtarırsınız.

Savaşı bitirecek olan silah değildir emin olun, savaşı bitirecek olan özgürlüktür.

Ahmet Altan - Taraf
ahmetaltan111@gmail.com

Yorumlar3

  • Hakan Bayındır 13 yıl önce Şikayet Et
    Aynen katılıyorum. Devlet, vatandaşlarının mutluluğu için vardır ve bunun için hiçbir ön şart olmamalıdır. Tarihte bir sürü devlet vardır; doğmuş, gelişmiş, sonra bitmiştir. Devleti kutsamayı bırakıp, insanları kutsamak lazım, yaşatmak lazım. Devlet insanlar içindir, insanlar devlet için değil! Asıl böyle yaptığımızda devlet uzun yaşayacak ve vatandaşları mutlu olacaktır, vesselam...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • MURAT GARIPOGLU 13 yıl önce Şikayet Et
    BIR KONUDA HEMFIKIR MIYIZ. PKK ve bu teroristler bolge halkindan destek almazsa bu kadar etkili olabilir mi?PKK ne istiyor?Turkiyeyi bolmek.Bunu herkes biliyor.Destegi kimden aliyor agirlikli bolge halkindan+ergenekon uzantilarindan+dis guclerden.Ergenekon ve dis gucler zaten bilinen dusmanlar.Burada is bolge halkinda bitiyor.Gunduz dost gece dusman olanlarda.Acilen mazlumlar ve hainler tespit edilip,hainler cezalandirilmali.Dagi tasi bombalamakla bu is bitmez.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Mütebessim 13 yıl önce Şikayet Et
    Eksik eksik eksik. Daha önce de yazmıştım. Ahmet Altan gibi biri nasıl olur da asıl sorunu bu kadar ıskalayabilir??? Üstelik tek o da değil. Asıl sorunu herkes biliyor, Ahmet Kekeç de bugün yazdı. Geçenlerde Zaman'da yayınlana habere göre Dağlıca komutanı da ima etmişti. Bu saldırıları pkk tek başına yapmıyor. Devlet ya da devletler tarafından, uydu, istihbarat, her türlü desteği alarak ve onların piyonu olarak yapıyor. Peki bizim devlet, hükümet bunu bilmiyor mu? Biliyordur herhalde. Biliyor da, bunu açıktan dile getirirse bunu yapan alçak devletlere savaş ilan etmemiz icab eder, çünkü bundan daha büyük savaş sebebi olamaz. Lakin onu göze alabilecek güçte değiliz, malesef. Sonuç olarak her zamanki gibi yine terör örgütünün bir saldırısı denilip geçilecek. Asıl yapanlar, yaptıranlar söylenmeyecek. Ama nereye kadar?
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat