Pargalı İbrahim Paşa’nın Mezarı Neden Çöplük Oldu?
- GİRİŞ06.09.2016 09:14
- GÜNCELLEME07.09.2016 08:08
Kader onları bir yerden alıp bir yere savurur. İşte Osmanlı’nın yükselme döneminde Osmanlı dış siyasetini belirleyen ve Avrupa kıtasını Osmanlıya göre dizayn eden Pargalı İbrahim Paşa onlardan biridir.
1494’de Yunanistan Parga’da belki İtalyan, belki de bir Rum bir balıkçının oğlu olarak doğan Pargalı, Osmanlı korsanları tarafından bir fetih sonrası köle pazarında Müslüman bir kadına satılmıştır. Sonra kaderden başka hiçbir şeyle ifade edemeyeceğimiz bir biçimde elden ele gezerek Osmanlı’nın kudretli Hükümdarı Yavuz Sultan Selim’in oğlu Manisa Valisi Şehzade Süleyman’ın yanına konulmuştur.
Kendisini çok iyi yetiştirmeyi başarmış, çok kabiliyetli ve zeki bir çocuk olan Pargalı Müslümanlaştırılır ve İbrahim adı verilir. Himayesine verilen Şehzade Süleyman 1520’de padişah olunca Pargalı’nın önü açılır. Önce Kuşçubaşılığına, sonra Hasodabaşılığına ve 1523’de de imparatorluğun en kudretli adamı demek olan Sadrazamlığa getirilir.
Zaman hızla ilerlemiş Osmanlı Ordusu bütün dünyaya nam salmış dünyanın en büyük devleti haline gelmiştir. Bu başarıda hiç şüphesiz Pargalı’nın da çok büyük emeği ve çabası vardır. Bu baş döndüren başarı ve hiç durmaksızın yükseliş Pargalı İbrahim’in başını döndürmüş ve nefs yapmasına sebep olmuştur.
Bir gün Avrupalı elçilere şöyle seslendiği rivayet edilir;
“Dünyayı hiç şüphesiz Sultan Süleyman Han idare eder. Sultan Süleyman bir aslandır. Kükremesi ile bütün dünyayı titretir ve hizaya sokar. Ancak, bu aslanın zinciri benim elimdedir.”
Çok genç yaşta devlet basamaklarını ışık hızıyla tırmanan Sadrazam ve Serasker Pargalı İbrahim Paşa’nın dilden dile dolaşan bu nefsani konuşmaları saraya kadar geldiğinde İbrahim için artık geriye sayış başlamıştır.
Hürrem Sultan’ın oğlu Mehmet yerine Mah-i Devran Hatun’un oğlu Şehzade Mustafa’yı desteklemesi de bardağı taşıran son damla olmuştur. Kardeşim dediği ve her makamı gözü kapalı kendisine veren Sultan Süleyman, İbrahim Paşa’yı, Fransızlara verilecek olan kapitülasyonlarla ilgili çalışmalarını yürütürken, 14-15 Mart gecesi iftar için saraya davet edildi. İftardan sonra dört dilsiz cellat tarafından boğuldu. Parga’da doğduğu için Pargalı, her makamın kendisine verildiği için Makbul, Mohaç Zaferi dönüşü Üç Roma Tanrısı Heykelini İstanbul’a getirip evinin bahçesine diktirdiği için Frenk sıfatları ile anılan İbrahim boğulduktan sonra da Maktul İbrahim olacaktır. Bu arada İbrahim Paşa'nın ölümüyle Fransızlara verilecek olan kapitülasyon antlaşması taslak halinde kaldı ve yürürlüğe girmedi.
Çok öfkelenen Sultan Süleyman kardeşim dediği İbrahim Paşa’nın naşını gözden ırak şehir dışında hiç kimsenin bilmediği bir yere defnedilmesini ister. Bu emir üzerine naaşı sarayın “TopKapusu” kapısından alan Matrakçı Nasuh önderliğinde bir askeri ekip sandalla karşıya geçer ve şehir dışında bir ormanlık alana taşsız ve nişansız gömerler. Fakat Matrakçı, el çabukluğu ile baş ucuna bir akasya ağacı diker. İşte Pargalı’nın mezarının nerede olduğunu bu akasya ağacının kökleri sayesinde öğrendik.
Şimdilerde bir otopark olan ve Sultan 3. Murat döneminde haremde çok etkili olan Canfeda Hatun Tekkesi’nin girişinde bulunan mezar ne gariptir ki sürgün cezasını hala çekmekte ve yanındaki bankanın klimaları içinde günlerini geçirmektedir.
Bu arada bahsedilen Canfeda hatun Tekkesi de yanındaki Sıbyan mektebi, Hamamı, Tabhanesi, Muvakkıthanesi maalesef tam orta yerindeki otoparka ve etrafındaki apartman bloklarına feda edilmiştir. Bugün çöplük gibi duran Pargalı İbrahim Paşa’nın mezarından başka eskiye Dair hiçbir şeyi yoktur.
Vesselâm…
Yorumlar9