Ülke terörle savaşırken bazıları, “Tayyip” Gitsin Her şey düzelir diyor
- GİRİŞ07.01.2017 10:08
- GÜNCELLEME09.01.2017 07:36
Bazı hatalar vardır, çok büyüktür affedilemez ve tarihe kara bir şekilde nakşedilir. İşin kötüsü bu hata, nesilden nesile şuursuz bir kuşak bulunca tekrar eder. Bu hafta size işte böyle bir hatadan bahsetmek istiyorum. Geçmişte yaşanmış ve bugün de yaşanan acı bir hatadan…
Ülke olarak zor, çok zor günler geçiriyoruz. Milli birliğin ve beraberliğin zincir zincir tüm halkımızı örmesi gereken şu zamanda, ayrıldık parça parça olduk. Üstelik ne tuhaftır ki ülkesini sevdiğini ifade eden ve vatan sana canım feda sloganı ile ömrünü geçiren, Türkiye’deki ümmet anlayışını bitirip Üniter millet anlayışını getiren bir de Türk olduğu için çok mutlu olan garip bir zümre var bu ülkede. Meydana gelmesinde hiçbir etkisi olmadığı halde ırkı ile övünen işte o zümre bile, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” söylemini bir kenara bıraktı ve makyavelist bir felsefe ile zafere giden her yolu mübah saymaya ve bu uğurda herkesle ittifak kurmaya teşne göründü. Peki neydi bu grubun ve diğer grupların zafer hanesine koydukları şey;
Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa birileri tarafından atanmayan, halkın oyları ile seçilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı her ne olursa olsun, hangi yolla olursa olsun, bu uğurda kimlerle ittifak etmek gerekirse gereksin al aşağı etmek ve 14 yıldır demokratik yollarla alamadıkları intikamı nasıl olursa olsun almak. Bunu isteyenler neredeyse devletin mağlup olup teröristlerin ve düşmanların galip olmasını isteyecekler…
Recep Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekirse ülke de kaybetsin düşencinde olan bu haşereler, ne yazık ki bugünün ürünü değiller çok evvelden de böyle düşünen vatan hainleri mevcuttu. Tarih bunlardan zavallı ve düşmanla işbirliği yapmış hain devlet adamları şeklinde bahseder.
Mesela, 17. Yüzyılın ciddi kronik kaynaklarından olan Silahtar Tarihi’nde;
Osmanlı Sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın 2. Viyana Seferinde bozgun yemiş bir şekilde mağlup olduğunu ve İstanbul’a eli boş döndüğünü duyunca Topkapı Sarayı’nın bahçesinde sevinç çığlıkları atıp çocuklar gibi oynayan haysiyetsiz devlet adamlarından bahsedilir.
Sadece bir tek örnek mi ? Hayır. Plevne Savaşı’nda Gazi Osman Paşa Mağlup olunca, ya da Edirne Kahramanı Şükrü Paşa Edirne Savunması’nda Bulgarlara mağlup olunca mutlu olan ve çocuklar gibi sevinen Osmanlı devlet adamları maalesef tarihimizde kara birer leke olarak yer almışlardır.
Yakın tarihimizde bir aslan vardır, bilinmesi gereken bir aslan; Edirne kahramanı Şükrü Paşa. Kendisine merkezden yardım gelememesine rağmen açlıktan ölmeyi göze alarak, askerlerine ağaç kabuğu yedirerek esir düşmek pahasına Edirne’yi Bulgarlara karşı koruyan dev bir ümmet kahramanı.
Ben diyor paşa, düşman Edirne’yi aldıktan sonra ölürsem beni gömmeyin bedenimi köpekler yesin. Ben gömülmeyi hak etmedim demektir. İşte bu paşa düşmanın mahareti ile değil, başkent İstanbul’daki bir takım partizanca dalavereler neticesinde yenilince Edirne Bulgarların eline geçer.
Müteakip senelerde müttefik olan Bulgar Ordusu ile Romanya Ordusu birbirine girer. Tüm cephelerde mağlup olmaya başlayan Bulgaristan Edirne’yi boşlar ve diğer cephelere ağırlık verir. İşte Bulgarların bu zor durumundan yararlanan Osmanlı Ordusu Edirne’yi tekrar ele geçirir. Osmanlı Ordusu adına şehre el koymaya giden İttihat ve Terakki Partisi mensubu Enver Bey için Osmanlı Genel Kurmay’ında vazife alan ve yükselmek, makam sahibi olmak için vatanı dahi satabilecek duruma gelen Hürriyet ve İtilaf Partisi üyesi partizan subaylar düşüncelerini şu hain kelimeler ile dile getirdiler;
‘’Edirne’yi Enver alacağına bırakın Bulgar alsın’’
Bu acı durum karşısında, Osmanlı’nın düşman kuvvetlerce mi yoksa kendi siyasetçilerimiz eliyle mi yıkıldığını varın siz düşünün.
Bugüne dönecek olursak, bu tarihi kıssalardan da hareketle, siyasi tarihimizin yeniden önemli bir dönemeçte olduğu gayet açıktır. Bugün ne yazık ki bazı siyasetçilerimizin hala bu yukarıda bahsettiğim yaşanmış hadiselerden, tarihten ders almadığını görmekteyiz.
Bu siyasetçilerin kimler olduğunu ifade etmeye gerek yok kanaatindeyim. Ancak şu bir gerçektir ki, bugün ülkenin bu zor anında devletinden yana, hükümetinden yana olmayıp şer güçler ile kuvvet ve söylem ittifakı yapan bu çapsız siyasi portreler, tarih kitabına hiç hoş olmayan sözlerle geçecek ve torunlar onlardan nefretle söz edecekler…
Yorumlar14
-
Şeref mesut
8 yıl önce
Şikayet Et
Sayın hocam ben 12 elul öncesini ve 12 eylülde ve sonrasını çok iyi bilen biri olarak 2002 ye kadar yapilan hizmetleri ve sonrasında yapılanları görmezden gelenlere bu ülkenin topraklarında yetişmiş gözüyle bakıyorum onlara aciz ve zavallı gözüyle bakıyorum o kocaman yüreğinize ve kaleminize sağlık
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
ben halk
8 yıl önce
Şikayet Et
ugruna başım gerekse başımı vereceğim bir ülkem var.ben burdayim hazir ve Nazır bekliyorum
Beğen
Cevapla
-
YasinBaba
8 yıl önce
Şikayet Et
ideolojilere saplanmak hainliktir. islamcılıkta bir ideolojidir müslüman olmayı kastetmiyorum, islamiyet dini yeryüzündeki engüzel dindir.
Beğen
Cevapla
-
abdulkadir demir
8 yıl önce
Şikayet Et
aynen günümüzdede böyle düşünen vatan hainleri var grup toplantılarını kaçırmadan izliyorum ana muhalefet partisi oraya gelen 150 -200 kişilik grupları görünce kontrolden çıkıyor ne söylediginide bilmiyor oradakiler çılgınca alkışlıyorlar teröre karşı hükümete sonsuz destek veriyorum diyor ne isterseniz yapacagız diyor fakat öbür tarafta terörüs cenazesine giden millet vekillerine bir şey demiyor bu nasıl destek kime destek veriyor tek hedefleri var bunların cumhurbaşkanı yıkılsın türkiye parçalansa umurlarında degil bu zihniyetin
Beğen
Cevapla
Toplam 7 beğeni
-
enver şatır
8 yıl önce
Şikayet Et
bugün birlik ve beraberlik mesajı vermeyen herkes haindir
Beğen
Cevapla
Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle