Size Bir Soru; Lozan Konferansı’nda Bir Yahudi Haham Bizi Temsil Etti mi?

  • GİRİŞ02.03.2017 07:19
  • GÜNCELLEME03.03.2017 07:44

Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını ve yetkilerini belirleyen 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Konferansı’nda Türk heyeti ile müttefik devlet heyetleri arasında ikili ve gizli görüşmeleri ayarlayan, kritik davalarda fikirleri ile İsmet Paşa’yı etkileyen bu Hayim Naum denilen Yahudi başhaham kimdir?. Kimler hangi amaçlarla onu Lozan’a giden Türk heyetinin içine yerleştirdi? Neydi heyet içindeki görevi?

Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen neden hala Lozan’a giden Türk ekibi içinde bir yahudi olan İstanbul Başhahamı Hayim Naum’un varlığından hiç söz edilmez? Lozan hakkında onbinlerce sayfa yazıldı, yüzlerce ciltlik külliyatlar düzüldü ama Lozan’da yahudi Naum’un varlığından ya hiç bahsedilmedi, ya da satır aralarında bahsedilerek üzerinden geçildi.

Lozan konferansına Türkiye adına katılan temsiler heyetinin listesi incelendiğinde Haim Naum adına rastlıyoruz. Adının karşısında “Yüksek Mühendis Mektebi Fransızca Muallimi” yazılı. Yahudi asıllı bir kişi. Türk vatandaşı mı? Belli değil. Ancak bilinen bir durum var, bu kişinin Türk milletine ve Türk Devletine en küçük bir bağlılığı yok. Geleceğe ait bir takım hesaplar peşinde. Fanatik bir yahudi. Asıl mesleği hahamlık. Galiba ayıp olmasın diye meslek hanesine hahamlık yerine öğretmenlik yazdılar.

Işte, Lozan’da işlerin sarpa sardığı, komisyonlar arasında gerginliklerin başlayıp masadan sonuçsuz kalkılması söz konusu olduğu sırada sahneye, hahambaşı Haim Naum Efendi çıkıyor. Paris gazetelerinin birine beyanat veriyor;         

“...Merak edilmesin İsmet Paşa benim ahbabımdır. Benim sözümden dışarı çıkmaz. Lozan’a gider işleri düzeltirim”

Ertesi gün Lozan’a İsmet Paşa’ya da bir telgraf çeker:

“... Ben geliyorum işleri düzelttim. Size mühim bir haberim var sakın ben gelmeden işleri kesmeyin, masadan kalkmayın.”

Bundan sonrası için İkinci Başkan Rıza Nur hatıralarında şöyle diyor;

“... Biz bu adamı daha önce Lozan’dan kovmuştuk. Utanmıyor, bunu yazıyor. Bize ne diyor?, gazetelere göre karşı tarafa, telgraflara göre ise bize hizmet ediyor. Münir, ben ve daha birkaç kişi İsmet’in odasında oturuyoruz. Bir asker geldi. Naum Efendi gelmiş sizi görmek istiyor dedi.

Haim Naum, İngilizlerle gizli halifelik pazarlığı yapmıştı. Bu bazı kaynaklardan dışarı sızmıştı. İngilizler,  Türkiye’den ve bütün islam dünyasından halifeliğin kaldırılmasını istiyorlardı. Nedensiz gibi görünen işleri yokuşa sürmenin en önemli nedenlerinden biri bu idi. İngilizler bunu açıkça söylemiyorlardı. Çünkü hakimiyetleri altındaki topraklarda milyonlarca müslüman yaşıyordu. Ve bu müslümanlara karşı halifenizi ortadan kaldırmak istiyoruz diyemiyorlardı.

Haham Efendi, İngiltere Londra’daki resmi makamlarla yaptığı görüşmelerden sonra geldiği Lozan’da Türk heyetinin kaldığı otele yerleşti. Akşam sabah İsmet Paşa’nın yanından ayrılmıyordu. Yemek zamanlarında merdivenlerde bitiyor, salona İsmet Paşa’nın kolunda giriyordu. Herkese Türk heyetinin başkanı ile iyi dost olduğunu göstermek istiyordu. Hahambaşı resmen Türk tarafı ile İngilizler arasında kuryelik yapıyordu. Konu ise tekti;

“Halifeliğin Türkiye’den ve her yerden ebediyen kaldırmak….”

Lozan’da halifeliğin kaldırılması için İngiliz tekliflerini İsmet Paşa’ya ileten Naum, bu konuda İsmet Paşa’dan istediği cevabı alamadı. Çünkü İsmet Paşa’nın bu konuda tek başına karar verme yetkisi yoktu. Bunu öğrendikten sonra İsmet Paşa’yı Lozan’da bırakarak tek başına Türkiye’ye geldi. Bu arada Mustafa Kemal Paşa’nın halifeliği koruyucu ve övücü sözleri devam ediyordu. Mustafa Kemal Paşa, Lozan Konferansı’nın dağıldığı 4 Şubat 1923 Cuma günü, Balıkesir Zağanos Paşa Camii’nde ünlü hutbesini okumuştu. Bu hutbede Mustafa Kemal Paşa, halifeliğin Türk milleti için bir şeref olduğunu ve halifelik için ellerinden ne gelirse yapacaklarına dair azim ve kararlarının olduğu şeklinde bir konuşma yapmıştı.

Hayim Naum,  İktisat Kongresi için İzmir’e gelen Mustafa Kemal Paşa ile İzmir’de gizli bir  görüşme yaptı. Buradan sonra tekrar Londra’ya gitti. Daha sonra en az bir kere daha Ankara ile Londra arasında gidip geldiği bilinmektedir. Bu resmi makamlara yapılan ziyaretler resmi ziyaretlerdir. Bir de gayri resmi ziyaretler vardır ama bunların sayısı bilinmemektedir.

Lozan görüşmelerinin yapıldığı sıralarda İngilizlerle Dünya Yahudi Cemaati, Filistin’de bir yahudi devleti kurmanın hesaplarını yapıyorlardı. Bu devletin kurulabilmesi için doğal olarak. Bu topraklardaki müslüman nüfusun Filistin topraklarından sürülmesi, gönderilmesi, itiraz edenlerin ise toplu katliamlarla yıldırılması gerekiyordu. Bu ise Ortadoğu’da çok büyük bir karmaşaya neden olacaktı. Bu nedenle müslümanların karşı koyma gücünün tümüyle ortadan kaldırılması gerekiyordu. Halifelik ise müslümanların toparlanmasında bir manevi güç olabilirdi. Buna meydan vermemek için gerek  Lozan’da Türkiye’yi temsil eden yahudi hahambaşısı Hayim Naum, gerekse İngilizler Lozan da her türlü baskı ve tehdidi denemişlerdi.

Bu Haim Naum’un Lozan’da İngilizler adına arabuluculuk yaptığı ve İsmet Paşa’ya (Mustafa Kemal’i razı edip onun emrini de ileterek) İngilizlerin bu teklifini kabul ettirdiği de bazı ileri gelen ağızlardan duyulmuştur.[2]

Muhabbetle…

Yorumlar9

  • sakaryadan 5 ay önce Şikayet Et
    Ahmet Anapalı’nın Millî Gazete’de çıkan “Kim bu Hayim Naum?” başlıklı yazısındaki bilgilerden oluşan bir yazı....
    Cevapla
  • İbrahim sahin 5 ay önce Şikayet Et
    Îngiliz ve Yahudilerin içinde olduğu bir konunun proje olmamasi mûmkunmûdur.
    Cevapla
  • Hasan 1 yıl önce Şikayet Et
    Tarlayı ilmik ilmik dürmüşler gwdlar
    Cevapla
  • İsmet Atabey 5 yıl önce Şikayet Et
    Eğer sizin yazdığınız gibi T.C bir proje devletiyse bugüne kadar yaşadıklarımız, bu projenin bir parçası olmuyor mu?
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Yaşaş alıcı 6 yıl önce Şikayet Et
    Bilginize saygı kaleminize kuvet ağzınıza sağlıksağolun
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat