İstanbul’da yaşayanlar bilirler. Karaköy rıhtımın hemen arkasında eşine benzerine rastlanamayan garip bir cami vardır.

Eminönü’nü  Karaköy’e bağlayan Galata Köprüsü’nün Karaköy vapur iskelesine doğru devam edildiğinde 70 metre kadar sonra sol ara sokaktan sahilin bir üst paraleli olan yola çıkıldığında solda kalıyor bu cami.

Caminin içinde, sahabe-i kiramdan Amr bin As (ra) , Vehb bin Hüşeyre (ra) hazretlerinin makamı, Süfyân bin Uyeyne (ra.) hazretlerinin türbeleri bulunmaktadır.

Burası İstanbul’un manevisi dünyasında öyle bir yer tutmaktadır ki,  Kadir Gecesi Eyüp Sultan Camii'nden sonra en çok ziyaret edilen ikinci mekân burasıdır. Zira burada peygamber efendimizi gören büyükler bulunmaktadır.

Bu cami, Roma İmparatorluğu zamanında Haliç’in ağzına yabancı gemiler girmesin diye çekilen dev zincirin ucunun bağlandığı Kastellion Burcu’nun mahsen kısmıdır. Dolayısıyla İstanbul’un tarihinde çok mühim bir yer sahibidir.

Fetihten hemen sonra birkaç yüzyıl ticari malzeme deposu ve mahsen olarak kullanılan bu mekan günümüzden 261 sene önce camiye çevrildi.

Şimdi buraya kadar iyi ne güzel işte hoş bir yapı ne var bunda diyeceksiniz değil mi?     

Demeyin.

Zira;

Köklü bir geçmişe ve şerefli üç sahabeye ev sahipliği yapan bu güzel caminin metrelerle ifade edilen bir mesafede maalesef bir “Genelev” bulunmaktadır. İki sokak ilerisinde “Leblebici Şaban Sokağı”nda maalesef senelerdir açık olan bir genelev bulunmaktadır.

İnsanın böyle bir manzara karşısında hiçbir şey söylemek gelmiyor içinden. Fuzuli’nin dediği;

“Konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil.”

Yönetmelik gereği camilerin ve okulların 100 metre mesafesinde bar, pavyon, kahve, meyhane gibi eğlence mekânlarının bile açılması yasaktır.

Peki, böylesine bağlayıcı bir kural varken, kim hangi akla hizmetle içinde üç sahabe efendimizin makamı ya da türbesi bulunan yaklaşık bin beşyüz yıllık tarihinin 261 senesini cami olarak geçiren bir yerin metrelerce yakınında bir utanç tablosu olan, Allah’ın biz erkeklere emanet ettiği kadın bedeninin aşağılandığı insanlıktan çıkartılıp bir meta haline getirildiği rezil bir genelevin açılmasına müsaade etti?

Ve daha önemli bir soru, çok önemli bir soru, en önemli soru;

Kim açtıysa açtı. Bu rezilliğe kim izin verdiyse verdi. Peki neden halâ çalıştırılmasına, kadın ticaretinin utanmazca yapılmasına müsaade ediliyor?

Bu tip utanç yerlerinin külliyen ve ebediyen kapatılması için ne bekleniyor? Kim bekleniyor?

700’lü yıllarda Emevi komutanı ve şehzadesi Mesleme Bin Abdülmelik tarafından Müslümanlaştırılan Karaköy gibi tarihi bir bölgenin ortasında yeraltında bir cami ve onun hemen dibinde kadın ticareti yapılan bir genelev bulunmaktadır.

Bu ayıp bize bir ömür yeter.

Amr bin As (ra) , Vehb bin Hüşeyre (ra) hazretlerinin cami içinde bulanan makamı,

Yeraltı Camii’nin içinden bir görüntü

Caminin hemen yanında bulunan ve içinde genelevin olduğu Leblebici Şaban Sokağı

Genelevin Kapısı