Mavi Vatan savunması

  • GİRİŞ12.08.2020 11:07
  • GÜNCELLEME12.08.2020 11:10

Türkiye’nin Libya ile geçtiğimiz yıl imzaladığı MEB anlaşması Batı için büyük ŞOK olmuştu.

 

 

Ne Yunanistan ne İsrail ne Mısır böyle bir stratejik aklın devreye gireceğini bekliyordu. Çünkü her şeyden önce bu devletler o tarihe kadar Türk diplomasisinin NATO blokajından kurtulduğuna inanmıyorlardı.

Türkiye 100 yıl sonra özüne dönmüştü. Artık bölgesinde oynanan oyunları gördüğünü dile getirebiliyordu. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oktay Bozan’ın dediği gibi, “Türkiye bu süreçte ‘Yurtta ve Cihanda Sus’ politikası yerine oyun bozan/oyun kuran bir rol üstlenmeli” idi ve bu önemli rolü üstlendi.

 

 

Evet, Libya ile imzaladığımız Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması Akdeniz’deki bütün dengeleri değiştirdi. Öyle ki Yunanistan sadece Akdeniz’in kıyılarında balık avlayabilecek duruma gelmişti.

Geçtiğimiz hafta Yunanistan, kıyı komşusu olmadığı halde Mısır ile benzer bir anlaşma imzaladı. Elbette bu iki ülke, ABD gibi Rusya gibi ülkelerin rızası hatta teşviki olmadan MEB anlaşması imzalayamazlardı. Zaten iki ülke MEB anlaşması için masada iken ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun onları telefonla araması olayın arka planını açıklamaya yeterlidir. Buna AB ve husûsen Fransa’nın Yunanistan’a verdiği desteği de eklediğimizde Akdeniz’de kimlerin rol aldığını rahatlıkla görebiliriz.

Türkiye net bir şekilde bu anlaşmanın kendisi için “YOK HÜKMÜNDE” olduğunu ilan ederek, bu meyanda atılacak hiçbir adımın karşılıksız kalmayacağını ara verdiği sondaj faaliyetlerine yeniden başlayarak göstermiş oldu.

Türkiye olarak attığımız adımlardan da anlaşılacağı gibi Doğu Akdeniz’deki haklarımızla ilgili geri adım atmayacağımızı ilan ederek gerekirse soğuk savaştan öteye de geçebileceğimizi gösterdik. Anlaşılan o ki Yunanistan da bir yerlerden aldığı güvence ile geri adım atmayı düşünmüyor, şimdilik.

Doğrusu Yunanistan fena oyuna geldi. Akdeniz konusunda boyunu aşan angajmanlara girince Meis ile birlikte diğer adaları da tartışmaya açtı. Türkiye müthiş bir koz elde ederek, bırakın Sevr’i, 98 yıl önceki konjonktürde imzalanan Lozan’ı da tartışmaya açtı. Yunanistan bu minvaldeki ısrarını sürdürürse Trakya’nın batısını da biz tartışma konusu yapacağız ki o zaman da kendisini bu plana zorlayanları kınamaya bile mecali kalmaz.

Daha iki hafta önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkel’in arabuluculuğu ile iyi niyet göstererek sondaj faaliyetlerine ara vermiştik. Sadece bu da değil, Sayın Cumhurbaşkanımız önceki gün yaptığı açıklamada, “Akdeniz’deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim. Herkes için kabul edilebilir, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım” diyerek iyi niyetini zirveye çıkardı.

Bu açıklamadan sonra Yunanistan olsun diğer müdahil ülke/ler olsun Türkiye’nin meşru haklarını ihlal etmeye teşebbüs eder ise buna Türkiye’nin cevabı ağır olacaktır. Yunanistan’ın Mısır ile imzaladığı MEB anlaşmasının hemen sonrasında Başkan Erdoğan’ın talimatları ile Oruç Reis’in Akdeniz’de yeniden sondaj faaliyetlerine başlaması, Türkiye'nin Mavi Vatan için neleri göze aldığını gösteriyor. Yetmiyorsa, Oruç Reis’in faaliyetlerine başladığı bölgede NAVTEX ilan eden Türkiye'nin aynı gün atışlı tatbikat gerçekleştirmesi devletimizin Akdeniz, yani Mavi Vatan için göze alacağı bedelleri göstermek için yeterlidir.

Bu yüzden aylar önce Türkiye, kendisine dayatılan haritaları, defactoları asla kabul etmeyeceğini Başkan Erdoğan’ın, “Gerekirse ölmeyi göze alırız, kim aynı fedakarlığı göze alıyorsa hodri meydan diyoruz” sözleri ile ilan etmişti.

Hayır, savaş istemiyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi “adil paylaşım” istiyoruz. Lakin savaş gibi barış da tek tarafın değil, ancak bütün tarafların istek ve iradeleri ile gerçekleşebilir.

Biz ikisine de varız.

İzninizle:

Gündemin yoğunluğundan dolayı bu yıl dinlenemedik. Siz değerli Milat okuru dostlarımızın izni olur ise Eylül’e kadar yazılarıma ara vermek istiyorum. Biliyorum, “AK Parti ve Ömerler” başlıklı yazımın devamını bekliyorsunuz, yazı hazır ancak bu süreçte bu minvalde bir yazının hayra hizmet etmeyeceğini bildiğinizi biliyorum ve konu ile ilgili yazıyı Eylül sonrasına bırakıyorum.

Allah’a emanetsiniz.

Ahmet Ay / Milat Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat