​Zor mesele, deyr-i zor

  • GİRİŞ06.09.2023 08:24
  • GÜNCELLEME06.09.2023 08:24

Öteden beri Amerika’nın militer ve paramiliter güçleri, terör örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, iş dünyasını, yeri gelince devletleri kendi emelleri için kullandığını ve işi bitince bunları bir kenara attığını anlatıyorum. Bugün de öyle;

Amerika kendi menfaatleri için her yolu, herkesi dener. İstediğini aldıktan sonra da sırtını döner gider.

Günlerdir Suriye'de YPG/PKK ile Arapların yaşadığı Deyr-i Zor ve çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Yaklaşık 30 köy ve kasabanın YPG’den kurtarıldığı yerli-yabancı ajanslar tarafından doğrulanıyor. Bölgeden aldığım haberler de bu bilgileri teyid ediyor. Böyle giderse ABD adına bölgede savaşan PKK/YPG bölgeden tamamen boşaltılabilir. Lakin acaba durum bundan mı ibaret?

Bildiğiniz gibi Suriye PKK’sı olan YPG’nin tam olarak ABD’nin kontrolüne girdiği yıldan itibaren (2015) Pentagon’un binlerce tırlık silah ve mühimmatı Suriye topraklarına taşıyarak YPG’ye teslim etti. Öncesinde ise Amerika'nın kurduğu İŞİD’in Suriye'de çeşitli bölgelere saldırarak oraları ele geçirdiği ve akabinde de “İŞİD ile mücadele(!)” kılıfıyla YPG unsurlarını İŞİD’in üstüne salarak ve iki taraftan da tek bir can kaybı yaşanmadan o bölgelerin “İŞİD’den temizlendiğini” ve bu bölgelerin YPG’ye teslim edildiğini unutmadık. Keza;

Çatışmaların şiddetlendiği Suriye’nin zengin petrol merkezi olan Deyr-i Zor’un da bu yöntemle YPG’ye teslim edildiği biliniyor. Bu sebeple;

ABD’nin bunca çabayla ve üstelik Türkiye ile ilişkilerini kopma noktasına getirmeye rağmen YPG’ye desteği ortada dururken, Arap Aşiretlerinin Pentagon’un elemanı YPG’ye ağır zayiatlar vererek Deyr-i Zor’u geri almasının DÜŞÜNDÜRÜCÜ olduğunu vurgulamak isterim. Yani ABD bunca zaman beslediği, gözü gibi baktığı YPG’yi Arap Aşiretlerine yem eder mi, sorusunu sormaz isek konuyu tahlilde hataya düşeriz çünkü;

Görünürde ABD Suriye PKK’sını Arap aşiretleri ile baş başa bırakmıştır. Saf olmamıza gerek yok. Amerika’nın bunu göze alması için çok ciddi sebeplerinin olması lazım.

Şayet Arap Aşiretleri ile YPG’yi savaştırarak Esad’ı işin içine çekmek suretiyle yeni bir Ukrayna yaratmak istemiyorsa ABD, bu hususa dair farklı üç senaryoyu sizlerle paylaşayım:

Bir; Türkiye ile ilişkilerini daha fazla tahrip etmek istemeyen Amerika’nın Türkiye ile anlaşmalı bir şekilde bölgeyi YPG’den temizlemek istediğini ve bunu da Arap Aşiretleri üzerinden gerçekleştirmek istediğini söylemek mümkün. Yani;

ABD Türkiye’ye, “Bugüne kadar PKK/YPG’ye verdiğimiz destek sizlerle ile ilişkilerimizi bozdu. Türkiye ile sağlıklı ilişkiler için YPG’ye desteğimi minimize edebilirim. Ancak direkt olarak YPG’yi terk etmemiz uygun düşmez. Bu sebeple Arap aşiretleri üzerinden YPG’yi etkisizleştirmeye göz yumabilirim” demiş olabilir. Türkiye de ABD’nin bu teklifini kabul ederek süreci uzaktan sevk ve idare ettiğini düşünebiliriz.

İki;

Türkiye ile anlaşamayan ABD, İŞİD tecrübesinden hareketle Arap Aşiretlerin YPG’ye saldırmasına göz yummak suretiyle hatta onları teşvik ederek YPG’ye saldırttığını düşünebiliriz. Akabinde de ABD, Arapları İŞİD ile ilişkilendirerek onlara karşı destek vereceği YPG’ye bütün o bölgeyi bırakmayı düşünüyor olabilir.

Olabilir mi? Tam Amerika’lık iş! Pekâlâ olabilir. Yoksa, ABD’nin, Türkiye gibi NATO içinde en güçlü ordulardan birisine sahip bir ortağı on yıldır karşısına alma pahasına desteklediği YPG’yi hem Türkiye sınırlarından hem de petrol merkezi olan Deyr-i Zor’dan mahrum etmeyi düşünüyor olmasının başka izahı yoktur. Ancak;

Üçüncü bir şık var ki Türkiye'nin bunu göze alması çok farklı bir geleceğin bizi beklediğini düşünebiliriz. Şöyle ki;

Türkiye stratejik ortak(!) ABD’nin terör örgütüne desteğini kesmemesinden duyduğu rahatsızlıktan dolayı yeni bir hamle yapmak durumunda kalması düşünülebilir. Türkiye, ABD’nin ortaklığa sığmayan ayak oyunlarını artık kabul edilemez buldu ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın geçtiğimiz gün yaptığı konuşmada tam da bu anlattıklarımızı doğrular nitelikteki sözleri olan, “Büyük devlet aleyhine olan oyunları da bozar” ilkesince Arap Aşiretleri ile bölgede inisiyatif ortaya koyduğunu düşünebiliriz.

Bu son şık doğru ise bizi çetin bir mücadele ama ABD’yi şartlarımızı kabule zorlayan bir geleceğin beklediğini görebiliyoruz. Anlayacağınız ABD bize oyun oynarken, oyuna gelmiş olabilir…

Tabi ki, amaç Suriye’yi Ukrayna’ya çevirmek değil ise…

MİLAT

Yorumlar2

  • Kerem 7 ay önce Şikayet Et
    3. şık olduğu kanısındayım.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • kenan alevli 7 ay önce Şikayet Et
    neyse ne. sonunda hangi taraf geberirse bizim yararımıza. çünkü istilacı suriyeliler de bizim düşmanımız, pkklı teröristler de bizim düşmanımız. hepsinin soyu sopu kurusun inşallah
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat