Genelkurmay, AK Parti'yi de akredite etmemiş
- GİRİŞ14.04.2010 10:40
- GÜNCELLEME14.04.2010 10:40
Başbakanlık muhabiri olarak programı takip edenler arasındaydım.
Tuzla’daki botun imal edildiği tersane özel sektöre ait olmasına rağmen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın işveren sıfatıyla programa ağırlığı koyması bu yazının ana konusu.
Programda bizzat şahit olduğum bir olay TSK’nın “dediğim dedik” çarpık anlayışının halen devam ettiğini gösteriyor.
Genelkurmay’ın akredite listesi meşhurdur bilirsiniz.
Listede ismi olmayanların (özellikle bazı basın yayın organları) TSK’ya ait tesislere, TSK’nın düzenlediği programlara girmesi mümkün değildir.
28 Şubat ürünü, darbesever yanlısı ordu mensupları tarafından icat edilen bu listenin kriterlerinin ne olduğu konusunda hiç kimsenin fazlaca da bilgisi de yoktur.
Zımmi olarak herkesin kafasındaki düşünce şudur;
Listeye girenler Genelkurmay’ın (iyi çocuktur tanırım) tanımına giren, embedit-iliştirilmiş, faydanılmaya müsait ve onun emrindeki gazete ve televizyonlar ve o kurum çalışanlarıdır.
Akredite gazete ve televizyonlarda görevini layıkıyla yapan onurlu, demokrat kalemleri tenzih ederek yukarıdaki cümleyi okumanızı diliyorum.
28 Şubat’ta “Orduya sadakat şerefimizdir” diyen, milleti orduya kul-köle eden zihniyetteki generallerin oluşturduğu liste Allah’ın emriymiş gibi halen yürürlükte olması da ayrı bir garipliktir.
Ancak listenin sadece bazı gazete ve televizyonlara dönük olmadığına o programda bizzat şahit oldum.
Daha önce fark etmedim veya gözümden kaçtımış.
Başbakan Erdoğan’ın programlarına AK Parti İl Başkanları ellerinden geldiğince katılmaya gayret gösterirler.
Veya onları temsilen birileri programa dahil olur. Çünkü Başbakan Erdoğan Türkiye’nin başbakanı olmasının yanında aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı sıfatını da taşır.
Gelelim programda yaşananlara...
İlk olarak şahit olduğum olay Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın protokolcüleri ile İstanbul Büyükşehir protokolcülerinin arasında kavgaya varan tartışma.
Protokol oturma düzeninde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın en son sıraya atılmasına büyükşehir protokolcüleri tepki gösterince ortalık karıştı.
Askeri yetkililer Nuh deyip peygamber demeyince gerilim daha arttı.
Kavganın eşiğinden dönülmesini sağlayan olay ise büyükşehir protokolcülerinin diplomasi dilini devreye sokması.
Görevli askerlere durum kendi anladıkları dilden izah edilince ve biraz da zorla Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yeri Vali’nin yanına alındı.
Programda asıl skandal olan olay ise AK Parti İl Başkanlığı’nın törene davet edilmeyişiydi.
Orada bulunanlara gerekçesini sorduğumda akredite listesini işaret ettiler.
AK Parti İl Başkanlığı’na listede olmadığı için davetiye gitmemişti.
İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu da nezaketen başka bir programını gerekçe göstererek törene katılmadı.
Yani anlayacağınız şu an iktidardaki partinin bir il başkanı, onun emrinde olması gereken bir kurum tarafından akredite edilmemişti.
Gerekçe nedir ? Davetiye niye gitmedi bilmiyorum.
Ancak siyasi partiler arasında da böylesi bir akredite listesi oluşturulmuşsa durum gerçekten vahim.
Askeri kafaların tüm yaşananlara rağmen değişmediğini gösteriyor bu örnek.
Programın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın bilgi ve denetiminde gerçekleştirildiğinin altını çizmek gerekiyor bir kez daha.
Hatırlayın, ne demişti Genelkurmay Başkanımız geçtiğimiz aylarda Trabzon’da bir fırkateynde?
“Açıklamayı hangi komutanlıkta ve nerede yaptığıma bakın mesajımı anlarsınız” mealine gelen cümleyle açık açık bazı yerlere mesaj göndermişti.
O açıklamanın yargının bazı darbe iddiaları ve planlarını soruşturmak için Deniz Kuvvetleri’ne bağlı üst düzey askerleri gözaltına almaya başladığı döneme denk gelmesi sizce de çok anlamlıydı değil miydi?
Dünya gelişerek değişse de bazı kafaları değiştirmek çok kolay olmuyor.
Bir kez daha hatırlayın, ne demişti ünlü Türk siyasi büyüğümüz “Alışacaklar”?
Onlar alışmak istemezse, süreç kendiliğinden onları tasfiye edecek çünkü.
Bu kadar basit..
Ahmet GEMİCİ / Haber 7
ahmetgemici@hotmail.com.tr
Yorumlar5