Bir hayal kırıklığı: Hüseyin Aygün

  • GİRİŞ28.09.2014 10:43
  • GÜNCELLEME28.09.2014 10:43

Hüseyin Aygün o programda dönemin egemenlerinin Dersimde oluk oluk akıttıkları kanı öyle temiz, öyle berrak. öyle hesapsız, öyle yalın, öyle mazlum, öyle güzel, öyle dokunaklı anlatmıştı ki... Gözlerim yaşarmıştı. O günden itibaren Hüseyin Aygün dendiğinde içimde hep bir "umut" yükseldi. Çünkü benim her zaman kederli bir mazlumun, zalimleşmeyeceğine ve zalimce tutumlara asla yüz vermeyeceğine dair sağlam bir imanım vardır.  İşte o imanımı yıktı Hüseyin Aygün. Nasıl mı yıktı? Şöyle: "Türban" konusunda ettiği kıyıcı, insafsız, nefret dolu, anlayışsız ve aşağılayıcı sözlerden dolayı...Şöyle diyor Hüseyin Aygün:  Türbana hiçbir zaman saygı duymadım, asla duymam.  Arap erkek egemenlerinin kadını aşağılama aracıdır türban. Arap erkekleri 7. yüzyılda dokuz yaşındaki kızları koynuna alıyordu. Şimdiki Türk İŞİD'çiler 9 yaşındaki çocukları türbana sarıyorlar. 7. yüzyıldan 21. yüzyıla aynı mantık... Hayatını kendi inançlarına saygı duyulmasını sağlamaya adamış bir insan, söz konusu. Bir hayal kırıklığı: Hüseyin Aygün başkalarının inancı olunca böyle bir nefret diline savrulabilir mi? Hüseyin Aygün ün yukanda alıntıladığım sözlerine bakınca... "Evet, savrulabiliyormuş diyorum. Milyonlarca kadının sadece Allah'a karşı sorumluluğunu yerine getirme iddiası ve anlayışıyla başlarına örttükleri örtüye, "Arap erkek egemenlerinin kadını aşağılama aracıdır demek ile Alevilerin inançlarına ve ibadetlerine yönelik aşağılık sözler söylemenin, iftiralar atmanın ne farkı var? Hüseyin Aygün, mazlumların zalimce bir dil kullanmayacağına yönelik imanımı yıkmıştır. İşte bu yüzden büyük bir hayal kırıklığıdır benim için.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat