Mimar Sinan’ın Ermeniliğine dair
- GİRİŞ22.07.2010 06:12
- GÜNCELLEME22.07.2010 06:12
Işığında Ermeni Meselesi ve 1915 Kaosu” adlı eserinde, Ermeni seçkinlerinin kültür, siyaset ve iktisadi hayatımızda ne kadar önemli ve manidar bir yer tuttuğunu bir kere daha hatırlatmak maksadıyla Mimar Sinan’ın Ermeni asıllı olduğunu vurgulamak lüzumunu hissetti.
Mimar Sinan’ın etnik kimliği hakkında itiraz getirecek değilim; vaktiyle merhumun kabrini açtırarak kafatasının çapını ölçtüğü iddia olunan zihniyetin taşıdığı, “Ya hakikaten Türk asıllı değilse!” endişesini paylaşanlardan da değilim.
Mimar Sinan’ın Ermeni asıllı olduğu yolundaki bilgileri doğru kabul ediyorum. Esasen bu mesele benim kabulüme muhtaç değildir. Sinan’ın devşirildiğini tarih kaynakları ayan-beyan ortaya koyuyor. Devşirilmiş olduğu, yani Osmanlı ordusunu ve bürokrasisini besleyen devşirme sistemi yoluyla sisteme girmiş olduğu şüphe götürmüyor. Evet, eskilerin tâbiriyle “Ermeniyyül’asl” idi. Anası, babası, köyü, yeri, yurdu bu hükmü destekliyor.
Sinan, devşirilmiş bir köylü çocuğu idi. Devşirildikten sonra usûl gereği Müslüman kimliğine girdi. Müslüman olmak, atalarının dinini değiştiren kişi için müthiş bir dönüşümdür. Yeni bir dine girdikten sonra yeni bir dünya görüşünü benimsemek, başka bir referanslar dizisini kabullenmek, yeni bir medeniyet dairesine girmek gibi entelektüel bir boyutu daha vardır fakat Müslüman olmak, etnik aidiyete halel getirmiyor. Kişinin zâtî kökleri ne ise odur; etnik aidiyet Müslüman sıfatı ile çatışmaz, onu örter ve önemsizleştirir.
Etnik köklerimizi seçemeyiz fakat dinimizi, medenî ve zihnî kabullerimizi kendimiz tayin ederiz. Sinan, devşirilme esnasında İslam’a kılıç zoruyla geçmek zorunda kalmış değildi, Ermeni asıllı oluşu nasıl şüphe götürmez ise şahsî iradesiyle İslam’a geçmiş olduğu da tartışılmaz.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Yorumlar7