Besmele, hamdele, salvele
- GİRİŞ05.10.2011 08:03
- GÜNCELLEME05.10.2011 08:03
İlk üç maddesi, yeni anayasa görüşmelerinin en patırtı çıkaracak kısmı olacak gibi görünüyor; doğrusu 1982 Anayasası'nı yazanlar, sıkıntılı bir miras bırakmışlar.
Öyle bir üç madde ki, yok farzedilerek işe beyaz ve boş bir kâğıtla başlamak kabil olmuyor; bütün varlık sebebini üç maddeyi olduğu gibi muhafazaya adamış iki parti (CHP ve MHP) şu an Meclis'te temsil ediliyor. Birkaç ay boykot yaptıktan sonra "Kerhen ve lûtfen" Meclis'e dönen BDP ise muhtemelen bütün itirazlarını üç maddeye yöneltip her şeyden nem kapar alıngan ve kavgacı siyaset diliyle "Çok iyi-niyet gösterdik ama olmuyor" bahanesine sığınacak. İnşallah yanılırım.
82 Anayasası'nın başlangıç kısmıyla ilk 4 maddesi, fevkalâde romantik metinlerdir. Hele 4. madde, "ilk 3 maddeyi değiştirmek yasaktır" gibi tuhaf bir yaklaşımla anayasayı kutsal bir metin, bir dogma havasına sokuyor. Devletle vatandaş arasındaki ilişkiyi romantik bir dille nitelemenin hukukla, anayasa yazıcılığı ile ilgisi yok: "Milletin ebedi varlığı, yüce Türk devleti, bölünmez bütünlük, ölümsüz Atatürk, eşsiz kahraman, şerefli üye, Türklüğün tarihi ve manevi değerleri, milli gurur ve iftiharlar, demokrasiye âşık Türk evlâtları" gibi hemen ilk bakışta göze çarpan abartılı ifâdeler, bir halkın hukukunu çerçeveleyen temel metin olmaktan ziyade, bol keseden hamâset nutkuna malzeme olacak vasıfta ve esasen ilmî bir arkaplan taşımayan nitelemeler; lâkin asıl mesele, metni teknik bir soğukkanlılığa kavuşturmak noktasında değil, metnin rûhu konusunda çıkacak. MHP ve CHP daha şimdiden "Mâbedin bekçisi" rolünü benimsedi; BDP ise önlerine bir boş kâğıt konulup, "İçini bildiğiniz gibi doldurunuz" denildiğinde bile kendisiyle ihtilâfa düşüp aksilik çıkaracak bir hâlet-i rûhiye içinde görünüyor.
Ne olacak?
(Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz)
Ahmet Turan Alkan / Zaman
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol