Ahlâk zehirlenmesi

  • GİRİŞ25.04.2012 06:34
  • GÜNCELLEME25.04.2012 06:34

Ermeni meselesi, 1915 senesinde âniden çıkmadı; evveliyatı vardır ve ayrıntısı çoktur, özetleyelim: 1878'de imzalanan Berlin anlaşması, Osmanlı hükümetini, yoğun Ermeni nüfus barındıran vilayetlerde (Vilayât-ı Sitte; yani, o günkü vilayet nizamnamesine göre Diyarbekir, Ma'muretülaziz, Van, Bitlis, Erzurum ve Sivas; bu altı vilayet bugün 30 civarında ili kapsar) mahalli reformlar yapmak ve Ermeni ahaliyi muhtemel mahalli saldırılara karşı korumakla yükümlü tutuyor, uygulamayı büyük Batılı devletlerin gözlemci sıfatıyla takib edeceklerini öngörüyordu.

 

Vaadedilen reformların o günün maddi şartları çerçevesinde Batılı gözlemcileri tatmin edecek seviyede uygulanamadığı açıktır. 1895 yılında, tarihimize "Ermeni Patırtısı" adıyla geçen kalkışma hareketleri başladı; isyancı Ermeniler 6 vilayetin genel valilik haline gelmesini, mali özerklik kazanmasını, Hamidiye alaylarının dağıtılmasını ve silah taşıma serbestîsi istiyorlardı. İsyan, yer yer sivillerin de karıştığı karşı eylemlerle söndürülürken önemli miktarda kan döküldü. ABD'nin Anadolu'da görev yapan konsoloslarından Milo Jewett, hükümetine reform planı uygulanmaya başladığından bu yana üç bin Ermeni'nin öldürüldüğünü yazmış ve şunları ilave etmişti: "Buradaki olaylarla Maraş ve Zeytun'dakiler arasında hiçbir benzerlik yok. Orada, Ermeniler, hükümete ve bölgedeki adaletsizliğe karşı silahlanmıştı. Burada ve yüzlerce Hıristiyan köyünde Türkler çaresiz ve karşı koymayan insanlara saldırdı ve onları öldürdü. Elbette Türk resmi haberleri bunun daha farklı görünmesini sağlıyor."

"Patırtı" bir yıl kadar sürdü ve yatışmış gibi göründü ama Osmanlı hükümetlerinin, Ermeni reformu bahane edilerek "Düvel-i muazzama" tarafından Anadolu'nun üçte birinde Yunanistan, Sırbistan, Girit'e benzer yeni bir Ermeni devleti kurduracakları korkusu hiç yatışmadı.

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

A. Turan Alkan - Zaman

Yorumlar2

  • hakan 13 yıl önce Şikayet Et
    hiç fark yok. öldürmenin bir mazereti olmaz,vicdan sahibi herkez bunun bilincinde,emperyalistlerin oyununa gelerek doğuda isyanlar başlatan,rus istilasında beşinci kol görevi yapanların van ilinde yapılan katliam sonunda van ermenistan devleti ilanına varan bir eylemler topluluğunun getirdiği sonuçların bütününe karşılık alınan tehcir kararı ile bu acı olayların başlamasında fanatik ermeni azınlığın hiçmi suçu yok sayın yazar,o dönemde milyonlarca müslüman ve türkün anadoluya kıyımdan kaçarken (tehciri değil)balkanlarda,kafkaslarda yok oluşlarını gündeme getirebilecek bir Allahın kulu yokmu,onların 24 nisanı var yıllarca kıyıma uğrayan milyonlarca osmanlı teba sını neden hatırlamıyoruz,bugünkü sizin bizim lanetlediğimiz pkk ideolojisi ve yapılanması ile ilgili dış güçlerin etkileri ile o dönemdeki böl parçala yönet eylemi arasında ne fark var,
    Cevapla
  • Hakan Bayındır 13 yıl önce Şikayet Et
    Günün en iyi yazısı. Yazar, iyi bir yazardan beklenen, acı gerçeklerle yüzleşmeye çalışmış. Unutmayın büyüklerimiz kendi sınavını verdi, hesaplarını da kendileri verecek.Bize düşen iyiliklerini büyütüp, yanlışlarını gizlemek değil, hakkı konuşmaktır ve haklarında dua etmektir.Kaldı ki yakın tarihimiz karanlıklarla, günahla doludur malumunuz, hala temizlenmeye çalışılıyor. Medya da birçok yazar, tepki görür diye herhalde, bu konuya ya değinmemiş, ya da zülfi yare dokunmadan geçmiştir. Gerçek yazarlık budur bence, bedelini göze alarak, casurca, ilkeli, vicdan gözüyle olaylara bakabilmek, gerçekleri söyleyebilmektir. Yazarı tebrik ediyorum!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat