Belediye borçlanmalarına sınırlama

  • GİRİŞ26.03.2021 11:14
  • GÜNCELLEME26.03.2021 12:17

Önceki yazımızda ekonomik reform paketine değinmiş, daha öncekilerden biraz daha farklı misyonla-anlayışla yazıldığını belirtmiştik.

Ekonomi reformları paketinin her alt başlığı başlı başına yorumlamaya müsait geniş bir kapsam içeriyor. Bu yazıda alt başlıklardan tartışma konusu olan belediyelerin borçlanmasına sınırlama getirilmesi konusunu değerlendireceğiz.

**

Yeni ekonomik reform programının en önemli farklılığı şeffaflık ve hesap verilebilirlik konusunu öne çıkartması ve atılacak adımların bir takvime bağlanması, sonrasında ulaşılan sonuçların kamuoyu ile paylaşılması ve bir nevi kamuoyu önünde öz denetim yapılacağı açıklamasıydı. Bu tam olarak yapılanların hesabını demokrasilerde asıl patron olan halka karşı verme anlayışıdır.

Reform paketinde “yerel yönetimlerin borç stokunun artmasını önleyecek ve borç sürdürülebilirliğini sağlayacak düzenlemeler yapılarak, mali disiplin güçlendirilecektir” ibaresi yer almaktadır.

Programın açıklanmasından sonra muhalefet kanadı bu düzenlemenin iktidarın kaybettiği büyük şehir belediyelerini kontrol altına alma amacı taşıdığı ifade edildi. Burada iki yanlış adımdan bahsedeceğiz. Birincisi, iktidarının borçlanmaya kısıtlama getireceğiz yaklaşımının doğru olmadığı. Çünkü, yasalarda borçlanmaya sınır getiren birçok düzenleme var. Eğer yasal sınırlar aşılmışsa sorun idari ve mali cezaların uygulanmamasıdır.

İkinci yanlış ise, muhalefetin iktidarın kaybettiği belediyeleri kontrol altına alacağı, harcama yatırım hizmet yapmalarını engelleyeceği çıkışıdır. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere belediye meclislerinde çoğunluk iktidar partisinin ve bu nedenle uygun görmedikleri kararları meclisten geçirmeme güçleri var. Diğer yandan mevcut yasalar işletildiğinde borçlanma konusunda fazlasıyla sınırlama var zaten.

**

Kısaca belediye borçlanmasında mevcut yasal sınırlara bakalım.

-En önemli sınırlama borç stoku miktarıyla ilgilidir. 5393 sayılı Belediye Yasasında; Belediyeler ve bağlı kuruluşları faiz dahil iç ve dış borç stok tutarı en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı VUK’nda belirlenen yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarını aşamaz (B.Ş. Belediyelerinde 1,5 kat) denilmektedir. Sorumlu Bakanlığın (İçişleri Bakanlığı) öncelikle yapması gereken hangi belediyelerin bu sınırı aştığı ya da borç stoklarının nerelere ulaştığını kamuoyuna açıklamasıdır. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik adına belediyelerin yapmadığını ilgili bakanlık tarafsız bir anlayışla yapmalıdır.

-Dış borçlanma sadece belediyelerin yatırım programında yer alan projelerin finansmanı için yapılabilir.

-İller bankasından yatırım ve nakit kredisi almak isteyen belediyeler ödeme takvimi sunmaları ve kabul edilmesi şartı var.

-Yatırım programında yer alan projeler için belediyelerin tahvil ihraç etme hakkı var. Bu ihraç için Hazine ve Maliye Bakanlığı izni gerekli. İzin alınsa bile sorumlu belediyedir. Görünen, hiçbir belediyenin tahvil ihraç edecek kredibilitesinin olmayışıdır.

-Bir diğer sınırlama ise; belediye ve bağlı kuruluşların en son kesinleşen bütçe gelirlerinin yeniden değerleme oranıyla artırılacak miktarının dönem içinde yüzde 10’unu geçmeyecek borçlanmayı meclis kararıyla, yüzde 10’unu geçen borçlanma meclis üye salt çoğunluk kararı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı ile yapabilmesidir.

-Borçlanmayla ilgili son maddede ise ileri teknoloji ve büyük tutarda maddi kaynak gerektiren altyapı yatırımlarında Cumhurbaşkanınca kabul edilen projeler için yapılacak borçlanmalar toplam borç miktarının hesaplanmasında dikkate alınmaz. Dış borçlanma gerektiren projelerde Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınır.

**

Yasayla belirlenen sınırlamaları aşanlara (belediye yetkilileri) 5237 sayılı Türk Ceza kanununa göre görevi kötüye kullanmaya ilişkin hükümler (soruşturma veya kovuşturma) uygulanır.

Mali yaptırım ise yasal sınırları aşan borçlanmaya ilişkin faiz giderleri borçlanmaya onay veren ve borçlanma işlemini yapan belediye görevlilerinden kamu zararı kapsamında tazmin edilmesi söz konusudur.

Şu ana kadar borçlanma sınırlarını aştığından dolayı yetkililer hakkında bir soruşturma ya da kovuşturmaya rastlanmamıştır.

Yine, aşırı borçlanma nedeniyle uğranılan kamu zararını tazmin etme olayıyla da karşılaşılmamış.

Yani yasal uygulamalar belediyelerin borçlanma sınırlarına uyduğunu yansıtmaktadır. Oysa, reform tasarısında da konunun dile getirilmesi bu sınırların aşıldığının açık bir teyidi. Yine, Sayıştay raporlarında belediyelerin borçlanma sınırlarını aştığı ve bunlara işlem yapılmadığı gerçeği var.

**

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi belediye borçlanmasının sınırlanmasında yasal boşluk olmadığı, asıl sorunun sınırları aşanlara yasal işlemin yapılmayışıdır.

Belediyelerle ilgili asıl reform; belediye öz gelirleri ve harcama verimliliğinin artırılması, yasal denetim etkinliği ve denetim sonuçlarının şeffaflık adına kamuoyuyla paylaşılmasıdır.

Ahmet Ulusoy / Yeni Şafak Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat