Ümmetin zayıflatılması ve doğal afetler

  • GİRİŞ06.09.2025 10:04
  • GÜNCELLEME06.09.2025 10:04

Geçtiğimiz günlerde Afganistan’da bir deprem meydana geldi ve yapılan son tespitlere göre ölenlerin sayısı 2500’e yaklaştı. Sayının daha da artacağından endişe ediliyor. Ayrıca binlerce yaralı var.

Çok sayıda ailenin evi yıkıldı ve bir barınaktan mahrum hale geldiler. O yüzden acil yardıma ihtiyaçları var. 

Bununla hemen hemen aynı günlerde Pakistan’ın Pencap eyaletinde şiddetli muson yağmurları sebebiyle sel felaketi meydana geldi ve onlarca kişi hayatını kaybetti.

Çok sayıda insan yaralandı veya maddi yönden zarar gördü. Yarım milyon civarında insan da sellerin tesirinden zarar görmemeleri için yaşadıkları bölgelerden tahliye edilerek başka yerlere nakledildi. 

Ne yazık ki Gazze’de ve genel olarak Filistin’de siyonist vahşetin devam ediyor olması ve orada iki yıla yakın süredir çok büyük bir felaket yaşanıyor olması sebebiyle, Afganistan ve Pakistan’daki doğal afetler ikinci planda kaldı.

Çünkü Gazze’de, her gün onlarca insanın açlıktan ölmesine sebep olan korkunç bir abluka uygulanıyor.

Bir yandan da yıkım ve katliamlar devam ediyor. ABD ile birlikte geliştirilen sözde “insani yardım” projesiyle insanların, yardım dağıtım merkezleri ilan edilen yerlere gitmeleri ve böylece işgalci katillerin hedefi olmaları için kurulan mekanizma aynen işletiliyor. 

Gazze’de meydana gelen durum muhtelif uluslararası raporlarda da dile getirildiği üzere doğal bir afet değil insan eliyle oluşturulan suni bir afettir. Ama bu durum Müslüman toplumların sosyal durumlarını da doğrudan etkiliyor. İşgalci katillerin sebep olduğu suni afet yüzünden diğer taraftaki doğal afetlerle ilgilenemiyor, onlara yardımda bulunmakta zorluk çekiyorlar. 

Bu durum İslam dünyasının siyonist işgal ve vahşet karşısında içine düşmüş olduğu durumu teşhis açısından ibret verici ve düşündürücü bir durumdur. Siyonist vahşet karşısında içine düşülen acziyet ve zaaf, musibetler ve zorluklar karşısında ortaya konması gereken ümmet dayanışmasının gerçekleşmesini zorlaştırıyor.

Oysa bu tür felaketler karşısında Müslüman toplumların derhal harekete geçmesi ve hızlı bir şekilde yaraların sarılması için imkanlarını seferber etmesi gerekirdi. 

Siyonist vahşetin önüne geçilememesi ve İslam âleminin yaşadığı durum, Müslüman halkları yönettikleri iddiasındaki yöneticilerin ve sistemlerin de itibarlarını ciddi şekilde sarsmıştır. Dolayısıyla siyonist vahşetin önüne geçilememesi toplumları sosyolojik yönden etkilediği gibi yönetici kadroları ve hakim sistemleri de siyasi yönden etkilemektedir. 

Bu duruma son verilmesi, ümmetin yeniden bütünlüğüne ve gücüne kavuşması, yönetici kadroların da itibarlarını kurtarması için siyonist vahşet ve saldırganlık karşısında çok daha etkili bir performans ortaya konması gerekmektedir. 

Yönetimlerin siyonist vahşet karşısında içine düştüğü zaafın arkasında, ABD’nin ve onunla işbirliği içindeki güçlerin siyonist katillere verdiği desteğin önemli etkisi olduğu bir gerçektir. Zaten Gazze’deki savaşın asıl yükünü yüklenen ve sürdürülmesi için gerekli imkanları sağlayan ABD’dir. Ama ABD’yi gözümüzde çok fazla büyütmemeliyiz. 

ABD, Vietnam’dan sonra Somali’de de ciddi bir yenilgi yaşadı. Körfez Savaşı’yla ilgili planlarını gerçekleştiremedi. Birtakım ihanetçilerin desteği olmasaydı Irak’ta da ciddi bir yenilgi yaşayacaktı. Afganistan’da işbirlikçilerin desteğine rağmen ağır bir yenilgi yaşadı ve en sonunda Taliban karşısında mağlubiyetini kabul etmek ve kuyruğunu toplayıp gitmek zorunda kaldı. 

Bugün, ABD’nin İslam ülkelerinin desteğine ihtiyacı İslam ülkelerinin ona ihtiyacından çok daha fazladır. Ama yönetimlerin yanlış politikaları ve kendi halklarıyla barışık olmamaları sebebiyle sürekli iktidarlarını kaybetme endişeleri taşımaları ABD’nin işini kolaylaştırmaktadır. Diğer yandan da bu yönetimlerin siyonist vahşet ve katliam karşısında içine düştüğü zillet siyasi yönden büyük bir itibar kaybı yaşamalarına sebep olmuştur. Artık bu noktada silkinmeleri ve kendilerine gelmeleri kendi yararlarına olacaktır. 

Ahmet Varol / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar4

  • Bektes 3 hafta önce Şikayet Et
    Ahmet hocam gazze için her gün ağlıyorum elimizden ne gelir caresisim
    Cevapla
  • GULBETTİNHİKMETYAR 3 hafta önce Şikayet Et
    Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul Ne tüyler ürperir ya rab, ne korkunç MARKSİST,LENİNİST,STALİNİST,MAOİST inkılab olmuş Ne din kalmış ne iman, din harab, iman türab(TOPRAK)olmuş.Bu gün geldiğimiz nokta aynen bunun gibidir ağabeyim.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • MUCİBÜRRAHMAN 3 hafta önce Şikayet Et
    Fransiz'in nesi var? Fuhşu,zinası bir de ilhadiALLAHSIZLIĞI; Kapişti bunlari 'yirmibirinci asrin evladi!' Ya Alman'in nesi var zevki okşayan? Birasi; Unuttu ayrani, ma'tuda(SERSEME)döndü kahrolasi! Heriflerin, hani dünya kadar bedayii(İCADLARI)var: Ulumu(BİLİMLERİ)var, edebiyyati var, sanayii var. Giden birer avuç olsun getirse memlekete; Döner muhitimiz elbet muhit-i ma'rifete.ABİCİĞİM
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • SİBGATULLAH 3 hafta önce Şikayet Et
    Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul Ne tüyler ürperir ya rab, ne korkunç MARKSİST,LENİNİST,STALİNİST,MAOİST inkılab olmuş Ne din kalmış ne iman, din harab, iman türab(TOPRAK)olmuş.Bu gün geldiğimiz nokta aynen bunun gibidir ağabeyim.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat