Siyonistler saldırganlıkta ısrarlı Filistin gazze Batı Şeria
- GİRİŞ25.10.2025 09:56
- GÜNCELLEME25.10.2025 09:56
Gazze’de her ne kadar ateşkes konusunda bir anlaşma sağlanmış olsa da Filistin topraklarında siyonist işgalin devam ediyor olması başlı başına bir sorundur. Çünkü işgalci siyonistler bu topraklarda gayri meşru egemenliklerini ve işgallerini sürdürmelerinin ancak saldırgan tutumlarında ısrarlı davranmalarına bağlı olduğunu düşünüyorlar.
Bundan dolayıdır ki Gazze’de her ne kadar ateşkes sağlanmış olsa da Filistinliler açısından can güvenliği oluşmamıştır. Çünkü ateşkesin yürürlüğe girmesinden sadece birkaç saat sonra ihlallere başlayan işgal güçleri şimdiye kadar yüzleri bulan sayıda ihlal gerçekleştirdiler.
Herhangi bir ihlal gerçekleştirmek istediklerinde bahaneyi uydurmaları veya kendi elleriyle oluşturmaları mümkün. Ancak çoğu zaman herhangi bir bahaneye ve gerekçeye de ihtiyaç duymuyorlar. İşgal rejiminin bu tutumu sadece Filistin halkına değil, Gazze’de sağlanan ateşkesin sürdürülmesi için garanti anlaşması imzalayan arabulucu ülkelere karşı da bir savaş niteliği taşımakta ve işgalcilerin bu anlaşmayı da hiçe saymamaları anlamına gelmektedir. İşgalci katillerin bu kadar rahat hareket etmelerine fırsat verilmemesi gerekir.
İşgal rejimi, ateşkes anlaşmasıyla birlikte kabul ettiği, Gazze’ye asgari düzeyde insani yardımın girmesine izin verme şartına da şimdiye kadar hiç bağlı kalmadı. Çünkü anlaşmaya göre bölgeye günde en az 600 yardım tırı girmesi gerekiyor ki, iki yıl süren soykırım sebebiyle bütün evleri ve iş yerleri yıkılmış, işleri bozulmuş, altyapı tesisleri, su kaynakları tahrip edilmiş, hastaneleri ve okulları yıkılmış iki buçuk milyona yakın insanın zorunlu ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için en az bu kadar yardım girmesi gerekiyor. Ama şimdiye kadar hiçbir gün bu kadar yardım girmediği gibi çoğu günler giren tır sayısı 200’ün altında kaldı. Bu tutum işgal rejiminin bölgeye yönelik aç bırakma politikasında ısrarlı olduğunu gösteriyor. İşgalci siyonistlerin bu konuda taahhütlerini yerine getirmeye zorlanmaları gerekiyor. Onlardan insaf ve merhamet ya da sözünde durma gibi bir alicenaplık beklemenin bir anlamı yok. Bu gibi özelliklerden tamamen yoksun oldukları bilinen bir gerçek.
Ancak işgalci siyonistlerin savaşı sadece Gazze’ye yönelik değil. Onların asıl amaçları Filistinlilerin tümünü kendi topraklarından çıkarmak ve bunun için baskı yapmaktır. Bu yüzden 1948’de işgal edilmiş topraklarda da Batı Şeria olarak isimlendirilen bölgede de Filistinlileri, yurtlarını terk etmeye zorlamak amacıyla muhtelif yöntemlerle savaş veriyorlar.

İşgal güçleri Gazze’de ateşkes sağlanmasından sonra Batı Şeria bölgesindeki saldırılarını ve şiddet uygulamalarını daha da artırdılar.
Bilindiği üzere işgal rejiminin sözde parlamentosu niteliğindeki Knesset’te, Batı Şeria’nın ilhakına dair verilen bir teklif birinci oylamada kabul edildi. İşgal rejimi parlamentosunda, tekliflerin yasalaşması için üç kere oylanması gerekiyor. Ancak söz konusu teklifin birinci oylamada kabul edilmesi siyonist meclisin, Gazze’deki soykırım savaşını Batı Şeria bölgesine taşıma niyetinde olduklarını işaret etmesi açısından son derece sakıncalı ve risklidir.
Şu var ki işgal rejiminin bu bölgeyle ilgili ilhak planını pratiğe taşıması için bölgedeki Filistinli nüfusu tehcir çabalarının sonuç vermesi gerekir. Aksi takdirde ilhak kararının kendisine yönelik olumsuz yansımaları daha büyük sorunlar yaşamasına sebep olabilir.
Tehcir politikasının başarılı olması için işgal rejimi, Gazze’deki soykırım savaşıyla eş zamanlı olarak Batı Şeria’da da büyük çapta saldırılar ve yıkımlar gerçekleştirdi. Ancak bunların tümü Gazze’deki savaşın gölgesinde kaldığından dünya kamuoyuna pek yansımadı.
Son günlerde bu bölgeye yönelik saldırılarını, baskınlarını ve yıkım faaliyetlerini daha da artırmaya çalıştıkları görünüyor. İşgal rejimi bu bölgede aynı zamanda, Filistinlilerden zorla gasp edilen araziler üzerine kurulan yahudi yerleşim merkezlerine yerleştirdiği yerleşimci çetelerden de son raddesine kadar yararlanıyor.
Ahmet Varol / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar1