Belfur Deklarasyonu Filistin işgalinin amacını açıklar!
- GİRİŞ01.11.2025 10:23
- GÜNCELLEME01.11.2025 10:23
Yarın yani 2 Kasım 2025, Belfur Deklarasyonu’nun yayınlanmasının 108. yıl dönümüdür. Gerçekte bu deklarasyondan küresel emperyalizmin, Filistin topraklarını işgal ederek burada uluslararası siyonizmin, özellikle Avrupa ülkelerine dağılmış yahudileri bu topraklara çekmek amacıyla devlet kurmasına imkan vermesinin arkasında duran niyeti okumamız mümkündür.

Deklarasyon çok kısadır. Ama bu kısa metinden, siyonist işgalin arka planında duran emperyalist niyeti ve hesapları okumamız mümkündür.
Zamanın İngiliz Dışişleri bakanı Arthur Balfour’dan adını alan deklarasyonda şöyle deniyordu: “Haşmetli İngiliz kraliyet hükümeti, Filistin’de Yahudi halkı için milli bir devlet kurulmasını memnuniyetle karşılıyor. Bu gayeye ulaşmayı kolaylaştırmak için en değerli mesailerini harcayacaktır. Şurası açıkça bilinmelidir ki haşmetli kral, Filistin’de bulunan Yahudiler dışındaki milletlerin dini ve medeni haklarına zarar verecek veya Yahudilerin başka herhangi bir ülkede elde ettikleri haklarını ve siyasi nüfuzlarını zedeleyecek hiçbir şey yapmayacaktır.”
Bu deklarasyonun yayınlanmasının tarihi 2 Kasım 1917’dir. Burada İngilizlerin Filistin’i aslında kendileri için değil yahudi topluluklar için işgal ettiklerini ilan etmeleriyle, neyin amaçlandığı da herhangi bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde açığa çıkmıştır.
İngiltere Krallığı Belfur Deklarasyonu›nun yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra yani 1917 yılında Filistin işgalini gerçekleştirdi. 9 Aralık 1917’de İngiliz işgal kuvvetlerinin komutanı General Allenby’nin komutasındaki birlikler Kudüs’e girmişlerdir.
İngiliz işgali normalde ikinci haçlı işgaliydi. Ancak bu işgalin gayesi bölgede bir haçlı hâkimiyeti kurmak değil Siyonist hâkimiyetin alt yapısını oluşturmaktı. General Allenby’nin emrindeki askerlerin Kudüs’ü işgal etmeleri de Sykes-Picot Anlaşması’nda ve Belfur Deklarasyonu’nda Siyonist örgütlere yapılan vaatlerin yerine getirilmesi amacı taşıyordu.
Burada şunu öncelikle ifade edelim ki Filistin’in 1917’de İngiliz hâkimiyetine geçmesinin sebebi bölge ahalisinin herhangi bir ihaneti ve dış güçlerle işbirliği değil Osmanlı ordusunun Mısır cihetinden baskın düzenleyen İngiliz ordusuna mukavemet göstermemesidir. Bunda, 1908’de Sultan II. Abdülhamid’i tahttan indiren İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ihanetçi politikasının ve Filistin’i ikinci plana itmesinin önemli rol oynadığı bilinen bir gerçek.
Yirminci yüzyılda küresel emperyalizmin başını çeken İngiliz emperyalizminin Filistin topraklarını işgal etmesinin iki önemli amacı vardı:
Birincisi: Avrupa’da yüzyıllardan beri devam eden antisemitizm sorununa mesnet teşkil eden yahudi azınlıkların göç edebileceği bir alternatif vatan oluşturmak. Bundan dolayı siyonist işgalin demografik altyapısını oluşturma amaçlı propaganda faaliyetlerinde Avrupa’daki yahudileri Filistin’e göç etmeye teşvik için “vatansız halka halksız vatan” sloganı kullanıldı. Oysa Filistin halksız değildi. İslam dünyasına yönelik propaganda faaliyetlerinde ise “Filistinliler toprak sattı” yalanı kullanıldı. Ne yazık ki bu yalana da İslam dünyasında, özellikle Türkiye’de binlerce kişiyi inandırabildiler.
İkincisi: Batı emperyalizminin İslam dünyasına yönelik yeni politikalarının takibi, fitne projelerinin yönetimi, gerek görüldüğünde saldırılar düzenlenmesi ve küresel emperyalizmle işbirliği içindeki ihanetçi yönetimlerin siyasi egemenliklerinin güvenceye alınması için bir uzak karakol oluşturmak.

Bundan dolayı İngiliz emperyalizmi, Filistin topraklarını işgal etmeden yirmi yıl önce, 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen kongreyle, Avrupa’daki yahudileri organize etmek amacıyla siyonist ideolojiyi örgütlemeye başlamıştır. Bu itibarla siyonizm gerçekte İngiliz emperyalizminin bir projesidir. Ama asabiyet düşüncesinin yahudi toplumunda çok önceden yerleşmesi, siyonizm projesinin önünü açan ve çok hızlı bir şekilde taraftar bulmasına imkan sağlayan sosyal vakıa olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ahmet Varol / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar1