AK Parti, 2002’de siyaset sahnesine girdi. Ardından 14 ay gibi kısa bir sürede tek başına iktidar oldu. Kurduğu 58. hükümetten, bugünün başkanlık kabinesine gelene kadar Türkiye tarihinde en uzun süre tek başına iktidar oldu. 

AK Parti, 19 yıldır kesintisiz iktidarda. Cumhuriyet Türkiye’sinde arka arkaya seçimleri sürekli kazanan başka bir parti yok. 

AK Parti, kurduğu her yeni hükümet ve yeni kabine ile Türkiye siyasetiyle birlikte kendisini de değiştirdi, geliştirdi, yeniledi.

Erdoğan siyasi dehası, yerinde ve zamanında müdahaleleriyle parti içi değişimi ve dönüşümü bugüne kadar sorunsuz, başarıyla halletti. 

Kişisel çıkarları, enaniyetleri, siyasi, ekonomik, bürokratik ikballeri için AK Parti’den ayrılışlar oldu. Bazı isimler diğer partilere geçti, bazıları kendi partilerini kurdu fakat bu ayrılıklar AK Parti’yi olumsuz etkilemedi. Ayrılanların belirgin tek meziyetleri AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı oldu.

Ülkenin, milletin vaktini, enerjisini, heyecanını heba etme gayretiyle ayrışan bu tipler isim koymaya değecek bir hikâyeleri olmadığını teyit edercesine, ne zaman kendilerine mikrofon uzatılsa kendi meziyetlerini değil Erdoğan’ı ve AK Parti’yi karalıyor, kötülüyor, iğneli laflarla fitne ateşi yakmaya çalışıyorlar. 

Kerameti kendinde görüp, sözde millete hizmet yolunda ayrılıp şahsi emellerinin peşine düşenlerin hepsi de çok kısa bir sürede acı gerçekle yüzleşip siyaset tarihinin tozlu raflarındaki yerlerini almak zorunda kaldı.

Siyaseti geçim kaynağı görüp, şahsi menfaatleri için kullananlar, kendini davanın üzerinde görüp başka vadilere savrulanlar toza toprağa karıştı, silindi. 

Onlar, menfaatleri peşinden koşan, uluslararası sistemin kontrolünde Reis’e ve partisine karşı fitne üreten siyaset fukaralarıdır.  

Onlar, halka, demokrasiye, millî iradeye, akla, mantığa, sağduyuya aykırı tabularıyla topluma umut veren, iddia taşıyan bir siyaset ortaya koyamadıkları için kabul görmüyor.

Onlar, toplumu birleştirici, barıştırıcı bir siyasal çıkış olmadığı için toplum reddedip, yokluğa mahkûm ediyor.

Düşünün, 19 yıllık bu süreçte kimler geldi kimler geçti. Millet bunlardan hangisini hatırlıyor, hangisini hayırlarla yâd ediyor, hangisine keşke diyor.

Abdüllatif Şener, Murat Başesgioğlu, Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Yaşar Yakış, Ertuğrul Yalçınbayır, Beşir Atalay, Ömer Dinçer, Ersönmez Yarbay, Ertuğrul Günay, İdris Naim Şahin, Sadullah Ergin, Mehmet Şimşek, Selçuk Özdağ ilk aklıma gelenler.

Kuzu postuna bürünmüş kurtlar olarak dününü inkâr edip hamaset nutuklarıyla gelecek adına dinamizm arama telaşına kapılan bu “garibanlar”a karışan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da AK Parti ve Erdoğan düşmanlığıyla siyasi arenada kendilerini inkârla yer bulmaya çalışıyor. 

Kamuoyu yoklamalarına göre 2023’te Cumhur tokadı yiyecekleri belli olan bu zavallılar da siyasi mevta olarak tarihe karışacaklar.   

Makam verildiğinde Erdoğan’cı olan, makam verilmediğinde veya makamdan alındığında Erdoğan’a ve partisine karşı fitne üreten zevat 19 yıldır siyaset dünyasında yaşanan gerçekleri niye görmüyor, ya da görmek istemiyor, düşünmüyor? 

Zayıf liderlerin, vizyonsuz zihniyetlerin, köksüz hareketlerin, derinliği olmayan siyasi akımların istilası altındaki siyaset sahnesinde AK Parti, 19 yıldır 15 seçimi kesintisiz olarak kazandı?

Bu kadar uzun yıl iktidarda kalmasına rağmen AK Parti hâlâ oy oranını korurken, nasıl olup da diğer partiler oylarını artıramıyor?

Bu kirli arenada siyaseti hizmet aracı olarak gören ve bunun için koşan, dava arkadaşlarıyla, özgüveni, siyasi dehası, bilgi ve becerisiyle öne çıkıp sevdasıyla, sadeliği ve yürekten gelen coşkusuyla halka el uzatıp, kucak açan isim olarak Erdoğan hâlâ halkın gönül lideri, hâlâ partisinin genel başkanı ve ülkenin Başkanı.

Erdoğan, Türk milletinin hayallerini gerçekleştiren, koskoca bir ümmetin umutlarını canlandıran, insanlığın önünde yeni kapılar açan tek lider.

Sabrediyor, azmediyor, çalışıyor, yol buluyor, yol açıyor, hep ileriye doğru gitmeye gayret ediyor ve emeğinin karşılığını alıyor.

Gücünü milletten alıyor, milletin değerlerinden alıyor ve o yüzden milleti, değerleriyle birlikte hâkim kılmaya çalışıyor. Yeniden büyük Türkiye’nin inşa sürecini esas alan bir hareket, bir dava lideri olduğu için hâlâ cumhur tercih ediyor.

Geleceğin Türkiye’sini geçmişinden aldığı güçle çok daha güçlü inşa etmeye çalıştığı için, güçlü liderinin öncülüğünde umut olmayı sürdürüyor.

Yeni Akit Gazetesi