Sorun ulusal çözüm milli

  • GİRİŞ13.04.2022 11:28
  • GÜNCELLEME13.04.2022 11:33

Türkiye’de son dönemde halkın gündeminde doların yükselmesi ile yaşanan gıda fiyatlarındaki artış ve dolayısıyla cep yakan dert haline gelen hayat pahalılığı var. 

Halk pandemi sonrasının zorlu ekonomik koşullarında enflasyon ve fahiş fiyat baskısı altında eziliyor. Üretici ve tüketici fiyat endekslerindeki makas açılırken çarşı-pazarda da ürünlerdeki fiyatlar da artıyor.

Devreye sokulan stokçuluk ve fiyat ayarlamaları ile milletin sinir uçlarıyla oynanıyor. 

Yaşanan fiyat değişikliklerine karşı vatandaşın yüksek duyarlılığı, hassasiyeti ve tepkisi sokaktaki insanımın tek sohbet konusu oldu.

Gıda arzı ve fiyatlardaki artış sorunu tüm dünyanın gündeminde fakat Türkiye’de gıda sektörünün çarpık yapısı, sorunun Türkiye’de daha şedit bir şekilde hissedilmesine sebep oluyor.

Pek çok soruna bağlı olarak artmaya devam eden gıda fiyatları hem ekonomik göstergeler hem de toplum sağlığı açısından ciddi bir toplumsal güvenlik sorunu haline geldi.

Savaşın ortaya çıkardığı belirsizlik ve istikrarsızlık nedeniyle yaşanan arz sıkıntısına karşı artan taleple birlikte küresel gıda fiyatlarının artış eğilimi de güçlendi. 

Buna enerji fiyatlarının aşırı yükselmesi küresel enflasyon dalgasının güçlenmesine yardımcı oldu. Bütün dünyada gıda krizi konuşulurken, herkes kendi kendine yetme derdine düştü.

Türkiye’de buna ilave olarak dövizde yaşanan yükselme ile birlikte temel gıda maddelerinin ihracatı arttı.

Pandemide daralan hareket alanları gıdaya talebi artırdı. Artan talep gıdanın denetimini eline geçiren gıda şirketleri ve bunu pazarlayan market zincirleri için büyük bir avantaj olurken çiftçilerin pazara ulaşımları zorlaştı. 

Gıda enflasyonu artık tüm dünyanın başını ağrıtan bir mesele haline dönüştü. Bundan yerküredeki tüm ülkeler nasiplenirken Türkiye gibi kronik sorunlarla boğuşanlar bir kat daha fazla nasibini alıyor. 

Yaşanan derin kriz, fiyatlardaki aşırı artışlar sebebiyle bugün insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamaz bir hale geldi. Markete pazara gidemeyen, mutfaktaki tenceresini kaynatamayan anne isyan ediyor.

Mutfakları yakan bu duruma çarenin geciktirilmesi gelir seviyesi düşük grubu çaresiz bırakıyor.

Toplumun bu durumunu iyileştirecek denge denetim sistemlerinin kurulması ve toplumun refahını iyileştirecek sistemlerinin çalıştırılması acil gereklilik arz etmekte. 

Meclis Tarım Komisyonu Başkanı, Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç’ın bu soruna teşhisi çok net ve tedavi önerisi çok doğru: ”Burada kesinlikle kasıt var. Mevzu para kazanmak değil, seçimde son yıla girilirken toplumun moralini bozup ona göre siyasi bir tercih yaptırmak istiyorlar. Adamın 15 bine yakın market zinciri var. Beş market zincirinin mesajlarla nasıl anlaştığını da gördük. Büyük bir güç... Gıdayı tüm ülkelerde raflara ulaştıran büyük şirketler var. Bu firmaların gücüne bakarsak, dünyadaki on ülkenin gücünden fazla. Amaçları da hükümet düşürmek, Mutlaka yasal düzenlemeyle tekelleşmenin, güç gösterisinin önüne geçilmeli.” 

Vatandaşın alım gücünü güçlendirmek ve mutfağın alevini söndürmek mutlak şart. Çünkü toplum mutfağındaki yangının söndürülmesini çaresizce ve sabırla beklemekte. Maaş zamları, mutfak zammına yenik düştü. 

KDV indirimini fırsata çevirip satış fiyatlarına indirimi yansıtmayanlar veya fiyatları yükseltip indirimi yükselen fiyatlar üzerinden yapanlar oldu. Çünkü piyasalardaki fiyatlama davranışları bozuldu. 

Mutfaktaki yangının söndürülmesi yeni ekonomik sistemin çalıştığının nişanesi olacak ve yangını söndürenler vatandaşın iltifatına mazhar olacaklardır. 

Ocak ayı içinde Rekabet Kurulu stokçuluk yapan ve fahiş fiyatlar uygulayan 6 zincir markete 2.7 milyar TL ceza kesti. Fakat kesilen cezalar ne yazık ki keyfi zamları durduramıyor ve geri alamıyor.

Tekel oluşturan zincir marketlere karşı Tarım Kredi Koop. marketleri açıldı. Ancak TKK marketlerinde de fiyatlar çok farklı değil. Vatandaş çiftçinin emeğini evine götürmek için koşuyor fakat piyasa ürünlerinde fiyat farkı olmadığını görünce şaşırıyor.

TTK marketleri kârı değil, çiftçinin ürününün vatandaşa birinci elden ulaşmasını ve piyasanın ateşini düşürmeyi amaç edinmelidir. İstihdam, çiftçiye destek, tekelleşmeye engel ve tedarik zincirinin kesintisiz oluşumu TTK marketlerinin ülkeye yapacağı en büyük hizmet olacaktır.  

Üretimden nakle, ihracattan satışa devlet müdahalesini gerekli kılan bir milli güvenlik meselesi haline gelen tarımda birçok temel gıda ürününe ve sebze-meyve ihracatına sınırlama getirilmesi düşünülebilir.

Tekelleşmenin kırılması için kamu şirketlerinin dağıtım, lojistik, satış ve pazarlama aşamalarında aktif hale getirilmesi ve hem stokçuluk yapan hem de fahiş fiyatta ısrar edenlerle mücadelede fiyatları düşürmenin milli yolu olabilir.  

YENİ AKİT GAZETESİ

Yorumlar1

  • Seyyah 2 yıl önce Şikayet Et
    Vallahi farkındayız bu konuda hükümetin işi zor ama milletin işi daha zor! Yağı alsak un alamıyoruz, elektiriği ödesek telefonu ödeyemiyoruz. Ne eşimize ne çocugumuza ekstra bişey alacak gücümüz var. Netarafa çeksek bitaraf açık kalıyor. Allah bu millete bunları yaşatan vicdansızlardan hesap sorsun. Allah cumhurbaşkanımıza bunları tarumar edecek güç kuvveti versin.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat