Sokağın stratejisi

  • GİRİŞ07.12.2022 11:14
  • GÜNCELLEME07.12.2022 11:14

Ankara’da ortalık toz duman.  

Siyasi kulislerdeki hareketlilik içinden çıkılmaz halde. 

Hesaplar, beklentiler, kaygılar, yatırım amaçlı ziyaretler.  

Renkli, ateşli partizanlık anlayışı ve iktidar hırsı, kaygısı ile sıklaşan saflar. 

Siyaset mühendisliğine soyunan uyanıklar, umut tacirliği yapan siyasiler.  

Ortalık, siyasetçi adayından geçilmiyor.

Ülkedeki Ak Parti hegemonyası buraya yönelişi de beraberinde getiriyor.

AK Parti genel merkezi “kutsal mekân” konumunda. 

Sokağın gündemi ise geçim derdi.  

Sokak, Başkan Erdoğan’ı biliyor, seviyor ve güveniyor. Erdoğan’a söz söylemiyor ve söyletmiyor. 

Fakat siyasi arenadaki figürlere, bu sahneye çıkmak için fırsat kollayan figüranlara karşı tepkili, duyarlı ve tedbirli.

Çünkü Türkiye eski Türkiye, millet de eski millet değil. Proje istiyor, verdiği sözü tutan, güvenilir siyasetçi istiyor, geleceğe ışık tutacak, hayallere yön verecek rehber istiyor, umut istiyor. Millet çıtayı yükseltti.  

Toplum hizmette yarışacak yeni yüzler, sinerjisiyle heyecan oluşturacak yeni isimler istiyor.

Geçen hafta Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi 2023 seçimlerinde AK Parti Genel Merkezinin seçim stratejisini yazdı: “Kabine büyük oranda değişecek, bakanlar vekil yapılarak toplumu peşlerinden sürüklemesi hedeflenecek.”

Ben de bu hafta milletin stratejisini yazıp sokağın sesi olayım istedim.

Sokak, siyasette kendisine değer arayanların ayıklanması istiyor, bekliyor.

Sokak, halkın iradesini, güvenini, umutlarını, geleceğini tüketerek büyüdüğünü zanneden, yüceldiğini sanan, onore olduğu kanaati taşıyan, gerçekte ise küçülen sanal kişiliklerin halka arzını istemiyor, reddediyor.

Sokak, geleceğini kurtarma adına savaş verirken her şeyini kaybeden zavallıların aday yapılmasını istemiyor.

Sokak, siyaseti kârlı bir meslek olarak görüp, balıklama dalan tiplemeler istemiyor.

Sokak, önderi Makyavelli olup siyaseti çıkarı için seçenleri, tek ilkesi kazanç olup siyasetinin ekseni olmayanlarla muhatap olmak istemiyor.

Sokak, makam hırsı, unvan hayali, ego tatmini ile siyaseti vizyon için yapan, tek düşüncesi isim yapıp şöhreti arayanları karşısında görmek istemiyor.

Sokak, parası olan, diploması olan, çevresi olan, cesareti olan, hitabeti güzel olanlar ya da olduğunu zannedenlere vekâlet vermek istemiyor.

Sokak, kibir ve güç sarhoşu olup insana tepeden bakan kibir abidelerini, iktidar ve koltuğun değiştirip dönüştürdüğü, makam ve unvanını millete karşı ayrıcalıklı statüye dönüştüren siyaset cambazlarına evet demek istemiyor.

Sokak, hayallerinin, umutlarının, özlemlerinin, düşlerinin ve gelecek planlarının birkaç aylığına cilalanıp sonrasında törpülenip yok edilmesini istemiyor.

Sokak, fitne-fesat üzerinden mevzi savaşları veren, küçücük çıkarları için büyük laflar edip bunu memleket meselesi olarak pazarlayanları istemiyor.

Sokak, toplumla hemhal olacak, beş yıldızlı otellerde değil şehrin sokaklarında, köylerinde milletin derdini dinleyip çare olacak adaylar istiyor.

Sokak, hizmeti dava olarak gören, siyasete değer katacak insanlarla muhatap olmak istiyor.

Sokak, hedefi insanın mutluluğu olan, ülke kalkınmasını, milletin huzurunu amaç edinip hizmeti düşleyen, düsturu adalet olan, fakiri koruma, zalime dur deme ideali üzerine siyaset yapacak idealistler istiyor.

Sokak, hizmetine talip oldukları insanların din, fikir ve kültür farklarına bakmadan ortak idealler, projeler ve paydalar etrafında birleşip hizmet üretecek hizmetkârlar istiyor.

Sokak, hizmetine talip oldukları insanlara kendilerini, projelerini, hedeflerini anlatmak yerine genel merkezden birilerinin gölgesine sığınıp “tepeden inme” vekâlet hayalleri kuranları istemiyor.

Sokak, telefonu herkese açık, gülümseyen, kucaklayan, dünya ile bütünleşen, halka hizmeti Hakka hizmet gören adam gibi adamlar istiyor.

Sokak, içimizde olup yanımızda olmayan birilerinin hayallerini yıkarım diyor.

Sokak, siyaseti cambazların ellerinden kurtarmak istiyor.

Sokak, artık ne istediğini, kimi istediğini çok iyi biliyor.  

Sokak, gönlünde karşılığı olan isimlerin aday yapılmasını istiyor.

Kimi mi istiyor? Hemen memleketim Dadaşlar diyarı Erzurum’un sesi olayım.

Kaygısı milleti ve ülkesi olan, kendisine uzanan her ele, her gönle dokunmak için gayret sarf eden, telefonu yirmi dört saat herkese açık olan, dert dinleyip çare olmaya çalışan, siyasi dostluğuna, yol arkadaşlığına güvenilen bir gönül insanı Erzurumluların dert babası İdris Güllüce’nin Erzurumlunun gönlündeki yeri farklı. İcra makamında görseler dua eder, vekâletlerini vermek için yarış ederler.

Arkasındaki yüz bin kişilik “z kuşağı” gence geleceğe yelken açtıran, yolu sevgi yolu olan, şehrin tüm renkleriyle barışık, toplumla iletişim dili yüksek olup ortak akılla hareket anlayışıyla toplumu kucaklayan, düzenlediği “kadim dostlar ile vefa yemeği” toplantılarıyla şehrin kanaat önderlerini dinleyen, ehliyetli ve sadakatli, millete efendi değil, hizmetkâr olmanın gayreti içinde olan Atatürk Üniversitesi Rektörü Ömer Çomaklı’ya Dadaşların sevdasının şahidi ve tanığıyım. 

YENİ AKİT GAZETESİ

Yorumlar1

  • ZEYNEP DEMİR 1 yıl önce Şikayet Et
    milletin sesi olmuşsunuz, harika bir yazı tebrik ediyorum.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat