Heyecan, gurur ve sirtaki(!)

  • GİRİŞ13.06.2022 11:46
  • GÜNCELLEME13.06.2022 11:50

Millî Savunma Bakanı Sayın Hulûsi Akar’ın davetlisi olarak geçtiğimiz hafta 3 gün boyunca EFES 2022 Tatbikatını yerinde izleme imkânı bulduk. Yerli ve millî savunma araçlarının kullanıldığı tatbikat, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Türkiye’nin nereden nereye geldiğini gözler önüne serdi.

Bir zamanlar ABD ve Avrupa ülkelerinin sudan bahanelerle Türkiye’ye uyguladığı silah ambargolarını hatırlayalım. Bu ambargoların itici gücü ile “Kötü ev sahibi, kiracıyı mal sahibi yapar” misali savunma sanayiinde gelinen aşamanın, son yıllarda yaptığımız büyük atılım ve yatırımların karşılığı olduğunu unutmamak gerekir. Umarız ki; muhalefet de bundan gurur duyuyordur!

Bu arada Mehmetçiğin motivasyon, koordinasyon ve üstün gayretinin takdire şayan olduğunu da hatırlatmakta yarar var.

Tatbikatı izleyenlerin millî ve manevi duygularının kabarmaması, heyecan duymaması ve sevinç gözyaşı dökmemesi elde değildi. Gazeteciliğin ötesinde 85 milyonun bir parçası olarak biz de heyecanlandık, gurur duyduk, göğsümüz kabardı. Bu vatanı kanları ile sulayan ve bize teslim eden bayrak sevdalısı ecdadımızın ruhu şad olsun.

Bu vesile ile kısa bir geçmişe dönelim. Bir zamanlar hor görülen, küçük düşürmek için tuzaklar kurulan Türkiye’nin, her alanda bugün dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alması hepimizin malumu. Küresel sorunların çözümünde anahtar rol oynaması ve oyun kurucu olması ‘pozitif diplomasi ve akılcı siyasetin’ bir parçası hâline geldi. 

Duygularımız böyle. Ama Efes tatbikatının bir başka yönünü de burada zikretmek istiyoruz. Tatbikat, Ege Denizi’nin karşı kıyısında, ülkemize hasmane tutum besleyen, ‘emperyalistlerin maşası’ komşumuz Yunanistan’a da büyük bir mesaj niteliği taşıyordu.

Askerî ve güvenlik uzmanlarının değerlendirmelerine göre, Yunanistan böylesine kudretli bir tatbikatın onda birini bile yapma gücü ve kapasitesine sahip değil. En önemlisi de savaşma kabiliyeti sıfır denilecek seviyede. Yunan ordusu savaş tecrübesizliği nedeniyle muharebe, taktik ve yöntemlerini doğru dürüst bilmiyor. Türkiye gibi dört dörtlük bir tatbikat yapabilmek hele hele uluslararası arenada bunu gerçekleştirebilmek her babayiğidin harcı değil... Yunanistan’ın asla böyle bir tatbikatı yapma cesareti, imkânı ve askerî gücü yok. Uluslararası tatbikatlara imza atmak Türkiye gibi büyük ve güçlü devletlerin işidir. Yunanistan, bir an önce, ülkemize karşı duyduğu kompleksten arınmalı, hayal içinde yaşadığı kin, nefret ve iftira âleminden kendini kurtarmalıdır. Yaptığımız tatbikattan ders almalı, aklını başına toplayıp maceralara heveslenmemelidir. Adaların silahlardan arındırılması anlaşmasını ihlal etmeye devam ederse Türkiye’nin bu anlaşmayı askıya alma hakkı vardır. Uluslararası anlaşmalara uymazsa başka tedbirler de devreye girer.

Sözün özü;

Yunanistan 1919 (Millî mücadele) ve 1974’lere (Kıbrıs çıkarması) dönmek istiyorsa o zaman başına geleceklere de katlanmak zorundadır. Zira Türkiye o zaman nasıl cevap verdiyse şimdi de aynı şekilde hareket edecektir.

Yani…

Sayın Cumhurbaşkanı’mızın dediği gibi bu işin şakası olmaz. Bu iş, Sirtaki yapmaya benzemez!

 

-----

Kaybettiren masa(!)

 

Arnavutluk eski Cumhurbaşkanı İlır Meta geçtiğimiz günlerde İstanbul’a gelmiş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmüştü. Arnavutluk Meclisi, o haftanın sonunda toplanarak, Kılıçdaroğlu’nun masasına oturan Meta’yı değil, Bajram Begaj’ı Cumhurbaşkanı seçti. Meta da böylece koltuğundan oldu. Bu sonuç aklımıza, 6’lı masanın olası akıbetini getirdi. Meta, Kılıçdaroğlu’nun masasına oturmuş ve seçimi kaybetmişti. 2023 seçimleri için ortak hareket eden 6’lı masanın diğer ortakları umarız bu durumdan ders çıkarırlar. Zira, girdiği her seçimde hüsranla karşılaşan Kılıçdaroğlu, aynı zamanda 6’lı masanın da organizatörü.

Sık sık masada bir araya gelen muhalefet partileri için, şimdiden, “Seçimi kaybettiler” demek mümkün mü, ne dersiniz!?

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat