İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması…

Takdire şayan, içi dolu,

Toplumun yüzünü güldüren,

Türkiye’nin geleceğine yön veren,

Yerli ve millî unsurlarla bezenmiş,

Dünyaya meydan okuyan,

Partililerin içine sindirdiği,

Bir proje çalışması değildi…

Milliyetçiliği ve ülkücülüğü(!) ile övünen,

Gaflarıyla, çarklarıyla ünlenen,

Toplumun her kesimine hakaretleriyle bilinen,

Parti yöneticilerini bile şaşırtan,

Tek hedefi Erdoğan olan,

Kılıçdaroğlu’nun bir ürünüydü.

Tanıtımın 5 saate yakın sürmesi,

İthal Danışmanın İngilizce hitabı,

Bayıltan konuşmalar,

Dikkati dağıtan unsurlarla süslenmiş,

Tanıtım değil bir sempozyum ya da seminerdi.

              *

Toplantının tek artısı ise;

Kılıçdaroğlu’nun aşırı derecede heyecanıydı.

Bitiş konuşmasında sesi gürdü, elleri titriyordu.

Dünyaya meydan okuyan sözlerle hamaset yaptı.

6’lı Masa'ya da gülücük göndermeyi ihmal etmedi.

Ona göre:

Adaylığına cephe alan Meral Hanım mert,

Kendisini istemeyen Temel Bey bilge ve cesur,

“Çapsız” dediği Ahmet Bey, deneyimli ve entelektüeldi.

Kılıçdaroğlu’nun Uysal’a bakışı ise dikkate değerdi.

Sağ seçmene sempatik görünme çabasının iz düşümü.

Demokrasi şehitlerinin ruhunu sızlatan Uysal’da,

Menderes ve Demirel’i görüyormuş(!)

Bir zamanlar AK Parti’de ekonominin başında olan

Eleştirdiği Babacan da tecrübeli ve başarılı…

Sonuç:

İçi boş bir vizyon,

Şovları kamuoyuna yansıtan bir televizyon

Verileri çarpıtan Daron Acemoğlu ile manipülasyon

Hangisine yanalım?!.

 

 

Ev alma komşu al

 

AK Parti gibi MHP de seçime hazır…

Parti teşkilatları gece gündüz işbaşında.

Ora senin bura benim,

2 yıldır yurdu karış karış tarıyorlar.

Vatandaşlarla iç içe, gönül gönüle,

Kardeşçe, dostça, iştiyakla…

Oy istiyorlar Cumhur İttifakı’na.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a…

Gidişattan memnun ve mutlular

                 *

Parti kurmaylarından edindiğim izlenim.

Cumhur İttifakı'nı oy patlaması bekliyor.

Aldığım bilgileri analiz edecek olursak:

Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’a güveni tam.

Tavizsiz ve şartsız bir şekilde destek veriyor.

Her fırsatta her zeminde dile getiriyor.

Bahçeli’nin talimatı;

Milletvekilleri, parti yöneticileri,

Teşkilatlar hep sahada.

Önce illerde toplantılar düzenlendi

Olumlu sonuç alınınca ilçelere gidildi.

Bununla da yetinilmedi köy köy dolaşıldı.

Köylerde memnuniyet dönüşleri alındı.

Şimdi de sıra, "Komşum Nasılsın?"da…

Her partili komşusunu ziyaret ediyor.

Partinin amaç ve hedefleri dile getiriliyor.

MHP’de ortak görüş:

Millet İttifakı halkta karşılık bulmuyor.

6’lı Masa'nın hâli içler acısı, dağılmaya mahkûm.

Kılıçdaroğlu aday ama seçilemeyecek kaygısı…

CHP ve İYİ Parti’yi karşı karşıya getiriyor.

Bir uzlaşma ihtimali bile çıkması çok zayıf.

Son anda Meral Akşener adayım diyecek.

Bütün hesaplar altüst olacak.

Çoklu adayla seçime gidildiği takdirde:

Kazançlı çıkan taraf ise Cumhur İttifakı olacak.

Erdoğan da ilk turda koltuğunu garantileyecek.

MHP’nin hummalı çalışmasının odak noktası:

2018 seçimlerinde daha iyi sonuç alma,

İki katı bir oyla pozitif siyasete devam.

 

 

Çözümün adresi!

 

6’lı Masa şimdiye kadar 60 kez toplandı.

Lider bazında, yönetici seviyesinde.

Cumhurbaşkanı adayı belirleyene kadar,

Önümüzdeki süreçte de devam edecek.

Temennimiz; 66. toplantıda bir karar çıkması.

Durup dururken 66. toplantı nereden mi çıktı?

Bizimki esprili bir temenni, anlatalım size:

Halk dilinde yaygınca kullanılır.

“İşi 66’ya bağlamak” sözü.

Ebcet hesabına göre:

66 rakamının harflerle karşılığı 'Allah'tır.

Yani işi Allah’a havale etmek demektir.

6’lı Masa'nın durumu da böyle olacak gibi.

Mutabakat çıkmayacak, masa dağılacak gibi .

İbre de Cumhur İttifakı’na dönecek gibi.

Siyasetteki hava bu istikamette diyebiliriz..

 

 

Uyu(t)mak

 

6'lı Masa nihayet ilk meyvesini verdi.

‘Ucube’ olarak nitelendirilen,

‘Dağ fare doğurdu’,

‘Bunca emeğe yazık’ oldu denilen,

Meşhur düzenlemesini kamuoyuna duyurdu:

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasası…

Taslak zaten eski sistemin biraz rötuşlu hâli…

Biz işin burasında değiliz…

Sistem anlatılırken medya ilginç bir poz yakaladı:

Temel Karamollaoğlu mışıl mışıl uyuyordu.

Uyumasının sebebi nedir derseniz…

Belki içinden geçirmiştir:

“Anlattıklarımızla milleti uyutamayız.

Ama onlar bizi sandıkta ayaküstü uyuturlar.

Şimdiden antrenman yapalım da,

Gün gelip çattığında ihtiyacımız olacak!”

Ne dersiniz?!

Bana kalırsa;

Darısı masanın diğer 5 ortağının başına derim.

Bu arada Meral Akşener’den çarpıcı son açıklama:

“Biz o masadan kalkmayacağız.

Biz birbirimize düşersek,

İnatlar uğruna yanlış olursa,

O zaman hepimizin saçını başını seçmen yolar.”

Günü, vakti geldiğinde hep birlikte göreceğiz:

Seçmen mi saçınızı başınızı yolacak,

Ya da bu görevi kendiniz mi üstleneceksiniz?!.

Türkiye