Gericilerin fesat oyunları

  • GİRİŞ25.12.2022 09:07
  • GÜNCELLEME25.12.2022 09:07

Tam düzlüğe çıkıyoruz derken, oyun üstüne oyun kurarak ülkemizi bir kez daha gerilere götürmek için her türlü yolu kendine mubah gören malum kesimin, son günlerde yediği herzeleri görünce, içim cız ediyor.

Geçmişte bu kesimin millete yaşattıklarına rahmet okutacak bu pespayeliklerin bumerang etkisi yapacağına olan inancım giderek artsa da, yaşanılanlar beni derinden üzüyor.

Yalanın bini bir paradan satılarak alıcı kerizlerin çoğaltılmasına bakmayın, millet görüp işittiği garabetlere yâ sabır diyerek bu süreci de kazasız belasız atlatmanın yollarını aramakla meşgul. 

Türkiye yüzyılı mottosu ile yerli ve milli olma yolunda yapılan tüm çalışmalar elbette gericileri rahatsız edecek ve ediyor da.

Kimi TOGG ile kafayı bozmuş, kimisi Kızılelma adını duyunca kıçına nişadır sürülmüş gibi sek sek ederken, kimisi de yalana dolana aldanmayan vatandaşların giderek artmasından  kriz geçire dursun. 

Devletimiz, vatanı ve vatandaşı ile ilgili yapılması gerekenleri yaptıkça gericilerin kimyası bozulmaya devam edecek ve seçime kadar daha çok hatalar yapacaklar.

Perşembenin gelişi çarşambadan belli.

Aklını kiraya vererek işkembeden atışların kontrolünü zekaya bırakarak ulu orta, ipe sapa gelmez, iz’an ve insafa muğayir olgusuz algı atışları devam ettikçe, yapılan hatalar katlanarak artacak.

Bu gerçeklik her geçen gün biraz daha kendini göstereceğe benziyor.

Milli parayı korumak gibi önemli bir meselede bile kelli felli zannettiğimiz insanların çözüm diye öne sürdükleri bayatlamış kalıplar dışında elle tutulur bir tekliflerinin olmamasına rağmen hükümet edenlerin uygulamaya koyduğu bir sistem üzerinden ulu orta yorumlar yapmalarını da garipsiyorum.

Benim yaşım müsait olduğu için defalarca denenmesine rağmen bir arpa boyu yol aldırmayan faiz enflasyon döviz oyununda hep kaybeden taraf olduğumuzun canlı şahidiyim.

 Geçmiş ekonomik krizlerde millet olarak yaşananları unutmak ne mümkün. 

O günlerde bizzat kendi yaşadıklarım da var.

Anayasa kitapçığının fırlatıldığı, yazar kasanın başbakanın önüne atıldığı, gecelik faizlerin binlerle ifade edildiği, 70 sente muhtaç olmuş, memur maaşlarının deprem paraları ile ödendiği, emekli maaşlarının zamanında ödenemediği, hakkettiği ücretleri aylarca hatta yıllarca alamayan işçi grevleri ile hayatın durduğu, fabrikaların kapatıldığı günleri unutmak mümkün mü?

Unutanlar herhangi bir zahmete katlanmadan gerçekleri öğrenmek isterlerse, GOOGLE hazır ve birkaç kelime yazarak detaylarına ulaşılabilir.

Nerede adalet diyerek, adalet arayışına girenler içinde kısa bir bilgi… 

Ülkemizde malum zihniyete bağlı bir  bakan  sınav gibi bir gereksinime dahi ihtiyaç duymadan hakim ve savcıları belli bir zihniyetten olma kaydı ve şartı ile adalet bakanlığına  yerleştirmiş ve bedelini adalet arayan vatandaşlar ödemişti.

Bu ülkede neler yaşanmadı ki.

Gericilerin ülkeyi geriye götürme macerasında biraz daha gerilerden örnekler vermek gerekirse 15 Temmuz Şehitler Köprüsünün yapılma dönemi yazılanlara çizilenlere bakmak kafi.

O gün köprü yapılmasın diyenlerin, çocukları ve torunları yeni havaalanlarına, köprülere, tünellere hatta savunma sanayimizin övünç kaynağı teknoloji ürünlerine istemezükçü bir yaklaşımda bulunmaktan kaçınmıyorlar.

Ülke menfaatine her ne yapılacak ise direkt karşı duruş sergileyen gericiler, bugün de zerre kadar değişmeden aynı yerde hatta daha da gerilerde durmaya devam ediyor.

Bir farkla.

O gün ülkemiz tam bağımsız değildi ve o yolda bir gayreti de yoktu. 

Askeri vesayet milletin ensesinde boza pişiriyor ve dipçik terörü her an istediği yerde ve zamanda milletin kâbusu olabiliyordu. 

Bugün ise yeter artık diyerek bağımsızlık yolunda bir gayret ve çaba içine girmiş durumda. Kendi ayakları üzerinde durmaya, kendi göbeğini kendisi kesmeye çalışıyor. 

Böyle önemli bir yol ayırımında muhalefet edenler aslında kendi bindikleri dalı kesiyorlar.

Alternatifler üreterek, idare edenlerin  yanlışlarını milletle paylaşarak, alternatif tutarlı teklifler sunsalar  çok daha etkili olacaklar ama nerede o akıl, nerede o feraset.

Elbette iş yapan yanlış da yapabilir. Ama yapılan her bir icraatın başına sonuna bakmadan bodoslama atlar ve küllüne yanlış dersen, hatta daha da ileri giderek muhalefet etmeyi böyle bir garabetin içine sokarsan millet bunu yemez. 

Yemiyor da zaten.

Seçim süreci boyunca yeni oyunların olacağına adım gibi emin olan bir vatanperver olarak bu yolun yanlış olduğunu söylemeliyim.

İstanbul’da yaşayan, işine toplu taşımayı kullanarak giden bir yurttaşım. 

İBB’nin İstanbul için bir çivi çakmadığını iddia eden de değilim. 

Ancak İstanbul gibi dünyanın gözdesi bir şehrin emini olan kişinin, ellerini şakaklarına koyarak düşünmeli ve İstanbul için yaptıklarını aynalara bakarak söylemeli.

Aynalar hiçbir zaman yalan söylemez. 

Söyleyeni de açık eder.

Hatta rezil bile eder.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

Yeni Akit

Yorumlar1

  • Zühal 1 yıl önce Şikayet Et
    Harika tesbitler.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat