Şimdi de mücahit!

  • GİRİŞ12.03.2023 09:21
  • GÜNCELLEME12.03.2023 09:24

Yaşını başını almış ve belli bir olgunluğa gelmiş insanlar nasıl olur da olmazı oldururlar. 

İnsan hafızasının nisyanına sığınılarak oluşturulan garip ilişkiler, iletişim imkânlarının zenginleşmesi sayesinde su yüzüne çabuk çıkıyor.

Saadetli kardeşlerimizin evinin önünde toplanan kalabalık güruh bir taraftan Türkiye laiktir, laik kalacak sloganı atarken, Saadetli kardeşlerimizin bilge lideri, Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ediyor ve akabinde de mücahit ilan ediliyor.

Örnekler o kadar çok ve garabetler o kadar fazla ki, hangi birini yazayım doğrusu seçmekte zorlanıyorum.

Söz uçar yazı kalır babından hafızalardan uçsa da yazdıklarım tarihe not olarak kalsın.

Yalan ticareti yapmak için herhangi bir kurumdan müsaade alınmasına gerek yok. 

Bu alanda mahir olmak yeterli.

Aklı başında sanılan, hatta bilim insanı akademik unvanlı aldığı aile terbiyesinden dolayı yalan söylemesi mümkün olmayacak insanların ağzından su gibi dökülen yalanların olması gerçekten çok ama çok acı.

Örnek mi?

Hafızalarımızı yoklayarak yakın geçmişte söylenen yalanlardan bir kaçını hatırlayalım.

Davutoğlu yalanı mesela.

Geçmişte kendisini takdir ederek yıllarca takip ettiğim kibir abidesi hocam, bir gecede on binlerce canımızın dünyasını değiştiren, ülkemizi yasa boğan depremin baş müsebbibinin Erdoğan olduğunu söylüyor ve devamında sorumlu olmasına rağmen deprem bölgesine 5. günde gidebildiği yalanını milletin gözünün içine bakarak canlı yayında söyleyebiliyor.

Program sunucusu insaflı çıkıp, iki, üç, dört rakamlarını hatırlatarak uyarmasına rağmen beşinci gün gidebildiği yalanında inadım inat dercesine ısrar edebiliyor.

Hocamızın akıl sağlığı yerinde.

Zekâsı çok yukarılarda ultra.

Bu yalanda ısrar etmesini, aklı ve zekâsı niçin durdurmuyor sorusuna takıldım ve bir türlü cevabını da bulamıyorum. 

Aynı şekilde, sosyal medyada dolaşımda olan çok sayıda Kılıçdaroğlu yalanı var. 

Sadece Kılıçdaroğlu değil, en yakınındakilerden tutun trollerine kadar gece gündüz yalan ticareti ile keriz avındalar ve başarılı da oluyorlar.

İşin garip tarafı keriz sayısını mebzul hale getirmek için iletişim teknolojisinden de yararlanıyorlar.

Formül üstüne formül

Masanın alt üst olduğu saatlerde Kılıçdaroğlu, sol partileri ziyaret ederek yeni formüller peşine düştü. 

Masa formülünü bulan gerçek sahipleri bir taraftan, Pensilvanya diğer taraftan apar topar masanın kırılan bacağını geçici de olsa tamir ettiler ancak sekiz bacaklı hale gelen masanın malum dokuzuncu sakini her an masayı tekrar tarumar edebilir.

Dokuzuncu sakinin susturulup bir köşede saklanmasında başarılı olunsa bile millet dönen ve döndürülen dolapları gördü ve 14 Mayıs’ı şimdiden iple çekmeye başladı.

Abla bu gidişattan hiç mi hiç memnun değil. Kim ne derse desin hacı ablamızın beden diline iyice bakıldığında her şey ayan beyan ortada.

13 aydır aman yıpratmayalım aman ha dikkat denerek, saklanan aday Kılıçdaroğlu olunca şaşmadım desem yalan olur.

Adam baştan sona yıpranmış. 

Açıklamaya çalıştığı sistemin ise dünyada eşi benzeri yok. 

Millet ittifaklı kardeşlerimiz Dimyat’a pirince giderken evlerindeki bulgurdan oluverdiler. 

Başkan kukla olacak.

Pamuk ipliği ile birbirine bağlanmış cumhurbaşkanı yardımcıları el birliği(!) ile ülke idare edip güllük gülistanlık haline getirecekler.

Ben de bu safsataya inanayım.

Pes doğrusu.

Havanda su dövüyor

Yüzyılın depremi, beklenen İstanbul depremi ile ilgili yapılan çalışmaları yeniden hatırlattı ve İBB başkanının depreme hazırlıkla ilgili seçim sürecinde verdiği sözler hatırlatıldı ve soruldu.

Cevap net.

Havanda su dövüyoruz. 

Başkan gecesini gündüzüne katmış, klavye başı elemanlarına talimatlar yağdırarak İstanbul depremine hazırlanıyor. 

İçimiz dışımız rahat olsun.

Ölenler ölür.

Kalan sağlar bizimdir diyecek ve baş suçluyu da gecikmeden açıklayacak.

Nasıl olsa trol ordusu tam tekmil görevde ve yalan pazarına mal yetiştirmek için gecesini gündüzüne katmış harıl harıl çalışıyor.

Bu arada kentsel dönüşüm için projeler üreten hükumetin icraatlarını durdurmak için mahkemelere müracaatlar devam ediyor.

İBB başkanı seçim sürecinde beklenen deprem için projelerini açıkladığında bildik kibirli beden dili ile bana 5 sene verin yeter demişti. 4 yılda bir çivi çakmadı ama çivi çakmak için koca bir senesi var. 

11 ilimizi yıkan yüz binlerce binayı kullanılmaz hale getiren depremde devletimiz günler içerisinde deprem bölgelerinde binaların dayanıklılık durumunu tespit ettiğini öğrenince İBB’ye bina tespit talebinde bulundum.

Aradan geçen onca güne rağmen bir haber yok.

Sanırım depremin olmasını bekliyorlar.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

Yeni Akit

Yorumlar1

  • Metin 1 yıl önce Şikayet Et
    Ali hocam, akıl tutulması yaşıyorlar galiba! başka türlü izahı yok mevcut durumun
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat