Rektör bahaneli terör, eğitim ne kadar milli

  • GİRİŞ07.01.2021 11:29
  • GÜNCELLEME07.01.2021 11:35

Amerikalı papazın kurduğu Robert Kolej, Boğaziçi Üniversitesi yapıldı. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı buraya rektör atayınca Marksist Leninist Komünist Partisi ve DHKP-C afişli teröristler çıngar çıkartıyor. Halkın iradesine posta koymaya kalkışıyorlar. 

 

 

Rektör atama yetkisi cumhurbaşkanının. Cumhurbaşkanı yetki kullanmayı terör örgütlerine mi soracak? 

MLKP ve DHKP-C daha önceki Robert Kolej yöneticilerine neden itiraz etmediler?

 

 

Öncekileri sıralayalım:

1. Cyrus Hamlin (1863-1877)

2. George Washburn (1877-1903)

3. Caleb Frank Gates (1903-1932)

4. Paul Monroe (1932-1935)

5. Walter Livingston Wright (1935-1943)

6. Floyd Henson Black (1944-1955)

7. Duncan Smith Ballantine (1955-1961)

8. Patrick Murphy Malin (1962-1964)

9. Dwight James Simpson (1965-1967)

10. John Scott Everton (1968-1971)

1971 yılına kadar yaklaşık 108 yıl bir tane Türk rektör atayamamışız. Kur’an’a “köhne kitap” diyen Tevfik Fikret’in edebiyat öğretmenliği yaptığı okuldan bahsediyorum. Fikret, Tarih-i Kadim şiirinde İslam’a saldırınca Mehmet Akif, Fikret’in güç kaynağını ortaya koyuvermişti:

“Önce Allah’a söver, sonra biraz para ver;

Gider Protestanlara zangoçluk eder.”

Protestanların yaptığı okula, milletin seçtiği Cumhurbaşkanı rektör atayınca DHKP-C marşları eşliğinde üniversite öğrencisi kılığına girmiş teröristler, “katil polis” diye bağırıyorlar. 

Tutuklanan 17 kışkırtıcının 2’si öğrenci çıkmış, ötekiler kadrolu terörist.

Bu ülkede solcuların ipi de kapitalistlerin eline geçmiş.

Amerika’nın, Suriye’de PKK/PYD’yi silah verip desteklediğini gördük. 

Bu defa da hiç şaşırmadık. Joe Bidon’a Boğaziçi’nden selam gönderiyor bizdeki Marksistler. Emrindeyiz, diyorlar. Solun namusu(!) bu kadar.

Terör örgütlerinin istihbaratların maşası olduğunu biliyoruz. Batı siyasetinin bir parçası olduğunu da.

Amerika, Boğaziçi’nde; Fransa Galatasaray Lisesi’nde, Almanya İstanbul Lisesi’nde genç beyinleri devşirsin diye Mehmetçik sınır beklemiyor; terörle savaşmıyor, Sur’da PKK katilleriyle savaşıp şehit olmuyor. 

1988’de Kasımpaşa Lisesi’nde edebiyat öğretmeniyim. Edebiyat kulübü öğrencileri ile Kilit, Kapı, Anahtar, Bu Atlı Geçide Gider, Geçitteki Ülke gibi nehir romanlar yazarı Mustafa Necati Sepetçioğlu’nu ziyarete gittik. Merhum Sepetçioğlu, edebiyat ve sanat sohbetinden sonra bizi kapıya kadar uğurladı. Zaman gazetesi yeni çıkıyordu, Fehmi Koru başyazar.

Sepetçioğlu, bana Zaman’ı kim çıkarıyor, yazarlarını tanıyor musun, dedi.

“Çok iyi bilmiyorum ama Fehmi Koru, İngiltere’de eğitim görmüş” dedim.

Rahmetli, zihnime mermere kazınmış yazı gibi şu cümleyi söyleyiverdi:

“Her akımı bunlar mı yönlendiriyor? Dindar görünenler de onların tezgâhından mı geçiyor? Allah Allah!”

O gün bugün Sepetçioğlu’nun ferasetine hayret ederim. 1986’larda Zaman’ı çıkaranların CIA uşağı olacağını, F. Gülen’in mason locası üyesi olup Fehmi Koru’nun Bilderberg toplantılarına katılacağını ve masonların değirmenine su taşıyacaklarını kim tahmin edebilirdi?

Bir zamanlar; Türkiye’ye komünizmi getirmesinden korktuğumuz MLKP, DHKP-C gibi Marksist, komünist örgütlerin Protestanlara göğüslerini siper edeceklerini kim tahmin edebilirdi?

Yerli ve milli olmaya kalktınız mı komünistle Protestan kol kola giriveriyor.

SEÇMELİ DERSLERDEN 

ÜNİVERSİTE GİRİŞ SINAVINDA SORU

Ak Parti’ye geçen hafta yaptığım çağrımı tekrarlıyorum:

Liselerdeki seçmeli Kur’an, Siyer, Temel Dini Bilgiler derslerini mecburi yapın. Bu derslerden Türkçe ve matematik dersleri gibi 40 soru sorun. Üniversite sınavlarında soru gelmediği için bu dersleri seçen öğrenci sayısı azaldı. Karakter ve kimlik kazandıran bu dersler sınav sistemine kurban gitmesin!

Bu millet bin yıldır Müslümandır, onu yerli ve milli yapan dinî ve millî değerleridir. Allah’a inanan, Kur’an’a sarılan genç; komünist olmaz, Protestanların değirmenine su taşımaz, polisimize “katil” demez, dağa çıkıp devletiyle savaşmaz.

Gençlerimizin Allah ve ahiret inancını güçlendirecek bir eğitim sistemi inşa etmeliyiz. 

Eğitim Fakültelerinde Maslow, Kohlberg, Colb, Benjamin Bloom, Maria Matasori’den önce En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed’in (sav) eğitim anlayışı ve eğitim metotlarını; Gazali, Mevlana, Yunus Emre, Ebu Hanife, İbn Haldun, Nizamülmük, Bediüzzüman, Biruni’nin eğitim anlayışı ve eğitim metotlarını öğretmeliyiz.

Yerli, millî, İslamî ve insanî eğitim sistemi şart.

Beyin Vitamini: Çocuklarımızın zihnini İslami değerlere göre inşa etmek şart. En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed(sav) ve Eğitim Metotları, Gönle Dokunan Öğretmen (Duran Çetin), Affet Beni Allah’ım (Doç. Halit Ertuğrul), Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed ve Öğretim Metotları (Abdulfettah Ebu Güdde) isimli eserleri tavsiye ederim. 

Ali Erkan Kavaklı / Yeni Akit Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat