Özür dilemeden helallik istiyorsun öyle mi?

  • GİRİŞ18.11.2021 11:28
  • GÜNCELLEME18.11.2021 11:28

K. Kılıçdaroğlu özür dilemeden, yıllardır zulmettikleri dindar insanların hakkını vermeden helalleşme istiyor. Kılıçdaroğlu partisinin günah galerisini biliyor mu? Hangi cinayetleri itiraf ediyor ve hangi mağdurlardan helallik istiyor? 

2015-2021 yılları arasında 32.901 teröristin etkisiz hâle getirildiğini açıkladı Savunma Bakanı Hulusi Akar.

Kılıçdaroğlu, teröristleri dağa kaçıran binlerce Mehmetçik, polis ve sivil insanı katleden PKK’nın Meclis’teki kravatlı temsilcileri ile iş birliği yapıyor.  Teröristle iş birliğini affedilecek bir günah mı sayıyor? Evladını teröre kurban veren anne baba, katillerin partisinin elini sıkan siyasetçiye hakkını helal eder mi?

Diyarbakır annelerini ziyaret edip helallik istemeyi düşünüyor mu Kılıçdaroğlu?

Oğlunu terör örgütünden kurtaran ve Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan anne Ayşegül Biçer, mutlu olduğunu ve oğlunu askere gönderecek olmaktan şeref duyduğunu söylüyor: 

“Dağlarda sarı torbalar içerisinde leş olarak gelmektense vatanı için şehit olsunlar. Bir şey uğruna mücadele edeceklerse zorla ellerine silah tutanlar için değil; onlara karşı mücadele eden devletimizin yanında, analarının yanında mücadele etsinler.”

Teröristlerin şehit ettiği başta Eren Bülbül, Bismil’de şehit edilen Neşe Alten, Şenay Aybüke Yalçın, Necmettin Yılmaz, Numan Konakçı, Yasemin ve Bayram Tekin, Rüstem Şen, Lokman Çakır, Esma Karadoğan, Metin Kaynar, Ali İhsan Çetinkaya, Mustafa Karınca, Şirin Gökdere, Atilla Aydoğdu, Ayhun Tunca, Mustafa Gümüş, Sait Korkmaz, Hayati Kapukaya, Ali Bulut, Buminhan Temizkan, Vedat İnan öğretmenlerimizin ve nice masum şehitlerimizin anne ve babasından helallik, özür dilemeli. 

Gencecik bir öğretmenin hayatının bedeli nedir bilir mi Kılıçdaroğlu?

Dinimizle savaşan partisinin zulüm ve baskılarından dolayı özür dileyecek mi? 

Helallikten önce özür ve gönül almak için tazminat ödemeli CHP-HDP. 

Helallik denince iki tarafın da birbirinde hakkı olduğu anlamı çıkar. Zalimin helallik dilemeden önce özür dilemesi ve hakkını gasp ettiği insanların hakkını iade etmesi gerekir.

CHP’nin günah galerisinden sadece iki zulüm sütununu hatırlatayım:

28 Şubat’ta Eyüp İmam Hatip Lisesinde ne zulümler gördüm. Okulun önüne polis dikerek başörtülü öğrencileri okula almadılar. Ecevit başbakan, CHP’nin ikizi DSP iktidar. Öğrencilerimin okuma hakkını savunduğum için Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey okuldaki öğretmenler kurulunda görevime son verdi. “Ali Bey gibi düşünenler varsa İstanbul’da benimle çalışamaz” diyerek öğretmen arkadaşları tehdit etti. 

26 öğretmen arkadaşım başlarını açmadıkları için yönetmeliklere rağmen öğretmenlikten atıldılar. Binlerce öğrenci sokakta kaldı, aylarca eylem yaptık, öğrencilerim coplandı, dövüldü, mahkemeye verildi.

Mazlumların bedduasıyla DSP iktidarı yıkıldı, Ak Parti iktidar oldu. Yıllar sonra Önder’in, Beyoğlu’ndaki bir toplantısında Ömer Balıbey eline mikrofonu alınca bağırdım:

“Önce özür dile, sonra konuş! Yoksa seni dinlemem!”

Balıbey, özür dilemeye yanaşmadı, Kılıçdaroğlu gibi helallik istedi. Yüzüne haykırdım:

“Salak mıyım? Hem zulüm göreceğim hem de hakkımı helal edeceğim! Özür dile!”

Balıbey özür dilemedi, uzun söz düellosundan sonra davetçilerin ısrarı üzerine salonu terk ettim.

Rahmetli Başbakan Adnan Menderes ve Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin gayretiyle 1951 yılında imam hatipler açılır. Bir süre sonra Tevfik İleri başka bir bakanlığa kaydırılır. CHP bürokratları harekete geçer; Kur’an ve Arapça derslerini inkılaplara aykırı bularak Kur’an derslerinin Latin harfleriyle okutulması için imam hatiplere genelge gönderirler. Okul müdürü Mahmut Celallettin Ökten, Latin harfleri ile Kur’an okutulamaz dediği için görevinden alınır. Öğrenciler şaşkındır.

Okulun tecrübeli öğretmenlerinden hafız Ali Rıza Sağman, öğrencilere der ki:

“Üzülmeyin çocuklar, biz bu filmi daha önce de gördük. 1930’lu yıllarda Atatürk bunu denedi fakat olmadı. Şimdi de olmayacak, bu sevdadan vazgeçecekler. Söz konusu tarihte Atatürk’ün isteği üzerine İstanbul’daki bütün kurra hafızlar ramazanın birinci günü Bayezit Camii’nde mukabele okumak üzere toplandık. Mukabeleyi Türkçe yani yeni harflerle okuyacağız. Bunu duyan İstanbullular akın akın Bayezit Camiinde toplanmaya başladılar. Atatürk camiye geldikten sonra biz yeni harflerle mukabele okumaya başladık. Birkaç sayfa okuyunca o mahşerî kalabalık kendiliğinden dağıldı gitti. Koca camide kimse kalmadı. Müslüman halk bu uygulamayı sessizce ve gürültü yapmadan protesto etti. Bunun üzerine Atatürk, bu olmuyor, dedi ve mukabeleyi yarıda kesmemizi emretti. Kendisi de kızarak kalktı gitti. Biz de eskisi gibi okumaya devam ettik. Böylece Kur’an’ın Türkçe okunmaya başlamasıyla bitmesi bir oldu. Atatürk zamanında olmayan şimdi hiç olmaz.” (Celal Hoca, Hüseyin Yorulmaz, s.178) 

Başını örttüğü için okulda atılan, eğitim özgürlüğü engellenen, katsayı zulmü sebebiyle üniversite kazanması engellenen milyonlarca mağdurdan, yiğit evlatlarını terörizme şehit vermiş anne, baba ve eşlerden özür dileyip haklarını iade etmeden helalleşme falan olmaz!

Kimse salağa yatmasın, milleti salak yerine koymasın! Önce özür, sonra tazminat, sonra helallik… 

En iyisi, Kemal dükkânı kapat. Milletin dini ve değerleriyle savaşan masonların yuvalandığı bir parti CHP. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle bu millet CHP’yi iktidara getirmez. 

Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat