Kudüs! Son Silah Susana, Son Müslüman Ölene Kadar…
- GİRİŞ07.12.2017 10:19
- GÜNCELLEME07.12.2017 10:19
Yahya Kemal, “Bizim nüfusumuz ölülerimizle sayılır.” demişti.
Hangi dinin mezarı fazlaysa Kudüs’te, Kudüs ona aittir…
Kudüs, Davud ve Süleyman Peygamberler zamanından beri bizimdir.
Kudüs ilk kıblemiz olduğundan beri bizimdir…
Kudüs “İsra” hadisesinden beri bizimdir…
Kudüs, Ebu Ubeyde Bin Cerrah onu kuşattığından, Hz. Ömer şehri teslim aldığından beri bizimdir.
Kudüs, Haçlı ordusu Hıttin’de Selahattin Eyyubi tarafından yok edildiğinden beri bizimdir.
Kudüs, Yavuz Sultan Selim Han 1517’de gayrimüslimlere inançlarında özgürlük tanıyan ahitnameyi verdiğinden beri bizimdir.
Kudüs, Akka surları önünde Napoleon Bonaparte’a unutamayacağı bir yenilgi tattıran Cezzar Ahmed Paşa’dan beri bizimdir…
Kudüs, fasılasız barışla yönettiğimiz o 400 yıldan beri bizimdir…
Kudüs, Çanakkale Savaşı’nın taze yaralarıyla Yezidi Tepe’de İngilizleri perişan eden Yüzbaşı Şevket’ten beri bizimdir…
Kudüs, kolları taşlarla kırılan Filistinli çocuklardan beri bizimdir…
Kudüs, sabah namazından dönerken tekerlekli sandalyesinde füzeyle şehit edilen Şeyh Ahmet Yasin’den beri bizimdir.
Kudüs, Rahmetli Necmettin Erbakan’la yumruklarımızı göğe kaldırarak: “Mukaddes mabedimiz Mescid-i Aksa’yı, İslam diyarı Gazze’yi, her türlü işgal ve tecavüzden kurtarmak için, bütün İslam ve insanlık adına, bütün gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz.” diye yemin ettiğimizden beri bizimdir…
“Ölüler bir toprağın tapusudur ve bizim nüfusumuz ölülerimizle sayılır.” diye boşuna demedik…
Bütün ehli küfür toplansa, azınlık kalır Kudüs’te…
Değil Amerika, tüm dünya bir araya gelse, bizimdir Kudüs…
Ve son silah susana, son yumruk çözülene, son Müslüman ölene kadar da bizim kalacaktır…
YENİAKİT
Yorumlar1