Özgür İrade Üzerine: Sahtekâr ve Zalim Guguk Kuşu

  • GİRİŞ16.12.2009 13:18
  • GÜNCELLEME16.12.2009 13:18

Bazı guguk kuş türleri asalaktır. Asalak gugukların dişisi, yumurtasını yumurtlamış olan başka tür dişi kuşların yuvasına gizlice yerleştirir. Yuva sahibi kuş bunu fark etmezse guguk yavrusu on iki gün sonra genellikle üvey kardeşlerinden önce doğar. İlk dört gün içinde henüz kör ve tüysüzken, üvey ana babanın getirdiği yiyecekleri yuvanın gerçek sahibi olan yavrularla bölüşmemek için diğer yumurtaları ve yavruları yuvadan atar. Üç hafta sonra üvey annesinden daha iri olur. Altı hafta beslendikten sonra, genellikle yuvayı da dağıtarak eş aramaya çıkar

Bu davranışa bakıp guguk kuşunu sahtekâr ve zalim olduğunu söyleyebilir miyiz?  Eğer kendi iradesiyle yapıyorsa evet değilse hayır! Öyle ya özgür irade olmadan ahlaktan söz etmek mümkün değildir.

Gelelim insana. 

Potansiyel olarak her insan özgür irade sahibidir. Marjinal tezler bir yana sağduyulu görüşler insanın özgür irade sahibi olduğunu, bu nedenle de davranışlarından sorumlu olduğunu kabul eder.

Ha! İnsan özgür iradesini kullanıyormuş, kullanmıyormuş ayrı mesele. Aklını kullanmayanlar olduğu gibi iradesini kullanmayanlar da olacaktır elbette.

Özgür iradesini kendi keyfinden kullanmayanlar bir yana iradesini kullanması engellenen insanlar da var. Sosyolojik manzaramıza bir göz atalım:

Evde koca, karısının özgür iradeye dayalı tercihlerine tahammül etmekte zorlanır.
Anne çocuğunun özgür iradeye dayalı tercihlerine tahammül etmekte zorlanır.
Kurumlar çalışanlarının, özgür iradeye dayalı tercihlerine tahammül etmekte zorlanır.
Organizasyonlar üyelerinin özgür iradeye dayalı tercihlerine tahammül etmekte zorlanır.
Devlet de halkın özgür iradeye dayalı tercihlerine tahammül etmekte zorlanır.

Niçin? Çünkü

Anne çocuğu için neyin en iyi olduğunu bilir.
Koca karısı için neyin en doğru olduğunu bilir.
Kurumlar çalışanları, organizasyonlar üyeleri için en güzelin ne olduğunu bilir.
Devletlülerimiz de halk için en iyi, en doğru en güzel ne varsa hepsini zaten bilir.  

Özgür irade insanı bitkilerden ve hayvanlardan ayırt eden temel bir özellik. Temel özellik ama aileden kurumlara, organizasyonlardan devlete kadar herkes özgür iradeye tahammülsüz. Sonuçta ne oluyor, ailede, sosyal hayatta, politikada iradesizleştirilmiş insan manzaraları ile karşı karşıya kalıyoruz.

Özgür iradeyi hiçe sayan bir piramit kurmuşuz. En altta da çocuklar yer alıyor. Böylece kendi kararlarını kendisi veremeyen, kendi ayakları üzerinde duramayan, kendisi için neyin iyi, güzel veya doğru neyin kötü, çirkin veya yanlış olduğunu bilmeyen dışardan yönetilen, edilgen nesiller yetiştiriyoruz. Sonra da oturup yetiştirdiğimiz kuşakların ne kadar ucûbe bir nesil olduğunu ağlayarak, sızlayarak, dövünerek söyleyip duruyoruz.

İradesizleştirilmiş insanlar kendilerine mukayyet olamazlar; uydumcu bir tavırla yaşarlar. İradesizleştirilmiş insan kendi kararlarını almak konusunda çoğu zaman mütereddittir; kendini hep başkalarının kararlarına bağımlı hisseder. Böylece yaşça yetişkin, ruhça prematüre bir insan tipi doğar.

Özgür iradenin bir bedeli vardır; yapıp ettiklerinizden sorumlusunuzdur. İradesizleştirilmiş insanlar ise, eylemlerini özgür iradeye dayalı olmadığını gerekçe göstererek sorumluluk kabul etmezler. Öyleyse iradesizleştirilmiş insanlar kendilerini yapıp ettikleri nedeniyle sorumsuz kabul ederler. Bu durumda ya “felek”tir sorumlu, ya da “kader mahkûmu”dur kendileri.

Özgür iradenin olmadığı yerde tercih hakkı yoktur, tercih hakkının olmadığı yerde de ahlaktan söz etmek mümkün değildir. Eğer ahlaktan söz etmek istiyorsak öncelikle iradenin özgürleştirilmesine saygı duymalıyız.

Peki, yeni bir soru: Temel hak ve özgürlüklerin olmadığı bir politik ortamda iradenin özgürleştirilmesi mümkün müdür? Elbette değil! Yaşama hakkınız, düşünme hakkınız, düşündükleriniz ifade etme hakkınız, bilgi edinme hakkınız tehdit altında ise irade nasıl olur da özgürleştirilebilir?

Özgür irade için temel hak ve özgürlükler gereklidir; ancak elbette yeterli değildir. Temel hak ve özgürlükler için demokrasiden daha iyi bir rejim var mı? Dünyanın manzarasına bakarsak yok. Öyleyse halkın iradesizleştirilmiş insan değil de özgür irade sahibi insan olmasını istiyorsak demokratikleşme şart değil mi?

Ezcümle:

İnsanları bitkilerden ve hayvanlardan ayırt eden temel bir özelliktir özgür irade.
Temel hak ve özgürlükler olmadan özgür irade zor gerçekleşir.
Demokrasi olmadan temel hak ve özgürlüklerin sağlanması zordur.
Öyleyse özgür irade için demokrasi gereklidir.

Ha tabi, özgür irade için sadece demokrasi yeterli değildir. Bunun için köle ruhundan kurtulmak da gerekiyor.

Özgür irade daha doğrusu özgürlük bizde çok yanlış anlaşılan bir kavramdır. Özgürlük, sanki kafana göre takılabilmek, istediğin zaman istediğini yapabilmek gibi anlaşılmaktadır. Özgürlük, elbette sınırsız değil, çünkü sınırsız özgürlük, özgürlük değildir. Neden? Çünkü özgürce yaşayabilmenin yolu başkalarının özgürce yaşamasına saygı duymakla mümkündür. Öyleyse birimizin özgürlüğün sınırları, diğerimizin özgürlüğünün sınırlarına ulaştığında biter. Bu teorik ölçüdür kuşkusuz. Pratik ölçü uzlaşmayla belirlenebilir ancak. Bunun yolu da demokrasidir.

Ali Rıza Bayzan - Çayhaber
arbayzan@hotmail.com

Yorumlar3

  • İsmail Hakkı Tırımoğlu 15 yıl önce Şikayet Et
    Farkımızın farkında mıyız?. Özgür irade potansiyelini sonuna kadar kullanarak, ötekileştirilenlerin iradesine zincir vuran asil üvey evlatların, doğal,(doğuştan kazanılmış) kullanılan iradesi ile ötekileşen köle ruhlu öz evlatların kullanılmayan iradesi arasındaki farkın farkında mıyız? Fark, kullanılıp kullanılmamasında mı, bizzat kendisinin hiç farkında olunmamasında mı, yoksa daha yumurtadan bile çıkmadan yuvalara çöreklenerek her insana bahşedilen bu değerli hazineyi yalnız kendisine ait sanıp diğerlerine fazla gören mütecavizlerin baskısı altında yitip gitmeye yüz tutmasında mı? İrade, farkında olunduğunda özgür doğar. Fark edilmemişse zaten hiç yoktur. İnsan, iradesinin farkına vararak özgür kılar onu. Sonrasında iyi bir yörüngeye oturtarak güzel ufuklara yelken açmak kalır ona&8230
    Cevapla
  • İsmail Hakkı Tırımoğlu 15 yıl önce Şikayet Et
    Uyanık olmak. Yuvalarımıza henüz yumurtalarımızdan bile çıkmadan sızabilecek üvey evlatlar, özgür iradeleriyle mi gelirler yoksa hayvani bir içgüdüyle mi bilinmez ama, öz evlat guguk kuşlarının akıbetine uğramadan irademizi, farkına varmak suretiyle özgür kılmalıyız. Sonrası insanlık yararına, iyi bir yörüngeye oturttuk mu, sonsuz özgürlüğü yakaladık demektir. İşte o zaman erken davranarak yumurtadan ilk çıkan bizler, yani öz evlatlar olur. Ve her şeye rağmen yuvamıza izinsiz giren sahtekâr guguk kuşunu yuvadan defetmek yerine bağrımıza basar, rızkımız paylaşır, kardeşimiz sayar, beraber büyürüz onunla. En önemlisi hayal kırıklığı yaşamamak için yuvaya sahip çıkmak, niyeti bozuk üvey evlatlara karşı uyanık olmak şarttır. Aksi taktirde üvey evlat guguk kuşunun bencilce davranışını yorumlamak, onun sahtekâr ve zalim mi olduğunu yoksa bunu iradesi dışında mı yaptığını, bu tür davranışların ahlaki olup olmadığını sorgulamakla geçer ömrümüz. Ve geçer gider de, yumurtalarımızdan bile çıkamadan yuvadan atılmaktan kurtulamayız.
    Cevapla
  • Erdinç Çakıroğlu 15 yıl önce Şikayet Et
    Özgür İrade?. Ben özgür olmak istiyorum ama hakimiyetim altındakilerin özgür irade göstermesini istemiyorum., İşte bütün mesele bu:)
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat