Kötü bir proje

.

  • GİRİŞ11.03.2021 12:08
  • GÜNCELLEME11.03.2021 12:08

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘gündeme gelmeyi’ biliyor… Ancak ‘doğru’ yollarla, yani İstanbul’a hizmet gibi işinin gerekleriyle gelmeyi değil…

Bu kez hepimizi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için Twitter’dan yaptığı paylaşımla ‘irkiltti’… Amaç da buydu ya… İrkilterek dikkat çekmek…

Çok kısa süre önce… Yerel seçimler döneminde Ekrem İmamoğlu, etkili bir iletişim kampanyası yürüttü… İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğu zaman ilk yaptığı işlerden biri Sayın Cumhurbaşkanı’nı ziyaret etmekti… Son derece doğru bir tavırdı… Hem siyaset erbabına yakışan buydu hem de vatanseverliğe…

Seçim kampanyasında, kabaca, toplumdaki farklılıklara saygılı ve değer veren bir yaklaşım ortaya koydu… O sıralar İmamoğlu’nun ‘cazibesi’ CHP saflarını öyle bir sarmıştı ki ‘dip dalga’ diyenler bile oldu… Neticede HDP’nin desteği de üstüne eklenince bu yaklaşım onu İBB Başkanlığı'na götürdü…

Kendisine ve itibarına bir de şimdi bakalım… O gün abartılı da olsa İmamoğlu’nun bir dip dalga oluşturduğunu iddia edenler bugün ağzına bu iki kelimeyi almazlar bile… Duyanlar da çok güler herhalde… Çünkü balon çok çabuk söndü…

İmamoğlu, İBB Başkanı olur olmaz Başkanlığı bıraktı, Cumhurbaşkanlığı adaylığına soyundu… Ekrem Bey iletişimini, 1 Nisan 2019’dan beri seçim kampanyası şeklinde yürütüyor…

Kendisine İBB adaylığı sırasında ‘proje’ diyenler çoktu. Böyle yakıştırmalar konusunda temkinli davranmaktan yanayızdır… Ancak İstanbul’a ‘katma değer’ getirmeden, kendini, hizmetlerini, yönetim anlayışını ispatlamadan boyundan büyük işlere kalkıştı İmamoğlu… Projeymiş ama kötü bir proje…

Bugüne kadar, iletişimde ‘kendi krizine neden olmak’ dediğimiz türden çok çorap ördü başına…

Daha dört aylık çiçeği burnunda bir başkanken İstanbul’u sel aldı… Binlerce esnaf çok ciddi zarara uğradı; ama o Bodrum tatilinden bir türlü dönemedi…

41 kişinin hayatını kaybettiği Elazığ depremi sonrası, bölgeye gitti. Ardından da Erzurum’a kayak tatiline… “Aslında tatile giderken Elazığ’a uğradı” kanaati ağırlık kazandı…

Aralık ayındaki Şeb-i Arus törenleri de malumunuzdur… Farklılıkları kucaklayan siyasetçi algılaması ile seçilen İmamoğlu, halkımızın kültür ve değerleriyle ilgili bu vahim durum karşısında özür dilemeyi bile beceremedi… Konuyu “Haberim yoktu” minvalindeki açıklamalarla geçiştirmeye çalıştı…

8 Mart paylaşımı ile İmamoğlu’nun kendi eliyle çıkardığı ‘nur topu’ gibi bir krizi daha oldu…

Eşiti ve muhatabı olarak iki siyasi partinin kadın başkanlarını seçmesi, İmamoğlu’nun kendini ‘Cumhurbaşkanlığı adayı’ olarak konumlandırmaya çalışmasının kuşkusuz bir göstergesi…

Bu gafleti, “yanlışlık” ya da “yanlış anlama” gibi yorumlamak imkânsız… Siyasetçiler ‘seçilmiş davranış’ sergilerler… Öyle de olmalıdır… Giyim kuşamlarından yaptıkları açıklamalara, ziyaret edecekleri yerlere ve kimselere kadar her ayrıntının üzerinde önemle durulur… Profesyonel yaşamda ‘içinden geldiği gibi davranmak’ diye bir yaklaşım yoktur…

8 Mart mesajı da İmamoğlu için ‘seçilmiş davranışlardan’ biri… Bunca tartışmaya neden olmuşken geri adım atmaması da bizce sonuçtan memnun olduğunun göstergesi olabilir…

Peki bunu neden yaptı?

İki sebep mümkün:

İlki, gündemde kalma çabası… Bugün CHP’liler de İmamoğlu’nun irtifa kaybettiği konusunda hemfikirler. Başlangıçta ortaya koyduğu, siyasi görüşü ne olursa olsun tüm İstanbullular’a kucak açan yaklaşım, bugün terk edilmiş görünüyor… Bu tavrın izleri CHP’li belediyeler için hazırlanan ve “Bizim Belediyeler… Tıkır Tıkır Çalışıyor” mesajlarının öne çıktığı kampanya filmlerinde de bulunabilir…

Siyasi iletişimde kendi kendine ‘iyi’ özellikler atfetmenin pek bir değeri yoktur; bunu karşınızdaki kitlenin size uygun görmesi esastır… Oysa kendi kendilerine ‘gelin güvey’ olarak “tıkır tıkır” çalıştıklarını iddia ettikleri belediyeleri “bizim” diyerek ayrıştırmaları son derece yakışıksız ve kapsayıcılıktan uzak…

İkincisi, İmamoğlu’nun kendine seçim kazandıran HDP iş birliğine olan borcu… HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ın “İttifaklar şeffaf olsun” çağrısı ortada… O nedenle, attığı tweet, HDP ile aralarındaki ‘zımni iş birliğinin’ iletişim boyutundaki yansıması olarak da görülebilir… Tabii CHP ittifakının resmi kanadı İYİ Parti’nin millî ve muhafazakâr tabanının bu durumu kabullenmeyeceği de açık…

Gizli kapaklı iş birlikleri ile kendine yakışmayan giysiler giyerek toplum önüne çıkmanın riskleri büyük… Balon ve proje yakıştırmaları da işte bu tutarsızlıkların doğal sonuçlarıdır…

Yenişafak

Yorumlar3

  • Yerli ve Milli 3 yıl önce Şikayet Et
    Yassıada yargıcı tarık güryay'ın rahmetli menderes'e seni buraya gönderen güç böyle istiyor dediği gibi onu oraya getiren güç emir eri devşirme son genel vali istiyor başarılı olup olmaması önemli değil önemli olan haçlı yahudiye olan sadakati bize olan ihaneti !..
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • vatansever 3 yıl önce Şikayet Et
    Hiç şüpheniz olmasın, yarın seçim olsa İyi parti tabanı tıpış tıpış gider yine bu ittifakın adayına oy verir, bu aday İmamoğlu olsa bile..
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Sinan 3 yıl önce Şikayet Et
    Haklısın. öcalan veya demirtaş bile olsa verirler.
    Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat