Zaman zaman hortlayan sevimsiz bir gündem, son günlerde ve haftalarda yeniden köpürdü. Konuyu kafamızda evirip çevirirken Algılama Yönetimi kitabımızın güncellenmiş 10. baskısının 413. sayfasında yer alan anımız, muhalefetin davranış biçimine ışık tuttu:

“Lisedeki Almanca hocamız Dr. Kopp arada bir Latince atasözleri kullanmaya bayılırdı; ben de bunları bir yerlere yazıp ezberlerdim.

Bir gün Dr. Kopp hayatının hatasını yaptı ve beni sözlüye kaldırdı. F. Schiller’in Der Taucher (Dalgıç) şiirini yorumlarken aklıma ‘merak’ kelimesinin Almancası gelmeyince bu kelimenin yerine bambaşka anlama gelen bir kelime kullanmışım. Bunu duyan Dr. Kopp, kendisini gülmekten alamadı. Benimle alay etmesine pek alınmış, hatta açıkçası çok üzülmüştüm. Dr. Kopp hâlime dayanamadı ve gülümsemesiyle beni küçük düşürmüş olabileceğini düşünerek yerinden kalkıp o ünlü Latince atasözünü tahtaya yazdı:

Errare humanum est.

Hata yapmak insanlara mahsustur.

O andan sonra bu lafı dilime pelesenk etmiştim. Yaptığım her hatanın artık bir gerekçesi vardı: Errare humanum est!

Hele o Bern’deki öğrencilik yıllarımda... Dr. Kopp sayesinde inanılmaz bir etki bırakıyordum çevremde. O yıllarda Viyana İmparatorluk ve Kraliyet Üniversitesi’nde doktora tezinin Latince yazılma mecburiyeti daha yeni kalkmıştı; yani Latince bir iki özdeyiş ve atasözü bilmek, etkili olmak istediğiniz entelektüel çevreler nezdinde size iyi itibar sağlıyordu. Tabii en çok kullandığım da yanılma ve hatayla ilgili olanıydı; kâh kendimi affettirmek, kâh karşımdakini avutmak için.

Yine öyle uluorta 'Errare humanum est!' buyurduğum günlerden birinde, hâlâ ahbaplığımızı sürdürdüğümüz İsviçreli dostum Peter Schurter dedi ki: ‘Arkadaş, sen bu deyişi çok kullanıyorsun, ama sadece yarısını kullanıyorsun. Herhâlde ikinci yarısını bilmiyorsun!’Hayli şaşırmıştım. Ben biraz küstahça ‘Neymiş bakalım ikinci yarısı?’ diye sorunca şöyle yanıtladı:

Errare humanum est; perseverare diabolicum!

Hata yapmak insanlara mahsustur; hatayı tekrarlamak ise şeytanlara!”

Aklımıza takılan konuyu anlamışsınızdır herhâlde… CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun sözleri: “Sayın Recep Tayyip Erdoğan bundan önce olduğu gibi bundan sonra da sizi seçimle indirdikten sonra vatana ihanetten yargılanmanız için bütün gücümle çalışacağım.”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, Sayın Cumhurbaşkanı’nı Adnan Menderes’e benzeterek “Sonu benzemesin” diye sarf ettiği skandal sözleri daha tazeyken, ‘darbe iması’ hem kendisinde hem de partisinin itibarında yeni bir hasara yol açmışken Erdoğdu’nun bile bile ettiği lafları hayra yormak mümkün değildir…

“Aynı şeyi bir kere yaparsanız hata, iki kere yaparsanız tercihtir” derler… Biraz daha geriye gidersek CHP yöneticilerinin bu ‘şeyi’ ikiden de fazla defa tekrarladığını görürüz…

İş hata olmaktan çoktan çıktı… Latince cümlenin ikinci kısmı sanki devrede… Tercihlerini bu yönde ortaya koymaktan çekinmeyenlere hesabı millî irade soracaktır.

Yenişafak