‘Öcalan bitti’ propagandası neye hizmet ediyor?

  • GİRİŞ26.08.2011 09:25
  • GÜNCELLEME26.08.2011 09:25

Ortada garip bir yarış var...

“Sözün bittiği yerdeyiz”ci kalem erbabı, Öcalan’ın PKK’ya söz geçiremediğini, gizlemeyi beceremedikleri bir sevinçle tekrarlayıp duruyorlar.

Tam bu noktada, “İyi ama, sadece onlar değil, sözün bitmediğini, bitmemesi gerektiğini söyleyenler de, bu arada siz de Öcalan’la PKK arasında bir gerilim olduğunu söylemiyor musunuz” diye sorabilirsiniz...

Doğru, haklısınız, ama iki rezervim var:

Birincisi: Bizler bu gerilimi sevinçle karşılamıyoruz, çünkü mevcut tabloda PKK’yı ateşi kesmeye ikna edecek yegâne güç Öcalan olarak görünüyor. (Fakat tabii, oyunuz savaştan yanaysa, bu hakikat sizin için sevimsiz bir hakikattir.)

İkincisi: Doğru, Öcalan’ın “Devletle Kürt tarihinin en kapsamlı anlaşmasını yaptım, çatışmayı durdurun” çağrısından sonra PKK Silvan saldırısını gerçekleştirdi ve ardından Çukurca dâhil öteki eylemleri yaptı. Doğru da, bu, Öcalan’ın örgüt üzerinde hiçbir etkisinin kalmadığını mı gösterir? Durum, mesela Sedat Laçiner’in tesbit ettiği gibi midir:

“En son saldırılarla PKK Öcalan’ı gömdü. PKK’yı Öcalan’ın yönetmediği net bir şekilde ortaya çıktı.” (Vatan, 21 ağustos)

Oysa gerek PKK’dan gerekse de BDP ve DTK’dan gelen tepkiler, durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Zaten tersi nasıl düşünülebilir ki? Öcalan’ın, Kürtlerin PKK’ya sempatiyle bakan kesimi üzerindeki manevi otoritesi neredeyse “tanrısal” bir mertebedeyken PKK’nın Öcalan’la “ipleri koparması” nasıl mümkün olabilir ki?

Şurası kesin: Kürtler nasıl kendilerine ne verilirse verilsin PKK’yı “satma” taleplerine “hayır” diyorlarsa, Öcalan’ı “satmak” isteyecek bir PKK’ya da “hayır” diyeceklerdir. Bunu PKK biliyor, dolayısıyla kısa vadeler dışında Öcalan’ın talimatlarının dışında bir hat benimsemeleri mümkün değildir.

İşte bütün bu nedenlerle, BDP’lilerin Öcalan’la görüşme talepleri çok önemli.

Aynı nedenlerle devletin bu aşamada Öcalan’ın sesini kesmesinin vebali de büyük olacaktır.

Bırakın Öcalan konuşsun. Hatta İmralı’dan istediğiyle konuşabilmesinin koşullarını yaratın. Dediği gibi PKK gerillalarını sınır ötesine çekebilirse, konuşmaya devam edersiniz.

Yok eğer bunu beceremezse, o zaman gerçekten de sözünü dinletemediği ortaya çıkar ki o zaman her şey oturulup yeniden düşünülür.

Fakat bana öyle geliyor ki, Öcalan’a böyle bir imkânın sağlanması durumunda onun PKK’ya söz geçirememesinden çok söz geçirebilmesinden korkuluyor.

Çünkü bu, barışın yolunun açılması ve fakat aynı zamanda Öcalan’ın da yolunun açılması (bir anlamda da Öcalan’ın Mandelalaşması) anlamına gelecek.

Hangisini tercih edersiniz? Savaşı mı, Öcalan’ın Mandelalaşması sonucunu doğuracak barışı mı?

Alper Görmüş - Taraf
alpergormus@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat