Flörtü anlamak gerekiyor..

İnançlı ve dindar kesim ne kadar büyük bir toplumsal değişme yaşandığının, benlikleri acımasızca işgal ettiğinin ve üzerindeki olumsuz sonuçların hala farkında değil. Büyük çoğunluk Müslüman tipinin başkalaşım geçirdiğini ve ucube bir hale dönüştüğünü kavrayamıyor.

Komünist, kapitalist, liberal, ateist insan tipleri de öyle. Diğer kesimlerse modernleşiyoruz, çağdaşlaşıyoruz ve ilerliyoruz sanıyor. O hiç farkında değil. Hâlbuki bütün kesimlerin aleyhine olan kötüye doğru gidiş var.

Her kesim flörtün etkisi altındadır

Kimse anlatmasın “(ama) biz diğerlerine göre iyiyiz arkadaş!” teraneleriyle kendini, hizbini, cemaatini ve milleti kandırmasın. İnancım gereği, her an iyimserliğimi korurum ve korumak zorundayım, tamam. Lakin her alanda önce uçuruma yuvarlanmak üzere olduğumuzu görmek; sonrada zihnimizi ve gönlümüzü işleterek inançla ve bilimle tedbirler almak zorundayız.

En önemlisi de yaşanan gerçekleri kabul etmektir. Eğer yaşanılan olguları göremiyor, tespit edemiyorsanız onu layıkıyla değerlendirip yeni dili kuramaz yeni çareleri üretemezsiniz. Bağıra bağıra benliğimizi ve kimliğimizi ezen geçen toplumsal olguları belirleyeceğiz, sonra onları yeniden tanımlayacağız, sonra da gelenek kaynaklı zamana uygun çözüm yollarını bularak acilen uygulamaya koyacağız. Problemin farkına varmadan çözüme hiç ulaşamazsınız.

Flörtü içine almayan evlilik analizi tümüyle yanlıştır

Ne acıdır değil mi!? Ülkemin elli sene sonrasını planlayan bir aile bir ekonomi bir sosyal ya da siyasal stratejimiz hala yok!. Dahası stratejinin hazırlanıp kesinleşmesinden sonra bunu geniş halk kitlelerine anlatacak bir uzmanlar kadromuz da yok. Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete!..O kadar.. Mevla’m kayırsın aymazlığına sığınarak, sorumluluktan yırtacağımızı umuyoruz!..

Sorumluluk halkasında bizim gibi uzmanlara görev olarak kitap, makale ve yazılarda yazmak; Konferans ve söyleşilerde çözüm önerileri anlatmak düşüyor. Teorik birikimleri somut projelerle uygulayacak ve hayata geçirecek yönetim erkini elinde bulunduran siyaset sınıfıdır. O yüzden de onların vebali ve hesabı bizden çok daha yoğun ve şiddetli olacaktır.

Sosyal, psikolojik tahlilsizlikler ve bilinçsizlikler başta evlilik, ilişki ve iletişim düzenlerini etkiliyor. İktisat, hukuk, din, kültür gibi alanlardan spora kadar her alanda olumsuz ve çarpık yapı hükmünü sürüyor. Toplum ve Devlet olarak adeta ayağımıza kurşun sıkıyoruz.. Kendi yaptıklarımızla ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızla, dünya kapitalizmine harç taşıyoruz.   

Seksen sonrası “Dev Genç” değil, “Sev genç”!

Toplumsal alanda yaşanan ilişki düzeni, seksen sonrası büyük bir değişme içine girmiştir. Darbe hükümetinin ana hedefi ilişki düzenini yozlaştırmaktır. Yanlışta olsa işin içine silahlı mücadeleye kadar varan ve benim insanımı sağcı solcu olarak kamplara bölünmesine yol açan aşırılıklar da yaşansa çatışmaların dayandığı, önemli meşruiyet temelleri vardır.

O’da sağcısı ve solcusunda var olan yüksek ilke ve ideallerin hayata geçirilmesi, ülkenin sömürüden kurtularak bağımsızlaşması türünden sorumluluk anlayışlarıdır. Seksendeki darbe hükümeti ile arkasından gelen hükümetlerde uygulamaya konulan strateji “Dev Sol”, “Dev Genç” gibi sloganların “Sev Genç”le yer değiştirmesini sağlamaktı. Lise ve Üniversite gençlerinden başlanarak kız erkek arkadaşlığı teşvik edilerek cinsel ilişki özgürlüğüne kadar giden yollar ardına kadar açıldı.

Ey hoca! İster gör ister başını kuma göm; “flört toplumsal olgu”dur

Sürecin bu günlerine gelinen noktasında artık batı tarzı “flört ilişkisi” toplumsal olgu olarak benimsendi. Gençler ve aileler evlilik öncesinde iki ilişki türünü ve tarzını kabul ediyorlar; Görücü Usulü ve Flört.

İnançlı kesimin bazı din hocalarına ve kimi kanaat önderlerine varıncaya dek köhne bir tutum görüyorum. Neymiş efendim “flört deme, ağzına alma”.. “Tasvir etme, tarif etme” Gerekçeleri ne biliyor musunuz? Flörtü dillendirip kabul edersek, onaylamış oluruz. Büyük vebale girilirmiş!? Peki, yıllardır toplumun her kesiminde yaşanmasına engel oluyor mu bu tür bir savunmacı anlayış. Tabi ki hayır. Aslında görmezden gelerek, tarif etmeyerek daha büyük suçların ortakları oluyorlar.

Dolayısıyla dini bağnaz anlayan kafalar sayesinde, flörtün ilişki düzenimize ne tür etkileri var?, Yozlaşmadaki payı ne? Gençleri evlendirirken flörtü nasıl anlatmalı, gençleri hangi dille ve nasıl ikna etmeliyiz? gibi sürüyle sorunun üstü örtülüyor. Bu yaklaşımdaki insanlar, kendi kızı ve oğlunun bilinçle analiz edemediği flörtün mahkûmu ve mağduru olduğunun hiç farkında değildir.

Zinayı görmez ve tanımlamazsan o yok mu olur!?

Sen faizi görmeyince o yok mu oluyor!? Zinayı görmeyince yok mu oluyor!? Peki inandığını söylediğin Kur’an-ı Kerim’de zina, faiz, fahişelik, yalancılık, münafıklık, sahtekarlık olguları geçmez mi!? Bunlara çözümler sunulmaz mı!? Dinin aslını bilmeyen ya da işine gelmeyen hoca kılıklılara derim ki; ayet metnini ezberlemekle kalıp özünü anlamadan konuşup da dinine ihanet etme!

Rabbin toplumun yaşadığı her durumu ve olguyu Kur’an’da ifade etmiştir. Ayette  “zinaya yaklaşmayın” emriyle hem zina yasaklanır hem de çözümü sunulur. O halde her işte gerçekleri görüp açıkça tarif etmek İslam’ın metodudur. Kuranda  yaş ve kuru her şey olacak fakat sende hiçbir şey olmayacak!?

Hazırcı, tembel ve üretmeyen bir adam olacaksın. Sonra da Allahın sevgili kuluyum diyeceksin öyle mi!? Ne kadar da kolaymış zamanın müslümanı olmak!.. Gelenekleşmiş anlayışımızdır; deve kuşu taktiğini her daim uygularız. Sorunu görmezden gelirsek yok olur değil mi?! Geleneği ve moderni layığınca tahlil edemiyorsanız hiç olmazsa kuş beyinliliğinize bu dini alet etmeyin..Benim beyinsiz ve ruhsuz bir dinim yok.

Kendi adıma bu büyük sorunu görmezden gelmedim ve bu tür beyinlere gerçeği gösterme misyonu edindim. Doktora çalışmasında ülkenin bilimsel literatüre geçen, ilk flört analizini yaptık. Sonuçtaysa geleneksel ve modern ilişki düzenlerini karşılaştırarak, “yeni iletişim dilinin” kurulmasının yolunu açmış olduk.

Birde tersinden söyleyelim. Evlilik ve boşanma sorunlarının temelini; flört tarzı gibi yeni ilişki ve iletişim kalıplarının anlaşılmaması ve buna uygun zamanın dilini kuramamak ile oluşamayan “sağlıklı çözümü” kitlelere anlatamamak, oluşturuyor. Bunların ergen ve gençlerden başlanarak bütün kesimlere ve ailelere anlatılması hem de yaygın ve yoğun şekilde eğitimlerin verilmesi gerekiyor.

Flört evlilik sonrası sorularda da etkilidir

Hanımlar ve beyler! Flörtün evlilik öncesinde kaldığı sanılmasın. O durum yirmi yıl öncesindeydi. Şimdilerde flört tarzı, aile ilişkilerinden siyasete kadar bütün etkileşimlerde en büyük ve belirleyici etken olmaya devam ediyor. Siyasi alanda “flört etmek” deyim haline geldi. Başka partiyle görüşen siyasetçiye “flört ediyor” denir. Kurulan evlilikler ve boşanmalarda kısacası evlilik sonrasında flört tarzı bütün kalıplarıyla hayatların tam da ortasında icrayı faaliyet ediyor.

Önemli bir gündem maddesi çıkmaz ise önümüzdeki yazılarda flörtün, evlilik sonrasında nasıl kalıcı olduğunu, kadın ve erkeğin farklı yapılarından kaynaklanan farklı tutumlarında nasıl belirleyici olduğunu yazmaya, devam etmek istiyorum.

Olay ve olgulara sakın inançlı, dindar, ateist, sağcı, solcu, repçi, şu cemaatten bu hizipten ayrımıyla bakmayın. Şu ya da bu şekilde fakat genellikle farkında olmadan her kesim bu etkinin altında. Kimse kendini yaşanan amansız değişmeden azade sanmasın. Belirttiğim gibi bu yapılacak en büyük hata olur..

Selam, sevgi ve muhabbetle…       

Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban
a.muhsinyilmazcoban@gmail.com  
http://www.facebook.com/#!/pages/Beyaz-Kalpler/205481566169258
http://twitter.com/#!/Beyazkalpler