Flört farklı bir insan tipi çıkartır

  • GİRİŞ05.12.2011 07:35
  • GÜNCELLEME05.12.2011 07:35

Flörtü anlamak...

İnançlı, dindar, sosyalist, kapitalist, topçu, popçu ne kadar kesim varsa hepsi, ne kadar büyük bir toplumsal değişim yaşandığının hala farkında değil. Çoğumuz, bu değişimin benlikleri acımasızca işgal ettiğini ve benlikler üzerindeki olumsuz sonuçlarını hala anlamış değil. Türk toplumu ve onun önderleri Müslüman, liberal, sosyalist, laik ve anti laik her insan tipinin başkalaşım geçirdiğini ve ucube bir hale dönüştüğünü kavrayamıyor.

Hangi sınıftan, hizipten, cemaatten ve meşrepten olursa olsun fark etmez, hepsi modernleşiyoruz, çağdaşlaşıyoruz ve ilerliyoruz sanıyor. Ancak hiç farkında değiller. Ülkede, yaşanılan süreç, bütün kesimlerin aleyhine olan kötüye doğru gidişatı gösteriyor.

Herhangi bir kesim kendini bundan azade sanmasın. Biz sağcısı, solcusu, İslamcısıyla birbirimize benzeriz. Aynı toplumsal yapının ürünü olan fakat sadece farklı adacıklarda yaşayan insanlarız. Tabi ki çok farklı özelliklerimiz var. Fakat temel zihniyet ve olaya bakış bakımından toplumsal gerçeklikleri aynı klasikle ve benzer reflekslerle yorumlar, anlar (ya da anlamaz) ve ona göre de içeriksiz tepkiler gösteririz.

Flört olgusunu tanımlamayarak onu yok edemezsiniz..!

Geçen yazıda belirttiğim gibi, yaşanan durumun ve olgunun aslını yani aslında ne olduğunu (!?) kavramaz ve tahlil etmeyiz. Bu toplumsal bir hastalığımız olmuştur adeta. Hızlı toplumsal değişme yaşayan herhangi bir toplum için olduğu gibi bizim içinde olağan ve normal bir durumdur da bu aslında.

Fakat muallâkta ve boşlukta kalma aşamasının, bu kadar da fazla sürmesi normal dışıdır. Osmanlının yıkılışı ve Cumhuriyetin kuruluşu sonrasından şimdiye dek geçen süreçte kredimizi çoktan bitirmiş durumdayız, haberiniz ola!

Acele tarafından halimizi, olayları, olguları, gerçekleri, durumu ve olanı anlayarak zamana ait olan yeni iletişim dilini yeniden kurmamız gerekiyor. Ortak kavram ve deyimlerimiz olmalıdır tekrar. Yeni dili kuralım ki bu, her insanın ve toplumun “ortak dili” olsun, değil mi? Zamanı anlayan dili kuralım ki, ailede karı-koca ve çocuklar birbirini anlasın ve hep birlikte komşularını da anlamlandırsın. Bu yeni dili kurma işi geleneksel selamlaşma ve komşuluk gibi binlerce değerimizi “modernize gündelik yaşantılarda” kullanıma uygun yeni davranış ve tutumlar edinmeye kadar gitmelidir. Yoksa günümüzdeki şekliyle selamlaşmaların iyice yitirilmesine ve hayatımızdan çıkmasına engel olamayız.

Flört ilişkisini anlamadan, evliliği ve boşanmaları anlayamayız!..

Yeni bilincin ve dilin gelişmesi için herkes kendine ait tarafından tutmalıdır. Sadece size sorululuk yükleyerek kenara çekilmiyorum. Kendime düşen vazifeyi de üstüme yüklemekte kararlıyım. Bu büyük kargaşa içinde alanımla ilgili olarak kendime biçtiğim görev, toplumsal alanın yeni evlilik ve aile dilini kurmaya katkıda bulunmak olmalı. Hangi işi yaparsanız yapın her birinizin yeni dili kurma sorumluluğunu kuşanma vaktinin geçmekte olduğunu belirtmeliyim. Hiçbir şey yapamazsanız ki bu mümkün değildir, bunu yapanları yürekten desteklemelisiniz.

Yine önceki yazıda belirtmiştik; 80 sonrası yeni gelişen “flört ilişki tarz”ını anlamadan, evliliği ve boşanmaları anlayamayız. İlaveyle demiştik ki; “dindar çevrelerin bazı hoca efendileri az ya da çok kendi çocuklarının da yaşadığı ‘flört’ü yok saymaktan vazgeçsinler ve onlar da bu konuda bilgilensinler. Mevcut durumu kavrayıp tanısınlar.”

Bağımsızlığını ilan eden bir ülkeyi diğer ülkeler tanımalıdır ki bu ülkenin insanlık camiası içinde bir varlığı olsun değil mi? Sonrasındaysa aralarında yeni bir ilişki gelişebilsin. Bunun gibi her toplumsal durumu tanımak ve tanımlamak gerekiyor.

Evlilik ve boşanma sorunlarının temelini, flört gibi yeni ilişki ve iletişim kalıplarının anlaşılmaması ve buna uygun olan zamanın dilini kuramamak oluşturuyor.

Flörtün kendine özgü psikolojisi: “El yordamıyla mutluluk aramak mı?”

Flört karşı cinsi tanımaya yöneliktir. Arzuları dirilterek beğenilme ihtiyacını kışkırtır. Flört sonucunda ne olacağı belli olmayan ve vaadde bulunulmayan bir ilişki tarzıdır. Deneme amaçlı başarısız flörtler sonrası ya devamında yenileri gelir ya da artık maceradan vazgeçilir.

Flört karşı cinse yönelik belirsizlikle ilişkide ilgi ve heyecanı canlı tutmaya çalışır. Bunlar ve daha çoğu flörtün doğası gereğidir ve kendi kurallarıyla gelerek erkek ve kadına hâkim olur, ilişkiyi yönlendirir.

Başarısız flörtler sonrası karşı cinse ilgisizlik, soğuma, hatta nefret duyguları gelişebilmektedir. Karşı cinsle ilişki ve iletişimden soğumayla kişi zamanla toplumdan soyutlanmaya kadar gidebilir ve yalnızlaşabilir. Sonuçta ruhsal denge bozularak, cinsellikten soğuma ve tatminsizlik ile kendi cinsiyetini reddetmeye kadar varan sapkınlıklar da ortaya çıkabilmektedir.    

Flört farklı bir insan tipi çıkartır

Toplumda her şeyde olduğu gibi, iffet ve bekâret anlayışı da değişim baskısı altındadır. Orta öğretimde gizli saklı yapılan karşı cins arkadaşlığı Üniversite’de rahatlıkla ve özgürce yapılabiliyor. Liseyi bitiren kız ve erkek öğrenciler ailelerini, kaliteli okullarda okumak isteği ile diğer şehirlerde Üniversite okumaya ikna ediyorlar.

Öğrenci “hayatımı yaşayacağım” düşüncesiyle ergen psikolojisi gereği duygusal ve benmerkezci davranmaktadır. Beğenme, beğenilme, kendini ispat etme, arzu, tutku ve heyecan duyguları eğitim kararında başlıca etkenler olur.

Konuyu anlatırken bizde, değişimin her zaman üzerinden yürütüldüğü kadın cinsiyeti örneğiyle gidelim. Süreç ilerledikçe toplumsal normlar ve geleneksel yapı ileride, evlilik adayı genç kızda psikolojik bunalımlara yol açar. Bir taraftan aldığı eğitimin sonucu kendi kariyeri peşinde koşmalıdır. Diğer taraftan üniversite eğitimi boyunca toplumdan uzak, ayağı yere basmayan, adeta sanal bir arkadaşlık, ilişki ve iletişim tarzı yaşamıştır.

Flört kendi kanunlarını kişiliği üzerinde göstermiş ve onu eğitim süreci boyunca özgürleşmiş ve bağımsızlaşmış sandırdığı farklı bir hale getirmiştir. Kapitalist tüketim toplumu kültürüyse zaten bu yapay farklılığı desteklemiştir.

Kapitalizmin mabetleri gibi benliğin de mabetleri var

Genç kız, adeta kapitalizmin mabetleri olan; süper ve hiper tansiyonları fırlatan dev marketlerin % 80’i ihtiyaçmış gibi yutturulan çeşitli ebat ve çaptaki mamullerin başına gelenleri yaşamaktadır. Genç kızın kendisi markaları sırtında tanıtan ihtiyaç maddesi haline gelmiştir. Sıradan fakat markalı kot ya da mini etekleri üstüne geçirerek çok farklı olduğuna inanmakta, daha doğrusu buna inandırılmaktadır.

Üniversite sonrasında genellikle ailesi yanında yaşayamayacaktır. Sonuçta bir iş ve kariyer imkânı çıkar ve yine başka şehirlere yönelir. Alışmaya başladığı “yeni hayat tarzına” devam eder. Artık kariyeri için çalışıp didinen bir kadın olarak şimdi gerçekten hayatın somut gerçeklerini yaşamaya başlamıştır.

Fakat bu aşamada yeni alışkanlıklarla kendisi toplumu dönüştürürken diğer taraftan toplumsal yapı da onu dönüştürecektir. Günümüzde bu tür süreçler hızla yaşanmaya devam etmektedir. Bir taraftan dönüşürken bir taraftan değişimin aktörü olacaktır.

Flörtü, ilişkileri ve evlilikleri yeni dille tanımlamaya devam edeceğiz. 

Selam, sevgi ve muhabbetle…     

Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban
a.muhsinyilmazcoban@gmail.com  
http://www.facebook.com/#!/pages/Beyaz-Kalpler/205481566169258
http://twitter.com/#!/Beyazkalpler

Yorumlar1

  • yunus balcı 12 yıl önce Şikayet Et
    abi bi dur allah aşkına. herşeyi anladıkta bi flörtü kaldı.sizde bi flörttür tutturmuşsunuz 1 aydır.başka konu yok mu ? :)
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat