Eyleme davet: Erkekler iş bıraksın!

  • GİRİŞ26.12.2011 10:14
  • GÜNCELLEME26.12.2011 10:14

Feminist çığırtmalar kabak tadı verdi artık. Evet, bütün aklıselim kadın ve erkeklere sesleniyorum. Kendisine kadınına bakmak sorumluluğu verilmiş erkekler çok değil bir ay süresince “iş bırakma eylem”ine soyunsa kadınlara feministçe methiyeler düzenler bir daha ağızlarını açamayacaklardır.

Kadına düz mantıkla ve sığ eşitlikçilikle bakanlar erkeğin aileyi geçindirememesi sebebiyle İslam’ın kadına boşanma hakkı bile vermeye kadar “kadın haklarını” koruduğu konusu üzerinde epeyce kafa yormaları gerekiyor. Ancak bırakın köklü gelenekten nasibini alamamış dünyevi kafaları, iman edip amel işleyen içimizdeki bazı sonradan feministlerden de fazla ümitli değilim.

Erkeğin kadına bakması, himaye etmesi ve kol kanat germesi onun en önemli ilahi görevlerindendir. Yani kadına karşı yaptığı tasarrufları bakımından erkek hiç de boş bırakılmış değildir, nefsi ve keyfi davranmasına da müsaade yoktur. Bu durum İslam’da kadına ve kadın haklarına ne kadar büyük kıymet verildiğinin en önemli nişanesidir.

Ev kadını erkeğin piyasa rezaletine özenmesin

Erkeğin bu görevlendirmeyle her gün iş hayatının ve kapitalist piyasanın kahrını çekmesi hiçte özenilecek bir şey değildir. Gün be gün şike, rüşvet, iltimas ve kayırmaların sıradanlaştığı, cahiliye adetlerinin kol gezdiği toplumda erkeklerin bunlardan çok büyük haz aldığını mı sanıyorsunuz?

Koca çalışmasıyla kendini adeta ateşe atarak karısını günahlardan koruyan (paratoner) koruyucu aygıt görevi yapar. Saliha kadınsa çılgınlaştırılmış ve tutkuların malzemesi olmuş diğer şuh kadınlardan kocasını korumasıyla aynı işlevi yerine getirir.

Tabi ki bunun için kadın dışarıya çıkarken değil evinde ve erkeğinin yanında süslenmeli, bakımlı olmalı ve pespaye şekilde eşofmanla dolaşmamalıdır. Kısacası kadının asıl görev yeri evidir. Mesaisinin başlıca amacı kocasına ve çocuklarına hizmet etmektir. Kadına bu zorlu görevleri için sosyal devlet ilkesi gereğince maaş verilse yeridir.

Dikkat edin! Biri ev diğeri iş merkezli olarak aynı işlevi yerine getiriyorlar. Aynı amaç etrafında birleşerek, aralarında yardımlaşıyor, birbirlerinin güler yüzü oluyorlar. Batı ve feminist etki altındaki kafalar bunu anlayamazlar. Çünkü batı zihniyeti maddeci, güçten ve paradan yana ve rekabetçidir. Kapitalist tüketim ekonomisi, kadını erkeğine çocuğu her ikisine karşı acımasızca kışkırtır. Onun için kadının derisi, kılı, tüyü, kanı ve canı piyasa malı yapılmalı ve son katresine kadar kullanılmalıdır.

Kadın cinsiyeti nedeniyle bir değer ifade etmez

Bizde kadın sadece kadınlığı nedeniyle bir değer ifade etmez. Yani batının cinsiyetçilik ve ayrımcılığıyla bakmayız. Kadın ne kadar anneyse o kadar değerlidir. Ne kadar evladı terbiye edip topluma kazandırmışsa o kadar baş tacıdır.

Kız olsun erkek olsun, çocuğun anne sevgisi ve vefası babasına duyduğundan daha üstündür. Bu durumu hiçbir baba kıskanmaz ve kadınına haset duymaz. Çünkü bilir ki, annesi 9 ay karnında ve 20 yıldır da sırtında taşımıştır.

Ev kadınının çalışmadığı ve tüketici embesil olduğu hilafı hakikat ve büyük iftiradır. Ücret karşılığı çalışan kadın kadar ev kadını da çalışmaktadır. Ona ücreti parayla değil, sevgiyle ve vefayla ödenmektedir.

Çalışan kadın kavram ve statüsü yaygınlaştıkça aslında, gerçekten çalışan kadın da azalmaktadır. Anadolu kadını eskiden beri tarlada, evde, bahçede ve kocasının işinde her zaman çalışmış ve asli görevi olmadığı halde kocasına yardım etmiştir. Halen ev kadınının büyük kısmı çalışmakta fakat bu durum istatistiklere yansımamaktadır.

Çalışmaya alışkın kadını kapitalistler eve hapsetmiştir

Köyden şehre göç ve sanayileşmeyle birlikte çalışmaya alışkın kadın eve hapsedilmiştir. Aykırı sistem yerleştikçe Anadolu kadını eve kapanmak zorunda kalmıştır. Eskiden var olan çalışma mekanizmaları yok edilmiştir. Bu durum sanıldığının aksine köklü geleneğin ve güya ataerkilliğin! eksikliği değil, şimdiki ekonomik yapının diğer düzenleri reddeden, esneklik barındırmayan tek tip ve renksiz sisteminin sonucudur.

Geleneğin kadını sadece ev işleri ve çocuk yetiştirmekle uğraşsa bile topluma daha kaliteli ve nitelikli hizmet sunabilmektedir. Bir ev kadınını akraba, konu komşu ve kendi çocuklarına bakmasıyla sınırlasanız da, onun hayatı boyunca 5- 10 çocuğa sürekli emek verdiğine ve yetiştirdiğine tanık olursunuz. Buysa istatistiklere girmemiş çok önemli ve değerli bir topluma katkı payıdır. Anaokulu ve ilköğretim okullarındaki her bir sınıfın otuz- kırk öğrenciye tek öğretmenle kalitesiz hizmet verdiğini düşünürseniz, durum anlaşılacaktır. Bazı özel okullar on kişilik sınıflardaki eğitim karşılığı, yığınlarca ücret isterler. Bir ev kadınının hayatı boyunca yetiştirdiği çocuklara yaptığı nitelikli katkıyı neyle ödeyebilirsiniz? Ölçü biriminiz paraysa bunun karşılığını tam olarak veremeyeceğinizi peşinen söyleyebilirim.

Bakmayın siz ona buna ve modern tuzaklara. Kendi yolumuzda içiniz rahat ve dosdoğru yürüyebilirsiniz.

Din ve köklü geleneğimizde eksiklik yoktur. Kadınlarımız bakımından sadece yapmamız gereken sağlıklı, tutarlı ve içeriği bizden olmak şartıyla eğitim vermek ve zamanın dilini kavrayacak bilince ulaşmalarını sağlamaktır. Kadınımızın kafasını karıştırdılar. O evinde yeniden mutlu olacaktır.

Kadının geleneğimizdeki kıymetli konumu ve statüsünü yeniden anlaması için, erkeklere görev düşüyor. Bütün çalışan erkekleri eyleme çağırıyorum, var mısınız?

Çok değil bir ay boyunca işlerinizi bırakın ve eve yerleşin. Böylece fazla söze gerek kalmadan durum anlaşılacaktır…

Eylem sonrası ne tür gelişmeler olabilir? Onu da siz yorumlayın artık..

Selam, sevgi ve muhabbetle…       

Sorun, soru ve katkılarınız için aşağıdaki iletişim adreslerinden ulaşabilirsiniz 

ÖNEMLİ NOT: Yıllardır İslam, gelenek ve modernizm analizinden çokça faydalandığımız, Ali Bulaç’ın konuyla ilgili yazısından söz etmeden geçemeyeceğim. Sevgili Elönü yazısında üç maddeden sadece birini vererek üzerine yorum yapmıştı. Konuyu bu şekilde vermek bizi eksik bir yargıya ulaştıracaktır. Onun için yazının tutarlılığının anlaşılması amacıyla ben de diğer iki maddeyi belirteceğim.

Alıntılanan yazısında Bulaç, kadına bakışını tek maddede değil, üç maddede özetliyor. Öncelikle Ali Bulaç ağabeyin bu yazısında yaptığı kadın analizine katıldığımı belirtmeliyim. Aynen aktarıyorum (Paragraflar 1. Ve 3. maddelerdir):

Benim demeye çalıştığım şudur:

Kadının iktisadî ve ticarî hayata katılması aslî değil, arızîdir. Bu yüzden hep "duruma ve yerine göre" ihtirazi kaydını koyuyorum. Evin geçimini üstlenecek erkek yoksa, kadın iş hayatına girmeli, kamu veya özel sektör onu tercihen işe almalı. Ancak kadının asli yeri evidir. "Ev, kadına farz olmayan ibadetlerin camide eda edilmesinden daha hayırlıdır." Erkek ailenin geçimini temin ederken kadın evin iç düzenini yürütür, bir anne olarak çocuklarının hayırlı-faydalı (salih) birer evlat olarak yetişmesini sağlar, ailenin huzur ve mutluluğunda (sekine ve sükûnet) rol oynar.”

“ İslam tasavvurunda kadın pergel gibidir; sağ ayağı -sabit kadem- evindedir, sol ayağıyla her yere gider, haricî her meşru ve hayırlı maddî, iktisadî, sosyal, sivil faaliyete, hadisteki güzel deyimle "Müslümanların hayırlı meclislerine katılır." Ama önce evi ve ailesi! "Ev" kadın için hayatî faaliyetlerin merkezi "ana karargâh"tır (33/Ahzab, 33). Toplumsal hayatın da ana merkezi, her biri mescid hükmünde olan "ev"dir. Ev kıbleye yönlendirilmeli, mekân kullanımı ve hayat tarzı buna göre kurulmalıdır. (10/Yunus, 87)”

Bulaç sabırlı çabaları, idealistliği ve eserleriyle bizim kuşağımızın yetişmesinde büyük katkıları olan nadir şahsiyetlerdendir. Onun birçok kitabından “Çağdaş Kavramlar ve Düzenler” adlı eseriyle batı, gelenek ve kavramlar o zamana dek, farklı ve özgün bir bakışla ilk defa anlaşılabilmiştir. Bunu, okumuş yazmış çok insan bilir.

Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban
a.muhsinyilmazcoban@gmail.com  
http://www.facebook.com/#!/pages/Beyaz-Kalpler/205481566169258
http://twitter.com/#!/Beyazkalpler

Yorumlar6

  • noter tasdikli yorumcu 12 yıl önce Şikayet Et
    ev hanımları için isteğe bağlı sigortalı. uygulaması var. zamanında primlerini ödeyince emeklilik söz konusu. eşinin kızının yarınlarını düşünenler maddi durumlarına göre prim ödeyebilirler. ödeyemeyene de devletin bilmiyorum nasıl olur yardımı olabilir.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • nizam-ı cedit 12 yıl önce Şikayet Et
    kadın evde her yetiştirdiği çocuk başına maaş alabilir. yukarıdaki makaleden böyle bir sonuca ulaşabiliyorum. Kaliteli bir ev yaşantısı ve kadının evde iş (el işi, nakış-dikiş, sanatsal ürünler) üretmesiyle pasif bir birey olmasının önüne geçilebilir. bu üretimlerini sergileyip maddi bir karşılığa dönüştürmesi için politikalar geliştirilmelidir. kadını sosyal hayata daha düzeyli ve verimli bir şekilde yerleşmesi sağlanmalıdır. Batılı örneklerinden farklı olarak ülkemizde kadını, materyalist ve kapitalist amaçlara hizmet edeb bir araç olarak görme yanlışlığının önüne geçilmelidir. günümüzde kadın resmen bir tüketim aracı gibi paratoner bir işlev görmektedir. kadın değersizleştirilip itibarsızlaştırılarak vampirleşmiş bir tüketici toplumun neferleri yapılmaya çalışılıyor. bizim toplumumuzda kadının yeri, dini ve kültürel kodlarımıza aykırı olmamalıdır. bugünkü hükümetin politikaları arasında bunu göremiyorum.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ekrem çulfa 12 yıl önce Şikayet Et
    Erkek Kadın Psikolojik Denklemi. Erkekler sessizce düşünür, bayanlar ise konuşarak düşünür. Erkekler iç sesini dışa vurmalı, kadınlar ise konuşarak iletişimlerine özetleyerek devam etmelidirler. Kadınlar;kocam ya da erkeğim beni hep üzdü yerine beni şu şu zamanlarda mutlu etti diyebilse Ah kekşke Erkeklerde bu kadın ne istiyor diye kulak kesilse Aslında hem nalına hem mıhına vurmak lazım. Üstad bir gün de kadınlar iş bıraksın diye yazı yazalım ne dersiniz Böylece "Denge insanı" olmayı yakalarız belki de
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • sibel ağca 12 yıl önce Şikayet Et
    KİŞİLİK ÇATIŞMASI. Öncelikle, toplumun her kesimini yakından ilgilendiren bir konuya değindiği için Muhsin Beyi tebrik ediyor, teşekürlerimi sunuyorum.Bu tarz konularda genelleme yapmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.Bazı erkekler eşine okadar değer verirki eve geldiğinde ona ev işlerinde yardımda bulunur,hatrını sorar,kimi erkek ise kendisi belki masa başında çalıştığı halde; sabahtan akşama kadar çocuklardan ve işlerden kendine zaman bile ayırmayan hanımına, eve geldiğinde ters bir ifadeyle "ben akşama kadar çalıştım senin gibi evde oturmadım"der, kadını hor görür.Genel olarak mutlu ve mutsuz evliliklerin temelinde de erkeğin tutumu en büyük faktördür.Tamamen kişilikle alakalıdır...
    Cevapla Toplam 17 beğeni
  • gelibolu 12 yıl önce Şikayet Et
    Güzel Bir Yazı !. Evet, olumsuz tarafından bakarsanız olumsuz görürsünüz, olumlu tarafından bakarsanız olumul görürsünüz. Esra hn ın olumsuz yönünden baktığı bir konuyu beyfendi olumlu tarafıyla ve keskin hatları yontarak anlatmış, gayet de güzel olmuş. Tebrik ederim(bir bayan olarak)
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat