Cenazede Giyilen Siyah Elbise

 

SORU: İnsanlar üzüntülerini ifade etmek için cenazelerde siyah elbise giyiyorlar. Bu tutumun dini bir temeli var mıdır?

 

CEVAP: Cenazelerde üzüntüyü ifade etmek amacıyla siyah elbise giymek bid’at olarak değerlendirilmiştir. Peygamberimiz(a.s) döneminde böyle bir davranışa rastlanılmamıştır. Cahiliye döneminde insanlar cenaze karşısında matemlerini ifade etmek için ridalarını atıp sadece gömlekleriyle cenazeye katılırlarmış. İmran ibnu’l-Husayn ve Ebu Berze’nin (r.a)  anlattığına göre, bu iki sahabe peygamberimizle birlikte bir cenazeye katılmışlardır. Bu esnada Peygamberimiz(a.s) ridalarını atıp sadece gömlekleriyle yürüyen bir cemaat görmüş ve ‘’ Cahiliye amelini mi işliyorsunuz? Yoksa cahiliye fiilini yaparak onlara benzemeye mi çalışıyorsunuz? Şu suretinizden bir başka suretle (kabristandan) dönmeniz için hakkınızda beddua etmeyi cidden arzuladım.’’ Buyurmuş. Bunun üzerine ridalarını giymişler. Bir daha bu adetlerine dönmemişler.

Peygamberimiz(a.s) beyaz elbise giymeyi tavsiye etmişlerdir.

Hadis-i şerif şöyledir: ‘’ Elbiselerden beyaz olanları giyin. Çünkü onlar en hayırlı giyeceklerinizdir. Ölülerinizi de beyazla kefenleyin.’’ (Tirmizi, Cenaiz, 18(994); Ebu Davud, Tıbb, 14(3878)

Dolayısıyla cenazelerde matemi ifade etmek için siyah giyinmenin dinle alakası olmadığı ve Sonradan uydurulmuş kötü bir bid’at olduğu ifade edilmiştir.

 

                                                                          

 Sehiv Secdesi

SORU: Tahiyyatı terk etmek sehiv secdesi gerektirir mi?

CEVAP:  Birinci veya ikinci oturuşta Tahiyyât(ettehiyyatü) okumanın terk edilmesi sehiv secdesini gerektirir. Çünkü vacib terkedilmiştir.

Birinci oturuşta teşehhütten sonra "Allahümme salli alâ Muhammed" dense sehiv secdesi gerekir. Kimilerine göre de "ve alâ âl-i Muhammed" denmedikçe sehiv secdesi gerekmez. Ebû Hanife’ye göre ilk oturuşta teşehhüt üzerine bir harf dahi eklenecek olursa sehiv secdesi gerekir. Kimileri de, birinci oturuşta teşehhüt üzerine ziyade, bir rükün eda edecek miktar olmadıkça sehiv secdesi gerekmez, sahih olan da budur demişlerdir.

Namazda Tahiyyât, salâvat ve zikirlerin açıktan okunması sehiv secdesini gerektirmez.(Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, 343; Diyanet, İlmihal, I/348)

Birinci oturuşta imam teşehhüdü hemen bitirip üçüncü rek`ata kalkarsa, muktedî (imama uyan) teşehhüdü tamamlamadan imama uymak için teşehhüdün bir kısmını terketmemeli; teşehhüdü okuyuncaya değin imama uymayı geciktirmelidir.

Birinci oturuşta teşehhüd tekrar okunsa, sehiv secdesi gerekir; son oturuşta teşehhüd ikinci kez okunsa sehiv secdesi gerekmez; üç dört defa okunacak olsa o vakit sehv ile uzunca bir süre beklenmiş olur ve sehiv secdesi vacip hale gelir.(Diyanet, I/348)

 

                                  Göz Damlası Orucu Bozar mı?

SORU: Göze dökülen ilaç orucu bozar mı?

          CEVAP: Göze damla damlatmak orucu bozmaz. Damlanın tadı boğazda hissedilse de oruç bozulmaz.(Zuhayli, Fıkhu’l-İslamiyye, III/186)