Deniz Feneri mağdurlarından mektup

  • GİRİŞ30.09.2008 09:32
  • GÜNCELLEME30.09.2008 09:32

                                  Deniz Feneri 

SORU:  Deniz Feneri Derneğinden aldığımız yardımlar kesilir mi?

 CEVAP: Son günlerde medyada yer alan Deniz Feneri hadisesi, msn. adresime bir çok é posta gelmesine vesile oldu. Bu é postalardan çoğu yoksul ve çaresiz insanlardan gelmektedir. Bu insanların her birinin ibret verici hikâyeleri bulunmaktadır.  

Dernekten aldığımız yardımlar kesilirse hayatımızı nasıl idame ettirebiliriz? Deniz Feneri vb. dernekler kapanırsa bizler ne yapacağız? Bizlere kim sahip çıkacak?  gibi soruların sorulduğu onlarca é postalar msn adresimi meşgul etmektedir. Bu hususu özellikle gündeme getirmem ısrarla talep edilmektedir.

 Kendilerini deniz feneri mağduru olarak tanımlayan insanlardan bir tanesinin é postası şu şekildedir:

‘’31 yaşındayım. Kas hastasıyım. Yürüyemiyorum. Hastalığımız her geçen gün artıyor. Kardeşimin durumu da benim gibi. Başkasının yardımı olmadan tuvalet ihtiyacımızı dahi karşılayamıyoruz. Aslında zihnimiz sapasağlam. Tekerlekli sandalye olsa, zihnimiz sağlam olduğu için bilgisayarla yapılabilecek işleri oturarak yapabiliriz.

Bu şekilde birkaç müesseseye iş başvurusu yaptık. Yürüyemediğimiz için bizi işe kabul etmediler. Hastalığımızın tedavisinin tıbben imkânsız olması ve yürüyemez olmamız müracaat ettiğimiz işlere kabul edilmemizi engelledi.  Annem bize bakmaktan dolayı çalışamıyor. Evimizin eşyası borçlardan dolayı haczedildi. Yakacak, yiyecek ve eşya olmadığı halde bir kış geçirdik. Etraftaki insanların yardımıyla hayata tutunmaya çalıştık. Çok büyük sıkıntılar yaşadık. Daha sonra bir tanıdığın bizi yönlendirmesiyle Deniz Feneri Derneğine müracaat ettik.

Dernek bize tekerlekli sandalye temin etti. Ayrıca yıllık gıda yardımı ve bir miktarda aylık temin etti. Düzenli olarak aylık ve gıda yardımı alıyoruz. Deniz fenerinin bu yardımı sayesinde hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Allah onlardan ve yardımseverlerden razı olsun. Çok şükür büyük sıkıntımız kalmadı. Fakat son zamanlarda Deniz Feneri Derneği ile ilgili televizyonlarda yapılan yayınlar bizleri de endişelendirdi. Geçenlerde tanıdıklardan birinin cep telefonuna şöyle bir mesaj gelmiş. Geçen yıl ramazanda yardım alan 523.658 kişiye bu ramazan yardım gönderilemedi. Bu mesaj endişemizi daha da artırdı.

Bize gelen yardımlar da kesilir mi? Bizim hayatımız deniz fenerinden gelen yardımlara bağlı. Eğer yardımlar kesilirse biz hayatımızı nasıl idame ettiririz? Önümüz kış. Yakacak, yiyecek ve her şeyimiz deniz feneri tarafından karşılanıyor. Geçmişte yaşadığımız kış kâbusunu tekrar yaşamak istemiyoruz. Benim istirhamım hayırsever zenginlerimizin Deniz Fenerine yardımlarını devam ettirmeleridir.

Bizleri düşünsünler. Bizler gibi yardıma muhtaç çok insan bulunmaktadır. Bu insanların çoğu deniz feneri gibi derneklerden aldığı yardımla hayata tutunuyor. Eğer Deniz Fenerinden gelen yardımlar kesilirse biz de Deniz Feneri mağduru olacağız. Bizler mağdur olmadan zenginlerimizin Deniz Feneri Derneğine yardımlarının devam etmesini ben ve benim gibi muhtaçlar talep etmektedir. Bu çağrımı köşenizde yayınlarsanız memnun olurum.’’

Okurumuzdan gelen é posta özet olarak bu şekildedir. Onlarca é posta adresime düşmektedir. Her birinin hikâyesi diğerinden daha üzücü durumdadır. Hepsinin isteği yardımlarının kesilmemesidir. Onların endişesi Deniz Feneri ile ilgili yayınlardan dolayı zenginler tarafından derneğe yapılacak yardımların kesilmesinden dolayı kendilerine verilecek yardımların da kesilmesidir. 

Okurumuzun bahsettiği gibi yardıma muhtaç çok insan bulunmaktadır. Bu insanlardan çoğu Deniz Feneri Derneği, Kimse Yok mu Derneği ve Can suyu Derneği vb. gibi kuruluşlardan yardım alarak hayatlarını idame ettiriyorlar. Son zamanlarda deniz feneri derneği ile ilgili yapılan yayınlar bu insanları endişelendirmektedir.

Yıllar önce birçok yoksul yardım için tarafıma müracaat etmişti. Bizler de tanıdığımız zenginlere bu yoksulları bizzat göstererek onlara yardım edilmesini sağlamaya çalışırdık. Lakin bizim bu yoksullara yaptırdığımız yardım devede kulak misali onların bütün ihtiyaçlarını karşılamaya kâfi değildi.

Kurumsallaşmadan ferdi olarak yapılan yardımlar yoksulların hayatını devam ettirebilmesi için çok yetersiz kalıyordu.

Hep şöyle bir şey arzulamıştım.

Neden sadaka kültürü kurumsallaşamıyor?

Geçmişte vakıflar sayesinde kurumsallaşan sadaka kültürü bu gün neden kurumsallaşmasın?

 Bu kadar muhtaç insan var. Kur’an sevdiğimiz şeylerden infak etmeyi, hadisler sadaka vermeyi emrediyor.

İslam’ın beş temel esası olan zekât zengin Müslüman’a emrediliyor.

 Tarihimiz vakıf medeniyetidir. Fakirler, yoksullar kaynağı hibe ve sadaka olan vakıflar sayesinde hayatını idame ettirmişler. Hatta sadaka kültüründen beslenen vakıflar sayesinde camiler, medreseler, hanlar, hastaneler, kervansaraylar, çarşılar vb birçok eserler meydana getirilmiş. Bu eserler bu gün yabancı misafirlerimize, turistlere, yabancı diplomat ve devlet adamlarına gururla sunduğumuz, onları gezdirdiğimiz eserlerdir.

Sadaka deyip de geçmeyelim. Hafif gördüğümüz sadakalar sayesinde nice kıymetli eserler ortaya çıkmıştır.

Bayramlarımızda infak etme var.

İbadetlerimizde infak etme var.

Medeniyetimiz ve kültürümüzde infak etme var.

Dinimiz infak etmeyi emrediyor.

Bu kadar alt yapısı olan, kurulan vakıflarla kurumsallaşan ve medeniyetimizin temeli olan sadaka kültürü neden bu gün kurumsallaştırılamıyor?

Bu soru zihnimizi tırmalarken Deniz Feneri Derneği, Kimse Yok mu Derneği vb gibi müesseseleri görmek yoksul insanlar adına beni de oldukça sevindirmiş ve umutlandırmıştı.

Sadaka kültürü bazıları tarafından hafife alınmaktadır. Sadaka kültürünün hem ferdi hem de toplumsal olarak birçok faydaları vardır. Konumuz olmadığı için bu husus başka bir yazıda kaleme alınacaktır. 

Şüphesiz her zengin tasaddukta bulunuyor. Zekâtını, sadakasını veriyor. Ancak yapılan yardımlar ve infak kurumsal hüviyet kazanmadığı için yoksullara faydalı olamıyordu.

Son zamanlarda Deniz Feneri Derneği, Kimse Yok mu Derneği ve Can suyu Derneği gibi isimler altında kurumsallaşan bu müesseseler yoksula ulaşmada ve onların ihtiyaçlarını karşılamada ve zenginlerin yardımlarının yoksullara ulaştırılmasında çok kolaylık sağlamıştır. Bu dernekler sayesinde artık yoksullara sahip çıkılabilmektedir.

Bu dernekler sayesinde zekât ve sadaka müesseseleri kurumsallaşmaya başlamıştır. Bizim arzumuz bu gelişmenin sürekli olması ve yüz yıllarca gelişerek devam etmesidir. Batılı ülkelerde kurulan müesseseler bin yıldır devam ettiği gibi bizde kurulan müesseseler de devam etmelidir.

Bu gün başlangıç noktasında start veren Deniz Feneri, Kimse Yok mu Derneği gibi müesseseler daha da gelişerek, daha fazla yoksula ulaşarak, daha fazla hayır ve hasenat yaparak, insanların daha fazla ihtiyaç hissettiği alanlarda faaliyet göstererek binlerce yıl neden hayatiyetini devam ettirmesin?

Ülkemizde kurulan ve güzel hizmetler sunan bu tür müesseselerin neden birkaç yıl içerisinde faaliyetlerine son verilsin?

İslam’ın beş temel esaslarından olan zekât müessesi ve ramazanda verilen fitreler vb. kıyamete kadar devam edeceğine göre, sadaka kültürü de kıyamete kadar devam edecektir.

Kıyamete kadar devam edecek olan sadaka kültürünü bu tür kurumlar aracılığıyla iyi organize etmek mümkündür.

Bu tür kurumların birkaç yıl değil de asırlarca sistemli ve düzenli bir şekilde hizmet etmelerini sağlayacak ortamların oluşturulması elzemdir.

 O halde bu tür derneklere hizmetlerini devam ettirebilmeleri için elimizden gelen yardımı yapmalıyız.

Bayram gününde yoksulları sevindirerek onların da sevincimize ortak olması için bu müesseselere yardım etmeliyiz.

Bu arada

Derneklerde görev alan yöneticilerden en alttaki çalışanına kadar dikkat etmesi gereken durumlar mevcuttur.

Büyük ve ağır aynı zamanda ulvi bir sorumluluğu üzerinize almak suretiyle beyaz bir elbiseyi giymiş bulunmaktasınız.

Beyaz olan elbisenize, iğne ucu kadar siyahlığın bulaşmasıyla elbisenizin kirleneceği kesindir.

 İçerden gelebilecek irin ve dışardan bulaşabilecek nokta kadar siyah bir leke bu elbisenizin kirlenmesi için yeterli olacaktır. Ufak da olsa bu lekeler –sinek mide bulandırır misali-bu kurumların yıpranması için yeterli olacaktır. İçerdeki irinleri elbiseye bulaştırmadan atmak ve dışardan gelebilecek nokta kadar da olsa siyah lekenin elbisenize bulaşmasını engellemek için daha hassas, daha dikkatli olmalısınız.

O kadar ki

Dışardan gelen leke tutmasa da izi kalacağı için asıl olan bu lekenin elbiseye bulaşmasını engellemektir.

Üstlenilen görevin hakikaten ağırlığından dolayı işinizin zor olduğunun farkındayız. Ama bu vazifeleri de birileri üstlenmelidir. Sizler bu ağır ve ulvi vazifelerin taliplisi oldunuz. Cenab-ı Allah bu ağır görevin altından kalkmayı sizlere nasip eylesin.

Âmin! 

Aksi takdirde 

Umudu olduğunuz milyonlarca insan hayal kırıklığı yaşayacaktır.
Umudu olduğunuz yüzlerce çocuk eğitim hakkından yoksun kalacaktır.
Umudu olduğunuz yüzlerce hastanın hayatı tehlikeye girecektir. 

msn. Adresime gelen onlarca çaresiz insanın é postalarından sonra bu müesseselerin hayatiyetini devam ettirmesi için yardımlarımıza ihtiyacı vardır. Bu ramazan bayramında aç, susuz, açıkta insan kalmaması için bu müesseselere ihtiyaç; bu müesseselerinde bizlerin yardımına ihtiyacı vardır.

Zira efendimizin de buyurduğu gibi ‘’ bir mahallede, bir şehirde, bir ülkede bir kişi aç kalırsa, o mahalle, o şehir, o ülke Allah’ın korumasından çıkar.’’ (Ahmet b. Hanbel, II/33) 

Allah’ın korumasına ise hepimizin ihtiyacı vardır. 

                                                    Zemim Defterleri 

SORU: Bayramlar mü’minlere nasıl bir sevinç yaşatır?

CEVAP: İhlâslı bir şekilde tutulan oruçlarla, kılınan teravih namazlarıyla, getirilen salât-ü selamlarla, samimi bir yakarış ve içtenlikle edilen tövbelerle, yapılan hayır ve hasenatla bütün mü’minler, kendilerini cennete götürecek erzakları yüklenmiş bir vaziyette bayram coşkusuna ulaşma keyfini yaşamaktadır.

 Bütün mü’minler ramazan ayının rahmet ve mağfiretini kuşanmış, içinde bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesinin bulunduğu son on günde cehennem azabından kurtulmayı ümit etmiş bir vaziyette ramazan bayramına kavuşma sevincini yaşamaktadır. 

Mü’minler, ya rabb! Boş gelmedim. İbadetlerimle, hayır ve hasenatımla, salih amellerimle, günahlardan arınmış bir şekilde ramazan bayramına ulaştım demenin gururunu yaşamaktadır. 

Ne mutlu rıza-ı ilah iye’ye uygun bir şekilde ramazan ayını ihya edenlere.

Büyük sevinçlerin, coşkulu neşelerin keyifle yaşandığı müstesna günler olan bayramlar, efendimizden (a.s) ashabına, ashap’tan ecdadımıza, ecdadımızdan günümüze kadar tek yürek halinde gönülden yaşanmaktadır.

 Bu bayramda mü’minler bir ay boyunca Allah rızası için tuttukları oruçların, eda ettikleri ibadetlerin ve yaptıkları hayır ve hasenatın yüce mevlaya ulaşmasının hazzını ve sevincini yaşamaktadır.

Bu bayram neşesini, coşkusunu ve sevincini etrafa saçar; hüzün ve kederi imha eder. 

Bu bayramda yerdeki karıncadan, semadaki yıldıza kadar her mahlûk sevinç içerisindedir. Bu sevinci ve neşeyi yaşayamayan ise şeytan ve yandaşlarıdır.  

Şeytan ve yandaşları, Allah’ın mü’min kullarının günahlarını affetmesinden dolayı inim inim inlerler. Mü’minlerin birbirlerine merhamet ve şefkat beslemesinden, maddi ve manevi yardımlaşmalarından dolayı öfkelenirler. 

Tek vücudun azaları mesabesinde olan mü’minlerin, ‘’iyilikte yardımlaşın; kötülükte ise yardımlaşmayın’’ ayet-i celilesini kendilerine prensip edinmesi, onların öfkelerini artırmaktadır. 

‘’Mü’min mü’minin kardeşidir.’’ Hadis-i şerifin ışığında bir mü’minin en fazla sevmiş olduğu şeyi, mü’min kardeşine infak etmesi, onların öfkelerinin tuzu, biberi olmaktadır.

Allah Teala bütün mü’minleri şeytan ve yandaşlarının şerrinden, öfkelerinden muhafaza eylesin.

Âmin 

Bu bayramda mü’minler rablerinden gelen mükâfatlarla sevinirler.

Rivayet edilen bir habere göre mü’minler için mükâfat olan cennet bu günde yaratılmıştır.

Bu gün mahlûkatın tamamı, Japonya’dan Çin’e, Çin’den Türkistan’a, Türkistan’dan Anadolu’ya ve Ortadoğu’ya, Anadolu ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kadar bütün mü’minlerin bir orkestra gibi koro halinde yüreklerinden gelen, yerden semaya yükselen, kâinatı inleten ‘’Allahu ekber, Allahu ekber. La ilahe illallahu vellahu ekber. Allahu ekber. Velillahi’l-hamd.’’ Nidalarıyla neşelenirler. 

Bu tekbirler hiç durmaksızın gün boyunca yeryüzündekileri ve gökyüzündekileri şenlendirecektir. Fahr-i kâinat efendimiz (a.s) şöyle buyurmaktadır:

‘’Bayramlarınızı tekbir getirerek şenlendiriniz.’’ (et-Terğib ve’t-Terhib, trc. 2/332)  

Bu gün komşular sevindirilmelidir.

 Ziyaret edilmek, ikramda bulunmak, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek suretiyle komşuların yüzleri güldürülmeli ve gönülleri kazanılmalıdır. 

Onların duaları alınmalıdır. 

Hatemü’l-Enbiya efendimiz(a.s) şöyle buyurmaktadır: ‘’Bir mahallede bir kişi aç kalırsa, o mahalle Allah’ın korumasından çıkar.’’ (Ahmet b. Hanbel, II/33)

Bu hadis-i şerifin muhtevasını genişletebiliriz. Bir şehirde bir kişi, bir ülkede bir kişi vs. aç kalırsa, o şehir, o ülke Allah’ın korumasından çıkar. 

Bu gün yoksullar sevindirilmelidir.

Mü’minlerin zenginleri, yoksulları sevindirmeden bu bayramın sevincini yaşamamalıdır.

Ecdadımızın bu hususta tüm medeniyetlere örnek teşkil edecek davranışları mevcuttur.

‘’Osmanlı döneminde ecdadımızın zenginleri ramazan ve bayram günlerinde mahallelerindeki bakkallara tebdil-i kıyafet giderler. Bakkallardaki zemim defterlerine (borç defterleri) bakarlar. Defterin başından, ortasından veya sonundan rast gele birkaç sayfayı açarlar. Borçluların borçlarını öderler. Allah kabul etsin deyip kendilerini tanıtmadan çıkarlar. 

Borçlu olan borcunun kim tarafından ödendiğini, borcu ödeyen de kimin borcunu ödediğini bilmez. Bakkallar sadece borcu ödenen kimseyi bilir. Borçlu olan kimseye borcunun ödendiğini müjdeler. Yani sağ elin verdiğini sol el duymaz. Bu şekilde yoksul insanlar sevindirilirler.

Bereketli, huzurlu, neşeli, birlik ve beraberlik içerisinde kardeşçe bir bayram eda etmek dileğiyle bütün mü’minlerin ramazan bayramını tebrik eder, sağlık ve afiyet temenni ederim.


Aslan ÇITIR / Haber 7
aslan.citir@hotmail.com

Yorumlar17

  • İpek can 1 yıl önce Şikayet Et
    26.08.2022 tarihinde doğum yaptım ve 1 haftalıkken eşim evi terk etti bebeğimle bir başıma kaldım lohusa halimle bana neler yaşattılar aldatıldım mağdur edildim evin kirasını ve diğer faturaları ödemedi çocuğumun ihtiyaçlarını karşılamadı ne yapacağımı bilemiyorum artık bebegim şuan 2 buçuk aylık mama içiyor sütüm stresten kesildi nolur bana yardımcı olun allah rızası için ihtiyaçlarımızı ve ev kirasını faturaları karsılayamıyorum görmezden gelmeyin isyanımı canı yanmış bir annenin feryadını duyun el uzatın bana
    Cevapla
  • hanim özdemir 4 yıl önce Şikayet Et
    virüs dolayisiyla isten cikardilar iki aydr issizim dulum hic bir gelirim yok ev kira iki aydir veremiyorum faturalarim iki aylik neolur bizide görün yardima ihtiyacim var allahh rizasi icin
    Cevapla
  • Sevgi 4 yıl önce Şikayet Et
    Ben boşanmışım korona nedeniyle işte ayrıldım yardıma çok ihtiyacım var bi öz abim var oda beni kovdu şuan övey abimde kalıyorum onunda üç var ben kendi ihtiyaçlarımı görüyorum ve çok ihtiyacım var
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Seda cüheroğlu 4 yıl önce Şikayet Et
    Yardım bekliyorum çocuklarım için eşim ugusturcu bağımlısı devamlı şiddet gördüm ev tutup çocuklarımda benide bırakıp gitdi çocuklarım küçük birisi anaokulu gidiyor birisi de 2 yaşında bebek evin kirasın faturalarim çocuklarım sütün bezinin alamıyorum eşya borçları da odeyemiyorum yardıminiz bekliyorum
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • tekin126 15 yıl önce Şikayet Et
    nekadar basit duşunen toplum olduk. yorum yazan arkadaşların yazdıklarını okuyorumda mantığa sığacak bışeymı allah aşkına fakir fukara için toplanan parayla gemi alınmış hiç buna ınanan varmı varsa hıç kusura bakmasın aklından zoru var bakırkoy ruh ve sınır hastanesıne gıtsın ıkıncısı kastedılen kişiyi türkiyede %47 oyla başbakan olan bırı dunyada sevılen sayılan bır lider bu kişiye çamur atıyorsunuz utanır insan azıcık sen oy vermedın ama eşın annen vermedıyse baban oğlun vermedıyse kızın verdı türkiyenın yarısı bu kişiye oy verdı
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat