1 
Kesin doğru. ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ 
‘Dünya 5’ten büyüktür’, ‘one minute’ten de büyüktür. 
2 
 Tayyip Erdoğan’ı dünya lideri yapan bu tavrı, bu ‘doğrucu davut’ söylemi ve duruşudur. Ancak Tayyip Erdoğan gibiler, 
BM Genel Kurulu’nda, BM’lerin ‘hükmü şahsiyeti’ne ve BM’yi ayakta tutan dinamiklere, devletlere bu kadar içerden ‘kral çıplak’ diye bağırabilir. 
Bu haykırış bugün bütün mazlum coğrafyalarda yankılanmaktadır. Bu haykırış bu güne kadar sesi çıkmayan/sesi çıkamayanların nihayet patlayan sesidir. 
Bu ses gücünü ‘her gün ölmektense; bir gün/bir sefer ölmeyi’ göze almaktan devşirmektedir. Bu ses gücünü zalim, haksız, acımasız odaklara karşı mazlumun, haksızlığa uğrayanın yanında hizaya geçmekten almaktadır. 
Bu ses gücünü adanmışlıktan ve inançtan almaktadır. Bu ses gücünü ‘dünya lideri’ olsan da ‘yaratılmış bir kul’ olma bilincini taşımaktan almaktadır. Bu ses bizim sesimizdir. 
Bu ses ‘sessiz yığınların sesidir.’ 
Bu ses bütün dünyanın ‘kimsesizlerin kimsesi’ne ait bir sestir. 
3 
Erdoğan, dünya sisteminin adaletsizliğine ilk ve en belirgin tepkiyi, Davos’ta, İsrail Cumhurbaşkanı’na ‘one minute’ çıkışıyla vermiştir. Ancak BM Genel Kurulu’nda ikidir ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çıkışı ‘one minute’ i aşan bir değere ve kıymete sahiptir. 
‘One minute’ te muhatap sadece İsrail Devleti idi. Bu kez ise muhatap dünyanın İsrailleşmiş bütün devletleri. 
Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin. Yani (başkaca üç-beş devletle beraber) dünyanın tüm emperyalistleri, zalimleri, despotları, hırsızları, katilleri, ahlaksızları v.s. 
4 
Bu vesileyle, 
Tam da bu meselenin özüne işaret eden, Hüseyin Besli’nin 18.08.2014 tarihinde Haber Türk Gazetesi’nde yayımlanan röportajından bir bölümü buraya almak istiyorum. 
“AK Parti değişti... Aktör de değişti aslında. Her ne kadar ezilmişin, ötekinin, mazlumun sesi de olsa, kaç dönemdir iktidar, muktedir tavır diline yansımış, o da ötekileştiriyor...”  Orada çok büyük, müthiş bir ustalık var. Görülmüyor, görmüyorsunuz. 
Neyi? 
Evet mazlumların, itilmişlerin ismi ama bugün merkezde. Ama hâlâ aynı dili kullanıyor. Neden biliyor musunuz? Dışarıda da bir merkez icat etti bir nevi. Başlangıçta Türkiye içindeki merkeze; oligarşik, derin devlete karşı duruyordu. Şimdi ise dışarıda BM nezdinde saldıracağı bir merkez yarattı. “Dünya 5’ten büyük” derken... BM’ye “Bu haksızlık” derken... Gazze derken, “One minute” derken... Dünyadaki merkeze karşı yine ötekileştirenlerin, kenarda olanların, mazlumların dilini kullanıyor. Bunu müthiş başarıyla yapıyor. 
İnsan bu kadar yıl iktidarda, muktedir olup nasıl mazlumu oynar ve inandırıcı olur? 
Oynarken tırnak içinde diyorsunuz herhalde. Dünyadaki mazlumların sözcülüğünü yapıyor. Kimse bunu ondan istemedi, ne Gazzeliler istedi ne Suriyeliler. Ama o bu tavrını sürdürüyor çünkü bu çok ama çok güçlü bir dil, siyaseten. Motivasyonunu da ayakta tutuyor.

Yazının tamamı için tıklayınız