ABD demokrasisinin problemleri

  • GİRİŞ12.01.2024 08:11
  • GÜNCELLEME12.01.2024 08:11

ABD kendisini dünyanın öncü demokrasisi olarak görmeyi ve göstermeyi seviyor. Soğuk Savaş döneminde de (1945-1991) ‘Hür Dünya’ denilen blokun sürükleyicisi ve lideri olarak muamele görürdü. Bu, ABD’ye dünyada demokrasiyi kurma, yayma ve koruma görevi veriyordu. ABD hâlen gerek Dışişleri Bakanlığı gibi resmî kuruluşları gerekse çeşitli yarı resmî ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla dünyadaki hemen her rejimi ve bu arada demokrasileri takip ediyor, değerlendiriyor ve raporlar yayınlıyor. Raporlarda demokratik ülkelerdeki demokrasi süreçleri ile temel hak ve özgürlükler bakımından problemler tespit ediliyor.

 

Bunu yapıyor olması ABD demokrasisinin mükemmel olduğunu ve hiç kusurunun bulunmadığını mı gösteriyor? ABD diğer ülkeler gibi kendisine de bakıyor mu? Dünyada ABD demokrasisini de değerlendiren kuruluşlar ve ülkeler var mı? ABD kendi uluslararası ilişkilerinde bu raporlarda yer alan değerlendirmeleri ölçüt olarak kabul ediyor mu? Yoksa bu raporları büyük ölçüde diğer ülkeleri baskı altına alma ve manipüle etme aracı olarak mı kullanıyor?
 

ABD demokrasisi dünyadaki her demokrasi gibi mükemmel olmaktan uzak. Klasik ve konjonktürel problemlere sahip. Bu problemler bir başka ülkede olsaydı ABD o ülkeyi rahatlıkla hiç demokrasi olmayan veya demokrasisi kusurlu ve tam özgürlüğün bulunmadığı ülkeler kategorisine alabilirdi. İş kendisine gelince hiç ses vermiyor.
 

ABD demokrasisinin klasik bir problemi seçim güvenliğiyle ilgili. ABD’de seçimler bizdeki gibi yargı gözetim ve denetiminde değil kamu bürokrasisinin gözetim ve denetiminde oluyor. Bu, ABD seçimlerini kamu görevlilerinin istismarına açık hâle getiriyor. Bir diğer problem, seçimin doğrudan değil iki kademeli olarak yapılması. ABD seçmeni başkanını doğrudan doğruya seçemiyor, onu seçecek heyetin üyelerini belirliyor. Bu, seçmene güvenmemenin bir yansıması. Daha da kötüsü, ABD’de seçimlerde oyların çoğunu değil daha azını alan adayın seçimleri kazanma ihtimâli!.. Bu meselâ  2016’da Trump’ın seçiminde gerçekleşti. Trump rakibi Clinton’dan yaklaşık üç milyon az oy almasına rağmen ikinci seçmenler heyetinde çoğunluk partisinde olduğu için başkan seçildi.
 

ABD demokrasisinin güncel problemleri de var. En başta gelenlerinden biri 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçi başkan adayı olması kuvvetle muhtemel Trump’ın maruz bırakıldığı muamele. Amerikan yargısındaki Demokrat Partili unsurlar Trump’ın önünü kesmek, seçimlere girmesini engellemek için çabalamakta. Kendisine tamamen siyasî motivasyonlu ve ciddî bir delile dayanmayan suçlamalar yapılmakta ve hakkında soruşturmalar başlatılmakta. Hâlihazırda iki eyalette -Maine ve Colorado- Trump’ın seçimlere katlamayacağı kararı alındı. Bu istikamette karar veren eyaletler büyük bir ihtimalle artacak ve nihaî karar ABD AYM’sine kalacak gibi görünüyor...
 

Son olarak başka bir yazıda daha ayrıntılı olarak ele almanın daha uygun olacağı bir probleme kısaca işaret edebiliriz:
 

ABD’de gerileyen ve bazı yerlerde tamamen yok edilen ifade özgürlüğü. Bu daha ziyade İsrail’in Gazze saldırısının ortaya çıkardığı ve hayatın her alanında beliren bir durum. Daha da ilginç olanı bu problemin ifade özgürlüğünün çok daha geniş olması gereken ve beklenen üniversitelerde boy göstermesi. Bu çerçevede hem Harvard ve Pensilvanya gibi üniversitelerin yöneticileri politikacılar tarafından baskı altına alınmakta hem de gerek bu üniversitelerde gerekse diğer bazı yerlerde öğrenciler ve yerine göre akademisyenler üniversite tarafından ifade özgürlüklerini kullanmama yolunda veya kullandıkları için baskılarla karşılaşmakta. Sırf bu bile ABD’nin ifade özgürlüğü bakımından demokratik standartlardan epeyce uzaklaşmış sayılmasına yeterli.
 

ABD demokrasisi, görüldüğü gibi, ciddi problemlerle karşı karşıya. Dürüst ve tarafsız bir değerlendirme ABD’yi, muhtemelen, bulunduğu yerden alır ve orta hâlli demokrasiler arasına sokar...

Türkiye gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat