Al-ver, Bosna’ya can ver

  • GİRİŞ07.09.2022 08:13
  • GÜNCELLEME07.09.2022 08:13

Bosna, coğrafi, tarihi, dini ve kültürel anlamda bize oldukça yakın.  İstanbul’un Saraybosna’ya uzaklığı, Trabzon’a olan mesafesi kadar. Kalpler arasındaki mesafe ise neredeyse sıfır.

Devletimizin ve milletimizin, Bosna’ya ve Boşnaklara karşı, çok büyük bir ilgisi var. Türkiye’de, Bosna ile ilgili bir haber, belgesel, seyahat programı veya ortak bir etkinliğin olmadığı bir gün yok gibi.

Buna rağmen, Bosna ekonomisi hakkındaki bilgilerimiz oldukça yetersiz. Aramızdaki fikri ve kalbi yakınlık, ekonomiye yansımıyor. Durumu tersine çevirmenin yolu, imkân ve noksanlarıyla, birbirimizi daha iyi tanımaktan geçiyor.

Bosna, Dayton Anlaşması’nın sırtına yüklediği, yapısal problemleri hâlâ üzerinden atamadı. Bölünmüş ve istikrarsız siyasal yapı, karar mekanizmalarındaki hantallık, yüksek oranlı işsizlik ülkenin en önemli sorunları.

Bosna’daki işgücünün yarıdan fazlası hizmet, üçte biri sanayide, geri kalanı tarım sektöründe istihdam ediliyor. 

Nüfusunun önemli bir kısmı gençlerden oluşuyor. Üniversiteye giden öğrenci sayısı gittikçe artıyor. Eğitimin yanı sıra, inşaat, bilişim ve sağlık sektörlerinde ciddi bir açık bulunuyor.

Bosna’ya yönelik doğrudan yabancı yatırımların; yüzde 35’i imalat, yüzde 21’i bankacılık, yüzde 15’i telekomünikasyon, yüzde 12’si ticaret, yüzde 6’sı hizmet ve yüzde 2’si turizm sektöründe.

Bosna’ya en fazla yatırım yapan ülkeler arasında, Avusturya başı çekiyor. Onu Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Almanya, İsviçre ve Hollanda takip ediyor. Türkiye ise dokuzuncu sırada. 

Bosna ile Türkiye arasında, Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında, gümrük vergisi muafiyeti uygulanıyor. Buna rağmen anlaşmanın sağlandığı imkânlardan yeterince istifade edilmiyor.

Bosna’da Ziraat Bank BH, THY, Şişecam Soda Lukavac, Natron-Hayat, Cengiz İnşaat, Nobel Lijek, Akmaya Bosnia ve Bilim Pharmaceuticals başta olmak üzere, 40 civarında Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Yatırımların toplamı 145 Milyon Dolar civarında.

Türkiye ile Bosna arasındaki toplam ticaret hacmi, 2021 yılında, 850 milyon dolara yaklaştı. Hedefimiz 1 milyar dolar. Ancak Sırbistan ile aramızdaki toplam 3 milyar dolarlık ticaret hacmi ve 5 milyar hedefi ile karşılaştırıldığında, oldukça yetersiz.

Bölgenin en önemli geleneksel enerji ihracatçılarından biri olan Bosna’da, üretilen elektriğin yüzde 40’ı hidroelektrik santrallerde ithal petrol ve doğalgazdan, geri kalanı ise termik santrallerden sağlanıyor. 

Bu ülkede Bosna rüzgâr santralleri için uygun rüzgârlı alanlara, biomas enerjisi için yeterli ormanlara ve güneş enerjisi için yüksek güneşli gün sayısına da sahip bulunuyor.

Bosna’daki elektrik enerjisi ticareti 2009, dağıtımı ise 2015’ten beri özel sektöre açık. Üç kamu işletmesinin yanı sıra, birçok özel firma elektrik ticareti yapma lisansına sahip bulunuyor. Tüketiciler, elektriği kimden satın alacaklarına kendileri karar veriyor.

Bosna’da hidroelektrik santrali kurulabilecek on civarında nehir bulunuyor. Toplam hidro enerji potansiyeli 6 bin MW. Bu potansiyelin, sadece yüzde 35’i kullanılıyor.

Devlet, elektrik üreticilerine 12 yıllık alım garantisi veriyor. ÇED izni, ortalama 1 ayda alınabiliyor. Avusturya, Çin Slovenya, Malezya ve Almanya’nın, bu ülkedeki çeşitli HES projeleri için girişimleri bulunuyor.

Bosna, zengin maden rezervlerine sahip. Linyit ve kahverengi kömür çıkarımı, ülke ekonomisinin anahtar sektörleri. Ayrıca 750 milyon ton demir, 11.7 milyon ton civarında çinko ve kurşun rezervi olduğu düşünülüyor. Ayrıca tuz, barit, kireç, kalay ve düşük kaliteli boksit yatakları bulunuyor.

Bankacılık, ülke ekonomisinin hızlı gelişen sektörlerinden. Alman, Avusturya, Slovenya ve Hırvatistan kökenli bankaların yanı sıra Ziraat Bank BH da bu sektörde hizmet veriyor.

Telekomünikasyon, savaştan sonra en hızlı toparlanan sektörlerden birisi oldu. BH Telekom, Telekom Sırpske ve Eronet isimli üç büyük GSM operatörü bulunuyor.

Bosna’da 21 kamu ve 4 üniversite hastanesi bulunuyor. Toplam doktor sayısı 6 bin civarında. Görüldüğü üzere, sağlık sistemi oldukça yetersiz.

Bosna tarihi, kültürel ve dini merkezlerinin yanı sıra, el değmemiş doğası; dağ ve kış turizmi ile büyük bir turizm potansiyeline sahip. Çok sayıda termal ve mineral su kaynakları da bulunuyor. 

Bosna’da, eski Yugoslavya döneminden kalma, pek çok otel ve turizm tesisi atıl halde bulunuyor. Bu ülkeye, ülkemizden giden turist sayısı ise oldukça fazla. Buna rağmen Türkiye’nin, Bosna’da beş yıldızlı bir oteli dahi bulunmuyor.

Bosna’nın yüzde 48’i orman arazisi. Koltuk, ahşap malzeme, ev mobilyası ve ham kereste üretimi için yeterli imkân bulunuyor. 

Ülkenin birçok şehrinde tarımcılık yapılıyor. En çok yetiştirilen tarım ürünleri mısır, yulaf, arpa, pamuk, tütün ve üzüm. 

Tarım arazileri, organik tarıma oldukça müsait. Özellikle ahududu, böğürtlen, yabanmersini ve çilek üretimine rağbet gösteriliyor. 

Bosna, 10 bin civarındaki meyve bahçesiyle, kaliteli meyve suyu üretimi için iyi bir potansiyele sahip. Ancak mevcut üretim kapasitesi, iç tüketimi bile karşılamıyor.

Bosna’da, AB normlarında, yüksek kalitede alabalık üretimi de yapılıyor. Ancak yaygın geleneksel balıkçılığın geliştirilmeye ihtiyacı var. 

Velhasıl: Bosna, sıkıntılarının yanında, cazip imkânlara sahip. Türk sanayici ve iş adamları, biraz sabır ve gayretle, bu ülkede başarılı olabilir. İki ülke arasındaki ticaret hacmini çok ileri seviyelere çıkarılabilir.

YENİ AKİT

Yorumlar1

  • Hasan 1 yıl önce Şikayet Et
    Bosnaya kimlikle gidip gelme olayı harika oldu.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat