O kadın çocuklarınızı okutacak
- GİRİŞ29.06.2008 00:01
- GÜNCELLEME29.06.2008 00:01
O kadın önce açığa alındı peşinden 1 yıl kademe ilerlemesi gibi ağır bir ceza(!) verilerek görevine iade edildi.
Cezayı veren makam Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'Yüksek disiplin Kurulu'.
Medyanın konuyu kamuoyu vicdanına taşımasından sonra ancak olaydan haberi olan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik mevcut durum karşısında yeni bir değerlendirme yapılacağını açıkladı.
Herkesin meslekten men cezası beklediği bir öğretmene verilen cezanın şekli ve hafifliğinin bir ödül gibi altın tepside O'na sunulması eğitim camiasının ciddi yaralar almasına neden olmuştur.
Milli Eğitim Bakanlığı'na olan güven derin yaralar almıştır.
Halbuki, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in çok daha önceden , 'kamuoyunun endişelerine katılarak' yeni bir soruşturma açılmasına gerek kalmadan Y.Y.' nin durumunun değerlendirilmesinde böyle karar çıkmasına müdahale etmesi gerekmiyor muydu?
Bu kararı veren kurul üyeleri ise böylesine hassas bir konuda toplumun vicdanını rahatsız edecek bir uygulamanın sorumluluğunu nasıl üstlenecek dersiniz?
Doğru yanlışa teslim edilerek, adalet yerini bulmaz.
Küçücük beyinlerin şekillenmesinde en büyük paya sahip olan öğretmenlerimizin hakları hiç kuşkusuz inkar edilemez.
Beyinleri şekillendiren bir öğretmenin eşini aldatması kendi ahlaki sorunudur. O'nun ahlaki boyutunu yargılamak kendi vicdanının muhasebesine bırakılmalıdır. Ama yapmış olduğu aldatma olaylarının bir kitapla kamuoyunda paylaşması artık bu kadının çocukların yanından uzaklaştırılmasının zamanının geldiğine işaret etmektedir.
Bugün Milli Eğitim camiası 'Yüksek Disiplin Kurulu' tarafından verilen bu karardan sonra 'kamu vicdanı' tarafından suçlu bulunmuştur.
Çıkan bu kararda Y.Y.'nin 'kademe ilerlemesinde men cezası' lehinde oy kullananlar, önlerine gelen ciddi dosyalar karşısında ne kadar büyük hata yaptıklarını göstermiştir.
Bu kararı veren disiplin kurulu üyeleri böylesine hafif bir ceza verdikleri bir öğretmeni kendi çocuklarının okuduğu okullara tayin ettirip evlatlarını onun eline teslim edebilirler mi?
Eğer kararlarında samimi ise bu kurul üyeleri 'kamu vicdanını' rahatlatmak adına bizlere de bir açıklama yaparlar. Onlar bu samimi hareketi de yaparsa konu da kapanmış olur.
O kadın kimsenin çocuğunu okutamaz okutursa 'kamu vicdanı' ahlaksızlıklara göz yummak zorunda kalır.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik yeniden açtırdığı soruşturma sonrasında 'kamuoyunun endişelerini' giderse bile akıllarda acil cevap bekleyen birkaç soru var.
Bir, Y.Y.'nin alt birim sorgulamalarında verilmesi gereken cezanın tarifi müfettişler tarafından 'meslekten men' iken Yüksek Disiplin Kurulu neden 'oy çokluğu' ile 1 yıl kademe ilerlemesi men cezası kararı almıştır.
İki, oy çokluğunda alınan karardan yana oy kullanan her kurul üyesinin gerekçesi kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Meslekten men cezasının verilmemesinin ayrıntılı gerekçeleri açıklanmalıdır.
Üç, kurulda görev yapan bu üyeler tarafından geçmişten bu güne alınan kritik kararlar tekrar gözden geçirilecek mi?
Duyarlı medya uyarmamış olsa idi bugün açılan yeni soruşturma olmayacak ve o öğretmen görevi başında yeni ve ahlaklı(!) bir nesil yetiştirmeye devam edecekti.
Yarın bu ülkede duyarlılığını yitirmiş medyanın katkıları ile birileri namuslu yaşamı suç saymaya başlarsa şaşırmamak gerekiyor.
Yorumlar2