Ama Dokuz Eylül Üniversitesi’ne  Profesör Mehmet Füzün rektör atanmış…

“Cumhurbaşkanı Gül’ün tarafsız olacağına inanmıştım” düşüncesinin "paradoks" mantığın bir ürünü olduğunun gözden kaçmaması gerektiğini düşünüyorum.

Sadece kendimizi ilgilendiren konularda "pozitif düşünce" geliştiren toplumların başında geliyoruz nedense.

Sokaktaki insanı, Üniversitedeki Profesörü, berberi, sanatçısı milletimin her ferdi nedense sadece kendisi için iyi olabilecek konularda tarafsızlık ve iyi niyet beklentisi içerisinde oluyor.

Profesör Sedef Gidener de almış olduğu yüzde 47’lik oyunu yapmış olduğu bir röportajında çok hızlı bir şekilde AKP düşmanlığı ile bağdaştırmış ve kendi atanmamasının ardına bir takım parti çıkar ilişkilerini eklemeyi büyük bir ustalıkla becermiş.

Güya Profesör Mehmet Füzün ailesinden AKP’li birisinin torpili ile rektör olmayı başarmış. Akhisar teşkilatındaki akraba aslına bakarsanız Füzün’ün atanmasına çok etkili bir rol oynamış Gidener'e göre.

Sadece AKP Akhisar teşkilatındaki yöneticilik bile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ataması için yeterli ve önemli(!) sebep tabiî ki değil mi Gidener? Ayrıca sizin kendizi  tekzip ettiğiniz şu cümlenin de altını çizmek gerek: “ Füzün AKP’li değil…”

Akıllar çok karışık, bir o kadar da toplumu ile savaş halinde…

Gidener, “türbanlı doktora karşı çıktığını” belirtmiş.

Dokuz Eylül Üniversite Eski Rektörü Emin Alıcı’nın sonradan ben söylemedim dese de uzun süre gündemimizde kalan “Matbaayı Müslüman olmayanlar kullandı, gelişti. Keşke o zamanlar Anadolu Müslüman olmasaydı" sözlerini ve siyasallaşan üniversitenin yöneticileri arasında olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor Sayın Gidener’e…

Üniversiteyi bilimden uzaklaştırırken, siyasallaştığının farkına varmayan insanlarımız yerlerini başkalarına devir ederlerken hep birilerini de "ağır töhmet" altında bırakmayı ihmal etmiyorlar.

Bu kez de töhmet altında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bırakılmaya çalışılıyor.

Gidener’in Başhekimi olduğu fakülte de “katarak” ameliyatına gelen bir hastanın  “rahmi” alınmadı mı?

“Türban”  bakışında katı tutumu  ve siyasal demeçler ile bu ülkeyi germe noktasına getirdiğini bir kez daha hatırlatmak lazım Profesör Sedef Gidener'e.

Artık bu ülkede siyasal kutuplaşma peşinde olanların değil, bilimsel düşünceleri ile öne çıkmış  bilim adamlarının desteklenmesi gerektiğinin herkes farkına vardı.

Kendiniz için istediğiniz o sandıktan çıkma lütfunu röportajınızda küçük üniversitedeki rektör adayları için neden düşünmediniz?

Yüz kişiden az olan öğretim görevlisinin olduğu üniversitelerde seçim yapmama gerekliliği düşünceniz acaba siz o üniversitede olsanız geçerliliğini korur muydu ne dersiniz?

Bilim adamları sadece kendisi için güzel olan düşünceler peşinde olmamalı aksine tüm toplumun hakkını gözetmek zorundadır.

Siyasallaşan, sadece kendi koltuklarını koruma derdine düşen, toplumun değerlerini eleştiren rektörlerin yerine toplum değerlerine sahip çıkan ve saygı duyan bilim adamlarımızın üniversiteleri yönetme zamanı gelmedi mi yoksa?

Ayhan Kıskaç

ayhan.kiskac@hotmail.com