Hiç kimse yarın yerel seçimlerden AK Parti zaferle çıktığında bu başarıda benim payım var diye övünmeye, kendine paye çıkarmaya çalışmasın.

Yerel seçimlerde AK Parti’nin başarılı olmasına etkili olan iki başarı unsurundan bahsetmek istiyorum.

Birincisi; Bu noktanın altını çizmek istiorum öncelikle. Davos’ta çıkışı ile Dünya gündemine oturan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın o tutumunun ne kadar önemli olduğunu sanırım herkes hatırlıyor.

Bu ana kadar AK Parti’nin çıkış trendi içerisinde olduğunu savunanlar bazı gerçeklere ne kadar uzak duruyorlarsa bu gün yerel seçimlerde trendin CHP’nin aleyhine çalıştığını da adeta görmezden geliyorlar.

Seçime “yasak savma” mantalitesi ile bakan bir zihniyet oluştuğunu ve bunun en çok AK Parti cephesinde rehavet oluşturduğunu hatırlatmam sanırım birçok kişiyi de rahatsız edecek.

Katılmasalar da gerçek bu.

AK Parti karşısında ciddi muhalefet yapamayan ve derli toplu görüntü içerisinde olmayan bir CHP seçimde kendi başarısızlığından ziyade rakiplerini güçlendirmiş olacak.

Israrla “Mazbata günün bekleme” zihninde oluşturmuş olan AK Parti’li arkadaşların nereye kadar bu başarısını sürdüreceği ise ayrı bir tartışma konusu.

AK Parti cephesindeki en önemli etken şüphesiz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bitmez tükenmez enerjisi.

Tek başına çalışan ve 60 mitingde halka hitap edecek olması yan gelip yatanlara biraz daha miskinleşme şansı vermiş durumda şimdiden.

İkinci önemli paye ise; CHP’nin çarşaf açılımında takınmış olduğu tutum.

29 Mart’a hazırlıksız giren tek parti görünümünde CHP.

Eline geçen her fırsatı medya aracılığı ile  “açılım” olarak sunanlar, açıldıkça battı, battıkça da çıkış yolu bulamadı.

Ardına aldığı olumlu rüzgar bir anda samimiyet eksikliğinden ve beceriksizlikten dolayı tam bir “seçim kabusuna” dönüştü bu parti için.

CHP Bağcılar’da yaşanan “Çarşaflıya dayak” hadisesinde işin partinin disiplin kuruluna intikal ettirilmiş olması bile burada “karizmasını” kurtarmaya yetmedi.

İmajın kurtulma şansı Bağcılar’da dayak atanların o meydanda sallandırılması bile olsa bu “lekeyi” temizlemeye yetmeyecek gibi.

AK Parti cephesinde Recep Tayyip Erdoğan mitingleri ile dikkati çekerken.

Asıl ona yardımı CHP’nin plansız ve gerçekten alt yapısını hazırlayamadığı ve “git gide hırçınlaşan” açılımları yapmaktadır.

Bağcılar’da cereyan eden olay CHP’li birisinin çarşafta samimi değil bunlar diyerek ispatını gösterdiği “Kur’an ve Çarşaf açılımına” artık son noktayı koydu.

Geride ise AK Parti’nin birçok noktada çalışma motivasyonunu mitingler dışında elden bırakmış mutlu kitlesi kaldı.

Yapısını incelediğim birçok ilçede aslına bakarsanız AK Parti’nin içinde de sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Teşkilatlar istemedikleri adayları destekliyor görünse bile arazi de sıkıntılılar yaşandığına yakından tanık oldum.

Gözlem noktasında ele aldığımızda hiçbir seçim bu kadar sönük değildi ve böylesine sessiz bir ortamda kalmamıştı. Mitingleri dışında.

Böylesi rehavet içerisinde AK Parti’nin seçimlerde kan kaybetmesini bekleyenlerin ise daha çok bekleyeceğini şimdiden görür gibiyim.

Yata yata seçim nasıl mı kazanılır dersiniz?

İşte bu kazanımın sırrı AK Parti İstanbul Milletvekillerinden birisinin söylediği gibi “Abim sağ olsun” sözünün içerisine gizlenmiş durumda?

Erdoğan’ın tek başına çabasına birde CHP’nin açılımlardaki “açmazı” ve hırçın politikası eklenince seçimin rotası belli oldu gibi.

“Davos’un çarşaf yaveri” seçimin sonucunu bugünden etkiledi.

Geride ise bir sonraki seçime daha da miskinleşecek bir teşkilatın sinyalleri kaldı.

Ayhan kıskaç

ayhan.kiskac@hotmail.com