Bahçeli siyasi geleceğine ipotek koydu
- GİRİŞ11.02.2010 01:11
- GÜNCELLEME11.02.2010 01:11
Seçim çözümse eğer…
Buyrun Halep oradaysa arşın burada.
Şunun şurasında ne kaldı ki 2011’e.
Herkes boyunun ölçüsünü alacak değil mi?
Meclisi 3 partiden ibaret görmeye alıştık alışmasına da, yeniden koalisyon diyenlerin de sanırım geçmiş siyaset günlerine olan özlemleri onlara halisünasyonlar gördürüyor.
Tek parti hükümetlerinin bu ülkenin zararına olduğunu savunacak kaç kişi çıkar.
Koalisyonlar bize az mı acı çektirdi?
Dün böyle idi, bugünde, yarında…
Beğenip beğenmemek, görüşleri benimseyip, benimsememek kişilerin kendi düşüncesinden ibaret ama…
Memleketin tam kaosa sürükleneceği dönemlerde güçlü hükümetler istemedik mi?
Geçmişte MGK’da fırlatılan kitapçıkla Ahmet Necdet Sezer’in canı yanmamıştı. Bir millet krizin içerisinde yaşam mücadelesine itilmişti.
Ocaklardaki aşların ateşini söndüren, yürekleri kor yapan o hükümetin başındaki Ecevit’e yapılan zulümlere ne demeli?
Ömrünün son günlerini dinlenerek geçirmesi gereken o adam adeta süründürülerek Başbakanlığın merdivenlerinden çıkarılmamış mıydı?
Ve o insanın bedeninde bir ülkeye nasıl hakaret edildiğini görmedik mi?
Allah Rahmet eylesinden başka ne denilebilir ki?
Canlarımız yandı krizlerde.
Semt pazarlarında ‘keşke gelmez olsaydım diyen’ bir kadın vardı o dönemde haberini yaptığım.
Sesi hep kulaklarımda çınlar.
Mahvolmuş bir ülkenin bir semt pazarında atıkları toplayan o kadını, çöpler toplanmadan önce çıkmıştı sokağa.
İçler acısı bir durumdu.
Açlık, sefalet, protestolar, intiharlar ve yazar kasa atmalar…
Hafızalarınız tazelensin istedim.
O dönemde milliyetçilik söylemlerinin etkisi altında 'altın kafeste' sunulmuştu hükümet koalisyon ortaklarına.
Hiç zamanında yapılan bir seçim hatırlayan var mı?
Seçim ekonomilerinin dibe çektiği ülkeye ne demeli?
Tüm bunların ardından ithal Kemal Derviş’le ilgili bir şey bilmiyorum diyen kaç insan var?
Sevgili kurtarıcımız Derviş.
Başbakan’ın seçim tarihi konusunda direnişi bundan dolayı tam destek görüyor benden.
Ama tüm bu direnişe rağmen seçimden çok önce başladı gerginlik.
TBMM’deki gergin oturum sonrasında grup konuşmalarında yaşanan atışmalarda Bahçeli’nin yaptığı tehdit hiç yabana atılır gibi değil.
Son iki olay Bahçeli’nin vatandaş gözünde 'siyasi geleceğine ipotek' koymaya yetti. Oysaki meclise yakışan o beyefendi kişilikte giderayak yerini kabalığa bırakıyordu.
Bahçeli’nin 9. Haçlı seferi benzetmesi TBMM içerisinde kimliği ne olursa olsun, kime söylenirse söylensin yenilir yutulur bir açıklama olamazdı.
Yakışmadı sayın Bahçeli…
Türkiye'yi krizlere sürükleyen o hükümet döneminde bile böyle sözler sarfedilmedi.
Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin dediğimiz o meclisten kim olursa olsun birilerine böyle bir benzetmeyle yaklaşmanız hiç yakışık almadı.
Milliyetçilik diyordunuz ya vatandaşında milliyetçilik duygularını Haçlı benzetmesi ile kendinize ve partinize karşı kabartmış oldunuz.
Bu arada MHP için Genel Başkan adayı olan Hakkı Şafak Ses’in bir iddiası var oda şu: ‘Başbuğ (Türkeş) asla sağ partiler ile kavga içerisine girmedi ve bizimde girmemizi istemezdi. Çünkü sağ seçmen bugün AKP’de yada farklı bir sağ partide olabilir ama yarın bize gelmemesi için önünde bir ipotek yok.’
Haçlı benzetmesi Ak Parti nezdinde söylenmiş olsa bile MHP’nin tabanını da ciddi anlamda rencide etmiştir.
Daha ne denilebilir ki?
Unutmadan Ak Partilileri buradan uyarayım. Sakın mecliste Bahçeli’nin 1 metre yakınından geçmeyin, Yüksek gerilime çarpılırsınız.
Sonra Haçlıların uğradığı akibete uğramayın!
O haçlılar geçmişte Abdullah Öcalan'ı da Bahçeli'nin elinden alıp idam ettirmemişti!
Hatırlamışken Anayasa kitapçığı fırlatan Ahmet Necdet Sezer Devlet Bahçeli'nin hiç 1 metrelik mesafesinde olmadı.
Bu meclis daha çok olaylara gebe kalacak. Allahtan seçime az kaldı. Liderler seçim bölgesi, mitingler derken fiziki kavgaya ve 9.Haçlı Meydan Muharebesine vakit ayıramayacak.
Tam meclisteki bu kavganın Rahmetli Menderes’in yakasını tutan ve siyaset tarihinde Hizipçilik suçlaması ile karşı karşıya kalanı Baykal en çok faydayı elde etti diyordum ki oda bombayı patlattı.
Baykal'ın 'Erdoğan’ın Fransa gezisinde Başörtülü eş istenmedi' iddiası daha şişmeden çifte yalanlama ile patlayan balon oldu.
CHP’nin başörtü düşmanlığı da birkez daha kendini gösterdi.
Ne denilebilir ki?
Devlet Bahçeli'nin zaman içerisinde Türkeş’in sağ partilerle asla kavga içerisinde olmayın diyen anlayışı yok edişine tanıklık ediyoruz.
MHP Ak Parti ile kavgaya tutuşurken Cüppeli Ahmet’le telefonda konuşarak hidayete eren! Baykal'ın da 'hala başörtüsü üzerinden' siyaset yapmasına ne demeli?
Ayhan Kıskaç /Haber7
ayhan.kiskac@hotmail.com
Yorumlar18