Farklı bir şehir efsanesi


Niyetim kimseyi üzmek değil. Sadece bayram günü biraz geçmişe dönmek.

Hani adına nostalji denilen bir duygu var ya... Onu yaşatmak. Olan oldu, su yolunda yürüdü. Kimse kimseye eski düşman da değil. 35 yıl öncesine gideceğim. 70'li yıllardaki İstanbul'a...

Sezen Aksu'nun zirve savaşı verdiği günlere... Hatta kendini kabul ettirmeye çalıştığı günler. Ama işi çok zor idi. Her sabah en az bir saat telefon muhabbeti yapardık. Makus talihini kıracak yollar arardı. Karamsarlığa kapılmakta, üzülmekte çok haklı idi. Rakiplerinin durumuna bakar mısınız?

 Zirvedeki Ajda Pekkan kale gibi idi. Çünkü kız kardeşi Semiramis Pekkan Milliyet Gazetesi'nin o zamanki sahibi Ercüment Karacan'ın eşi olmuştu. Ajda da Milliyet'in baldızı. Mehmet Ali Birand çok iyi anımsar o günleri. Nükhet Duru ise Hürriyet'in o zamanki patronu Erol Simavi'nin kolları arasına girmiş, kraliçe gibi idi. Mayolu fotoğrafları bile arşivden kaldırılmıştı. En garipleri Nilüfer ise Musevi cemaatinin himayesinde idi. Akıl hocası Nino Varon, Dany Grünberg filan.

Zaten Nilüfer'in ilk flörtü de yapım firması da Musevi'dir. Eurovision'a gitsin diye uğraşılıyordu. Arkasında kimse olmayan Sezen'in tek silahı şarkıları idi. Bugün bile her fırsatta söylediğimiz şarklıları...

Saçlarını erkek gibi kısacık kestirmişti. Kadından çok erkek çocuk gibi idi. İşte tam o günlerde çok yakışlıklı bir delikanlıya kalbini kaptırdı. Delikanlı Taksim'deki o zamanki adı ile Etap Pulman'ın (The Marmara Oteli) gece müdürü olan Üstün Doruk'a kör kütük aşık oldu, gözü bir şey görmüyordu...

Üstün de maşallah Kadir İnanır'dan on misli yakışıklı idi. Sezen biliyorsunuz duygu arsızı, sevmek ve sevilmek için bu dünyaya gelmiş, sevmezse yaşayamayan çok özel bir insan. Ve mangal yürekli. Aşkını üzerine gitti gitti. O şarkı sözleri başka kişilikte olsa çıkar mı?

Eee... Ben ve benim gibi birkaç magazinci için de bu çok önemli olaydı. Günlerce peşinden koştuk, kitap olacak kadar yazdık. Ama Üstün ne hikmetse, nikah masasına oturup da 'evet' demedi. Belki biz öyle biliyoruz. Gerçek tam tersi. Bence bu aşk ve sürpriz final Sezen Aksu'nun hayatındaki en önemli kilometre taşıdır.

'Çok istediği halde evlenmediği veya evlenemediği tek erkek Üstün Doruk' dersem yalan olmaz. En azından mantıklı bir iddia... Ama birbirlerini çok sevdiklerine de eminim. Sonunda ikisi de ağlayarak bu işi bitirdi. Galiba Üstün, Sezen'in bir tarafını sevmemişti.

Ama öyle mert delikanlı ki, medyaya tek kelime açık vermedi. Bunu ancak kendisi biliyor. Çok kısa bir süre sonra da o günlerin en kibar, en popüler ve de asil güzel mankeni Neslihan Danışman ile evlendi. Neslihan da Sezen'in tam tersi bir karakterdir. İki yıl sonra da kızları oldu. O zamandan beri Neslihan Üstün örnek çifttir. Allah ayırmasın çok mutlular. Kızları Zeynep ne oldu?

Çok ilginç Zeynep de şarkıcı oldu. İki yıldır Ajda Pekkan'ın konserlerinde arkasında vokal yapan iki kızdan biri. Zeynep, İtalya'da bile müzik eğitimi aldı. Mükemmel sesi var. Bazen TV programlarına konuk oluyor. Ajda ablasının yanında yavaş yavaş pişiyor. Yakında star şarkıcı olacağına kesin emin olun. Peki Zeynep, Sezen ablasının yanına sokuluyor mu veya görüşüyorlar mı? İnanın bu konuda hiçbir şey bilmiyorum. Sadece tahmin ediyorum. Zeynep, Üstün ile Neslihan'ın kızı ise...

Ölse de Sezen ablasına gidip ne beste ister ne yardım. Annesini üzmemek, babasının onuru için... Bu da böyle bir şehir efsanesi. Ne kadar üzücü. O günlerdeki magazin gazetecisi hiç kalmadı. Ya öldüler, ya bu zor dünyaya dayanamayıp başka işlere kaçtılar. Kolay mı bazı ruh hastası şarkıcılar ile uğraşmak.


Aykut IŞIKLAR / Bugün
aisiklar@bugun.com.tr