Başörtülü biri ne yazar ne yazamaz?

Bu soru her aklıma geldiğinde dudaklarıma bir gülümseme konar. Üstelik yüzüme bu gülümsemeyi konduranlar arasında yazdığım her kelimeyi tek tek fotoğrafımdaki başörtümün yanına koyup 'uyum' testinden geçiren okuyucular da var.

Ama sadece onlar değil ki!

Başörtülü biriysen  doğal olarak her zaman bu uyum testinden de geçersin. Yazılarında dedikodu var mı, birilerine haksızlık yaptın mı, birinin arkasından konuştun mu,cinselliği çağrıştıracak bir cümle sarf ettin mi, namazını kıldın mı, gözüne kalem çektin mi, mizah dergisi okudun mu, dizi seyrettin mi.. gibi günlük hayatın içinden geçen her hal ve her durumdan başörtünle birlikte sorgu suale çekilirsin de ‘orada ne oluyor’ demek kimsenin aklına gelmez.
Bu halleri fazlasıyla yaşamış biri olarak bu durumdan çıkardığım dersleri başka bir güne saklıyorum.Çünkü sözüm –şimdilik- bu uyum testine tabi tutalan başörtülülere değil, tam tersine başörtüsüyle uyumsuz düşecek halleri teker teker tespit edip bu durum üzerinden prim yapan gazetecilere!
Bir ara modacı  Dolce Gabanna, seksapel giysiler içine soktuğu mankenlerin başlarına örtü takarak onları nasıl defileye çıkardıysa aynı mantıkla dikkatleri üzerlerine çekmek isteyen bazı gazeteciler de şimdiler de başörtüsü takarak ortaya çıkmaya başladı.Üstelik her geçen gün aralarına yeni biri daha katılıyor.

Ben ise bu durumu kahkaha efektleriyle sit-com izler gibi izliyorum.

Mesela bugüne dek yatak odası hikayelerini anlatmaya bayılan biri olarak tanıdığımız Ayşe Arman bu yaz birden başörtülü birinin neler yaşadığını merak etti ve sıcak mıcak demeden hemen başını sıkı sıkı bağlayıp sokaklara çıktı. Türkiye'nin en seksi kadını örtününce nasıl göründü? İnsanlar ne dedi, nasıl tepki gösterdi? Bu güzel kadın örtününce neden kendini 'ninjalara' benzetti? İşte Türkiye'nin merak ettiği tüm bu soruları Ayşe Arman başında örtüsüyle yazı dizisinde anlatıp bir anda  gündem olmanın mutluluğunu yaşadı.Hem de tam çektirdiği birbirinden seksi pozlar konuşulurken…

Peki bir ‘seks objesi’ başörtüsü takar da Ece Vahapoğlu takamaz mı? 

‘Başörtüsüyle gündeme geliniyorsa değil başörtüsü takmak bu işin romanını bile yazılır’ diyerek derhal işe koyuldu. Hemen başörtülü bir kız ile başı açık birinin arasındaki duygusal ilişkiyi anlatan bir roman yazdı.

Ama iş roman yazmakla bitmedi.

Kitabın tanıtımı da bir o kadar önemliydi! Hem kitabın tanıtımı için başörtülü bir fotoğraf iyi gitmez miydi? Özenle flaşlar altında kırmızı başörtüsünü taktı. Bu başörtüyle öyle pozlar verdi ki bu haliyle Ayşe Arman’ı bile solladı..Ama bu pozlar  ne yazık ki sadece kendi kitabına kapak olur.

Patlayan flaşlar altında başörtüsü  takmak birilerini gündeme taşıyorsa kameralar önünde başörtüsünü çıkarmak bomba etkisi yapar mı yapmaz mı?

‘Yapar!’ diyenler bahsi kazandı.

Şöhret budalası başörtülü kızımız Rabia Kazan büyük bir heyecanla dünyanın bir ucundan kalkıp İstanbul’a geldi.

Ekranlarda 'Aslında yurt dışında başımı açtım ama Türkiye'ye gelince annemin kıyafetlerini giydim. Artık Türkiye'de de başörtüsü takmayacağım' diyen bu tuhaf başörtülü kız yazdan beri ‘başımı açacağım, saçlarımı saçacağım’ deyip  kanal kanal geziyor. Son olarak Oray Eğin reyting uğruna programına iki kez konuk etti  ancak yazdan kalma bir başörtülüyle  reytingini doğal olarak yükseltemedi. O da programına  bir pornocu çağırdı. Olmadı, yine olmadı!

  Kazan da fırsatı fırsat bilip bir koşu Tempo dergisine uğradı. Flaşlar çakınca elini başörtüsüne götürüp gülümsedi. O sarhoşlukta olan oldu!

Birkaç gün sonra dergide başörtüsünü çıkarırken çekilmiş fotoğrafları çıktı. Ama artık çok geçti.'Ben saçımın sadece bir tutamını çıkarmıştım onlar foto montajla saçımın hepsini göstermiş' deyip ağlamaya başladı.

Artık başı açık fotoğraflarına bakıp elinden uçan son kozuna mı ağlıyor doğrusunu bir tek Allah bilir!

Ayşe Olgun - Haber 7
ayseolgun@yahoo.com