İsrail’in kendilerine hediye ettiği at gözlüğünü takan bir grup gazetecinin yazıp çizdiklerini okudukça şaşırıyorum, şaşırdıkça yeniden okuyorum. Ve ister istemez merak ediyorum Mavi Marmara gemisindekilere ateş püsküren yazıları kaleme alanlar acaba ‘bu kıyı’dan mı yoksa dokuz Türk’ü acımasızca katleden ‘karşı kıyı’dan mı yazıyor diye…

Oysa ‘karşı kıyı’dan at gözlüğü takmayı reddedenlerin görüp anlattıkları tablo bambaşka. Gerek Gazze halkına yapılan zulümleri gerekse Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıyı insanlık dışı olarak algılayan birçok Yahudi, İsrail adına utanç duyuyor. Aralarında sanatçı, yazar, gazeteci ve hatta din adamları var. Tıpkı Haham Yirmiyuhu Cohen gibi. İsrail’in yaptığı zulmün 'Yahudiliğe sığmayacağını' açık açık  ifade eden Cohen  “Siyonizm gerçek Yahudilik inancından kökten bir kopuş hareketidir. İsrail devletinin bugün Filistin halkına yaptığı gibi, başka halklara zulmetmesi inancımıza göre yasak ve büyük bir günahtır. İşte bu yüzden Filistin halkına karşı uygulanan ambargoyu tüm kalbimizle lanetliyoruz” diyor. Türkiye’de yaşayan  Yahudi asıllı Roni Margulies ise bir şair duyarlılığıyla gemiye yapılan saldırıya lanet yağdırıyor.  “Keşke o gemide ben de olsaydım” diyerek ne olursa olsun bu haklı direnişte en ön safta yerini alıyor.

İsrailli ünlü müzisyen Gilad Atzmon önemli bir işe soyunuyor ve İsrail’in Mavi Marmara gemisinde gerçekleştirdiği kanlı baskını nasıl bir mantıkla tüm dünyaya karşı savunduğunu hepimize çok güzel özetliyor: “Yahudi perspektifinde, ‘tarih daima acı çeken bir Yahudi’nin keşfedildiği yerden başlar.’

Yani Atzmon’e göre  uluslar arası sularda gemiye saldıran İsrail için asıl sorun direnişin çıktığı an da yaşanmıştır. Hani günlerdir içimizdeki ‘satılık kalemlerin’ anlatmak istedikleri gibi… (Direnmeselerdi bunlar olmazdı mantığı)

Bugün Mavi Marmara gemisinde tüm yaşananlara şahit olan Yahudi asıllı 34 yaşındaki İsrailli Tali Fahima’nın ülkesine döner dönmez Müslümanlığı seçtiğini öğrendim. Filistinlilerin sesi yüreği olan Fahima gemideki eyleme katıldığı için 3 yıl hapis cezasına mahkum edilmiş. İşte Fahima bu haksızlık karşısından ‘dinden çıkıyor’.

Mavi Marmara’ya yapılan saldırıyı ve Gazze’de yaşananları nefretle kınayan Fahima Müslüman olma hikayesini anlatırken “Gazze'deki insanlık dramına sessiz kalamazdım” diyor ve şunları ekliyor: “ Türkiye'den gelen gemiler ve onlara yapılan kanlı saldırı benim bu duyarlılığımı iyice arttırdı. İslamiyet hakkında zaten geniş bilgim vardı, İslamiyet’e uzak değildim, çünkü yıllardır İslam coğrafyasında yani Filistin topraklarında yaşıyorum. İsrail'in son saldırısının ardından artık zamanı geldi dedim ve çoktandır olması gerekeni yaparak Müslüman oldum."

Fahima’nın ‘’ İsrail'in Filistin topraklarını işgalini kabul edemiyorum” diyen sesi dünyada ne güzeldir ki yankı buluyor. Dünyanın dört bir yanından bu sese ses veren Yahudilerin sayısı her geçen gün artıyor. Yahudi Prof. Dr. Mike Cushman, "Yahudiler Avrupa'da 600 yıl boyunca ‘getto'yu yaşadılar. Şimdi Filistinliler için ‘getto’ yaratmaları kabul edilir bir şey değil" diyerek Fahima gibi düşünenlere destek veriyor. Ardından da Ortadoğu’nun barışı için gerekli olan şeyi iki cümleyle özetliyor: “Filistin halkını mücadelelerinde desteklemeliyiz, onlara moral ve fiili destek vermeliyiz. İsraillilerin demokratik Batı kültürünün bir parçası oldukları yolundaki inançlarını çürütmeli ve yaptırımlar uygulatmak için boykotlar yapmalıyız”

Yani siz sivri kaleminle bir mazlumun daha kafasına nişan alan İsrail askerlerini haklı göstermek için yarışırken dünyanın dört bir yanındaki Yahudiler, Filistin'in mahsun yüzünü güldürmek için el ele gönül gönüle vererek güneşli günleri Filistin topraklarına geri çağırıyor.

Ayşe Olgun - Haber 7
ayseolgun@yahoo.com