Umre notları - 2 / 'Arzın Merkezi'ne seyahat!

  • GİRİŞ16.05.2012 12:11
  • GÜNCELLEME16.05.2012 12:27

Yesrib’in Hz. Peygamberin  -Allahın selamı onun üzerine olsun-  icabeti ile medenileşip Medine olduğuna şahadet edeceğiz. Yaratılmışların en hayırlısı olan Nebi’yi koruyan, O’nu saklayan ve mübarek kabrini ağırlayan bu kutlu topraklarda ümmeti olarak şefaat isteyeceğiz.

Yalçın kayalıklarla çevrili zorlu coğrafi şartların ve insanın beynini pişiren bir sıcağın hâkim olduğu Mekke’nin, Beytullah sayesinde nasıl da insanlık tarihine ev sahipliği yaptığını müşahede edeceğiz. 

Rahman’ın misafiri olacağız, derdimizi, içimizi dökeceğiz, nazlanıp, yardımını isteyeceğiz.

Öğlen 12.30 civarında Medine’ye iniyoruz.

İstanbul’u gri bulutlarla terk edip, burada gözümüzü alan aydınlığa merhaba diyoruz.

Henüz sıcaklığı iliklerimizde hissedemeden rutin prosedürleri yaptırmaya geçiyoruz.

Bu esnada karmaşık duygular içinde savruluyorum.  

Sebebini bilemediğim şekilde sürekli dua etmeye çalışıyorum fakat duanın başı ile sonu arasında mantıklı bir korelasyon kuramıyorum.

Her başlangıç, bambaşka duygularla farklı bir şekilde tamamlanıyor, konsantre olamıyorum.

Bunun üzerine etrafı gözlemlemeyi tercih ediyor, ehli umreyi izliyorum. 

Sıraya girermiş gibi yapan, aradan kaynayan, çaktırmadan öne geçen, işleri hemencecik bitsin isteyen  bir takım teyzelerin varlığını da burada keşfediyor ve içimden "inşallah ilk dakika golü değildir" diye geçirmeden edemiyorum... 

Tüm gruplar hep birlikte pasaport kontrolünden geçiyoruz.

Arabistan’a gide gele işin erbabı olan teyzeler, ellerindeki gülleri Suudi görevlilere hediye ediyorlar. Hoş bir jest...

Tekrar gittiğimde aklımda olacak inşallah, sizin de olsun.

Peygamberimizin sünnetini yaşamaya, yine onun nişanesi olan güllerle ve hediyeleşme ile başlayın.

El bagajlarınıza üç beş yarım elma gönül alma kabilinden armağanlar koyun.

Ha bir de çocuklar için balon veya topitop benzeri hediyecik...

İnanın gerek Medine’de gerekse Mekke’de, her yaştan, her renkten, her milletten, gözleri ışıl ışıl yanan çocuklara verdiğiniz minik hediyelerle onlardan daha mutlu olmanız mümkün.

TÜRK BELEDİYELERİNE VE MÜTEAHHİTLERİNE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR

Havaalanında bürokratik işlemleri kazasız belasız atlatıp, otobüslerle otelin yolunu tutuyoruz.

Havaalanından şehrin merkezine doğru ilerledikçe şehir gelişiyor.

Medine'nin merkeze uzak kısımlarında kenar mahalleler, fakir semtler, metruk, yıkılmaya yüz tutmuş evler ve bolca hurma ağacı bulunuyor.

Şehrin içinde ilerledikçe gözümüze aşina markalar, işyerleri...

Carrefour, Pirelli, Renault, LG, Honda, Hummer ilk etapta dikkatimi çeken ve gözlerimin BİM'i aramasına vesile olan markalar. Eğer görseydim asla şaşırmaz, kendimi daha bir evimde gibi hissederdim, eminim...

Otele doğru ilerlerken dikkatimi çeken bir husus, belediyecilik hizmetlerinin ilk görüşte insanı tatmin etmemesi, ilerleyen günlerde ise bu hissin pekişmesi...

Başarılı yerel yönetimlere alışmış İstanbullular için Medine’de de  Mekke’de de yapılacak çok iş var. 

Göründüğü kadarıyla şehir planlama, peyzaj ve temizlik bu alanların başında geliyor. 

Hatta şehirleri gezdikçe inşaatçılık faaliyetleri için de aynı şeyi düşünmeye başlıyorum. AK Partili belediyelerin ve Türk müteahhitlerin kesinlikle Suudilere danışmanlık yapması gerekiyor.

Zira Hicaz bölgesi tam bir şantiye görünümünde…

Her yerde vinçler, beton kırıcılar, çimento karıcılar, demir bloklar...

Bir an evvel bu çirkin görüntünün ve gürültü kirliliğinin yok olması için Suudi Kralına seslenmek istiyorum.

“Sayın Kralım;

Eğer bu yazıyı okuyorsanız; salacaksınız Hicaz’a Türk müteahhitleri, Japonların 5 senede bitireceği inşaatları 2 senede tamamlatacaklar. İnanmazsanız gelin Türkiye’ye görün. Bugün yapımına başlanan koca koca siteler 6 aya kalmadan bitiyor. Çevre düzenlemesi, yeşil alan çalışmaları da dâhil... Vallahi o şantiyelere baktıkça bizim içimiz sızladı. Lütfen bu sözlerimi yabana atmayın... Her Japon şirkete bir Türk müteahhit danışman verin…

Saygılar…”

Haddizatında Hicaz’da dikkatimi fazlasıyla celbeden diğer bir husus da, araç ve trafik durumu...

Medine’de ve Mekke’de Mescidi Haram bölgesinin dışında ciddi bir trafik sorunu bulunmuyor.

Türkiye’deki gibi yol durumunu belirten levhalar olsaydı, o yeşil "akıcı" yazısını hemen her noktada görebilirdiniz. 

Sadece Mescidi Haram’da özellikle de namaz vakitleri yayaların kalabalığından lokal bir tıkanma yaşanıyor.

Araçlar ki bunlar genellikle taksiler, oldukları yerde mıhlanıp kalıyor.

Bunun neticesinde de şoförler bagajlarından çıkardıkları seccadeyi asfalt yola sererek imama uyup namaza katılıyor.

Şerden hayır çıkarma durumu dedikleri bu olsa gerek…

Trafikte Amerikan ve Japon araçlarının hâkimiyeti söz konusu…  

Avrupa arabaları ile nadiren karşılaşıyorsunuz.

GMG 4x4'ler, Toyota ve Mazdalar, Chevroletler, Nissan'ın arazi tipi kamyonetleri ve Mercedesler sıkça karşılaştığınız araba markaları.

Taksilerde bolca Hyundai Accentlere rastlamak mümkün.

İlginç olansa, trafik bunca rahatken, şoför jargonuyla ifade edersek araçların hemen hepsinin "vuruk" olması... 

Kaportası yamulmamış, çamurlukları çizilmemiş, tamponu yerinden oynamamış bir araba görmek neredeyse imkânsız.

Sanıyorum burada arabalar pert olana kadar oto sanayi yüzü görmeden kullanılıyor ve sonra da yenileniyor.

“Kasko” diye bir sigorta çeşidinden habersizler… 

Bunca hasarlı arabaya başka bir anlam veremiyorum.

Medine’de şehrin her yanında irili ufaklı hurma bahçeleri mevcut...

Eğer Türkiye’de sizi ziyarete gelen eşinize, dostunuza hurma ikram etmek istiyorsanız, isteğiniz doğrultusunda görevliler sizi hurma bahçelerine götürüyorlar ve oralardan dilediğiniz kadar hurma alıp direkt Türkiye’ye kargolatabiliyorsunuz.

İletişim ya da kargo sorunu yaşamamanızın nedeni,  hurma bahçelerinin sahiplerinin arasında Türklerin hatırı sayılır bir yekûn tutuyor olması.

Birçok Türk girişimci Medine’den Türkiye’ye kendi bahçesinin hurmalarını yolluyor.

Ortalama 1 kişinin 10 kg hurma aldığını varsayarsak onca Türkün Medine'de  hurma bahçesi işletmesinin mantığı ortaya çıkıyor. Tamamen “duygusal”…

Ayşegül Yıldırım Kara - Haber 7

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat