Umre Notları 11 / Hacerü’l-Esved Nöbeti

  • GİRİŞ25.05.2012 09:48
  • GÜNCELLEME25.05.2012 15:00

Rüknü Yemani ile Hacerü'l-Esved arasında kalan bölgede ellerimi Allah’ın evine koymuş derdimi anlatıyor, içimi döküyordum.

Herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadan ettiğim dualarımı bitirmiş tavafa kaldığım yerden devam edecekken kalabalık bir grubun bulunduğum duvara doğru atağa geçtiğini  gördüm fakat o grubu aşıp çıkacak vakit bulamadım.

Kendimi kurtarmak, sıkışmamak yahut nahoş durumlar yaşamamak için refleks olarak yaptığım şeyse Kâbe’nin eğimli mermer kaidesi üzerine çıkmak oldu (Kâbe mermer bir kaidenin üzerinde yükseliyor).

Özellikle kalabalık vakitlerde dokunmak için canhıraş mücadele eden insanlar varken, ben birden bire sırtımı Kâbe’ye yapıştırmış, insanlara bakıyordum.

Kafamı sol tarafa çevirdiğimde ise  izdiham yüzünden o güne kadar görme imkânı dahi bulamadığım Hacerü'l-Esved’in o muazzez cismini gördüm.

Kıran kırana mücadele eden insanların hallerine aldırmadan o mübarek kaide üzerinde Hacerü'l-Esved’e doğru hiçbir engel ile karşılaşmadan ilerliyordum.

O hipnotik etki bende de zuhur etmişti.

Bir yandan da benim gibi ufak tefek bir hanım için sadece bir hayal olan Hacerü'l-Esved’e dokunabilecek olma fikrine inanamıyordum.

Aramızda hiçbir engel yoktu. Aramızda hiç kimse yoktu. Sadece  o ve ben vardık. Kenarından dahi olsa birbirimize bakıyorduk.

Hacerü'l-Esved’in yanına geldiğimde ise insanların o büyülenmiş hallerine şahit oldum.

Ne pahasına olursa olsun o taşa dokunabilmek için nasıl çabaladıklarını gördüm.

Artık duygularım arapsaçına dönmüştü...

Ne düşüneceğimi, ne dua edeceğimi, ne yapacağımı şaşırmış kalmıştım.

Gözüne ışık tutulmuş tavşan gibiydim. Donmuştum.

Mübarek taşın bir tarafında Suudi görevli diğer tarafında ben, bu kutlu taşa nöbetçi olmuştum.

Tutunacak bir yer olmadığı için Hacerü'l-Esved’e tutunuyordum.

İnsanların Hacerü'l-Esved yerine elimi öpmelerine engel olamıyordum...

Ağlasam mı gülsem mi şaşmış kalmıştım...

Katatonik halden uzaklaştıkça korkmaya da başladım.

Ben buradan nasıl çıkacaktım?

Ezan vaktine kadar Hacerü'l-Esved’in başında mı bekleyecektim? (Ezan vakitlerinde görevliler Hacerü'l-Esved’in etrafını boşaltıyorlar).

Hani gelirken hiçbir sorun yaşamamıştım ama çıkarken öyle olmayacağı pek belliydi.

Benim rahatça Hacerü'l-Esved’e yaklaştığımı gören birkaç Hintli genç de kaidenin üzerine çıkmış yanımda bekliyorlardı. E geri dönüş yolu da bu şekilde kapanmıştı.

Ey Allahım ben ne yapacaktım?

Kalmıştım Hacerü'l-Esved’in başında...

Yapacak bir şey yoktu. Dua etmeliydim...

Hem ağlayıp hem de durumun komikliğine, Hacerü'l-Esved’in başındaki çaresizliğime gülerek bol bol dua ettim.

Kendime, aileme, arkadaşlarıma, sevdiklerime ve tüm ümmete...

Bu arada savaş, dehşetinden hiçbir şey kaybetmeden devam ediyordu. Ben seyrediyordum.

Herkesten yaklaşık 1 metre kadar daha yukardaydım.

İnsanların başları dizlerimi geçiyordu. Şükür benimle işleri yoktu. Yoksa kesin parçalanırdım.

Sonra… Melekler alıp beni o izdihamın dışına bıraktılar(!). Nasıl olduğunu anlamadan Rabbimin inayetiyle  kendimi o sıkışıklıktan kurtulmuş buldum(!) diyeceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz ey kaari.

Allah’ın yardımı her daim gerçekleşiyor fakat giden hemen herkesin anlattığı gibi melekler sizi bir yerden bir yere transfer etmiyor.

Tayy-i mekân eylemek için kırk fırın ekmek yememişliğimden de olabilir, bilemiyorum.

Buna rağmen Hacerü'l-Esved’in başındaki o izdihamdan iri yarı bir amca sayesinde umduğumdan daha kolay kurtulduğumu da itiraf etmeliyim. 

Dualarımı ettikten sonra Hacerü'l-Esved nöbetime  son vermeye karar verdim ve insanları kollamaya koyuldum.

İrice bir Arap amcanın kalabalıktan uzaklaşmaya çalışması üzerine ben de "çıksam çıksam ancak böyle bir amcanın arkasına takılarak çıkabilirim" dedim ve kendimi amcanın arkasına bıraktım. 

Yaklaşık 4-5 adım boyunca yere inemeden havada yaptığım yolculuktan sonra izdihamın gevşemesiyle yere inebildim ve o dehşetli kalabalığı terk ettim.

Çıktığımda aynı anda hem ağlıyor, hem de gülüyordum. 

Oksimoron bu durumu ilk kez yaşıyordum. Böğüre böğüre gülmek... Ya da kahkahalarla ağlamak...

Yaşadıklarım şaka gibiydi...

Ve o anda anladım ki hayata karşı duruşunuz ve tavrınız ne ise, rabbinizle olan ilişkiniz nasıl bir ilişkiyse Allah da size öyle davranıyordu.

Aşk ile bir dahi elhamdülillah...

Ayşegül Yıldırım Kara - Haber 7

aysegulyc@gmail.com
twitter.com/aysegulyk

Yorumlar4

  • OKUR YAZAR 11 yıl önce Şikayet Et
    hanımların umresi - haccı. allah kabul etsin umrenizi yazar hanım. ben de sizden bir kaç hafta önce oradaydım. dini eğitim almış ilahiyatçı biri olarak orada baktım hanım kardeşlerimizin halleri çok sıkıntılı. keşke hanımlarla erkeklerin tavaf saatlerini ayırabilseler. ibadet yapacağız diye günah işleniyor. harem-i şerifte işlenen günahların cezası da çok biliyorsunuz. allah hepimizi afvetsin.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    kabe denince akla ne gelir. kırılan put gelir..latları menatları uzzaları kıracaksın..kabede, hangi putunu kırabilmiş yada kıramamış olduğunu bir düşün..kabede putu kıracaksın kardeşin..düşün bakalım kafanda ki putları.düşün,düşün..kafanda ki putlarını göreceksin..kır onları.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    daha ne olmalı idi kardeşim. haala kafanda ki putu kıramadın..ya rabbi sana geldim beytullahına (allahın evine) geldim..burası orası..burası allahın evi..allahın evi olma şerefine ermiş o taşı o toprağı, bırak diyen desin öpeydin ya..o ruhaniyet sana dokunmuş..ister ki inkar et..ben kendiliğimden gittim de..kendim kendime de ağladım de..yok öyle bir şey..ruhaniyet seni selamlamış,sana hoş geldin diye tokalaşmış..işte o dokunuşla sen farkında olmadan ağlıyorsun..o melekler seni karşılamış sana ikram edilmişte sen neden haala hacerül esvede kaba duruyorsun..bir daha ki tekrarı olmaya bilir..kıymeti bil..küçümsediklerin gibi ol..hacerül esvede dokun ve rabbinden iste ağlıyorsa gözlerini haline bırak..allah için ağlayan gözü cehennem yakar mı..bırak kendini ona,küçümsediklerin gibi ol,minnacık ol..ki iram edilenlerden olasın..
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    daha ne olmalı idi kardeşim. haala kafanda ki putu kıramadın..ya rabbi sana geldim beytullahına (allahın evine) geldim..burası orası..burası allahın evi..allahın evi olma şerefine ermiş o taşı o toprağı, bırak diyen desin öpeydin ya..o ruhaniyet sana dokunmuş..ister ki inkar et..ben kendiliğimden gittim de..kendim kendime de ağladım de..yok öyle bir şey..ruhaniyet seni selamlamış,sana hoş geldin diye tokalaşmış..işte o dokunuşla sen farkında olmadan ağlıyorsun..o melekler seni karşılamış sana ikram edilmişte sen neden haala hacerül esvede kaba duruyorsun..bir daha ki tekrarı olmaya bilir..kıymeti bil..küçümsediklerin gibi ol..hacerül esvede dokun ve rabbinden iste ağlıyorsa gözlerini haline bırak..allah için ağlayan gözü cehennem yakar mı..bırak kendini ona,küçümsediklerin gibi ol,minnacık ol..ki iram edilenlerden olasın..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat